Spor yazarlarından Milli Takım yorumları

7

YAZARLARDAN MİLLİ TAKIM DEĞERLENDİRMESİ

Spor yazarları, Uluslar Ligi'ndeki 4. maçımızda İzmir'de Litvanya'yı 2-0 yendiğimiz mücadeleyi değerlendirdi.  Yazıların tamamına paragraf sonunda adı verilen gazeteden ulaşabilirsiz. İşte Milli Takım için yapılan yorumlar...

6

"AMAN NAZAR DEĞMESİN!"

Açıkcası ilk maçta yarım düzine gol attığımız Litvanya karşısında ilk yarıda biraz zorlandık dersek abartmış olmayız. Savunma kilidini uzaktan Cengiz ve Hakan’ın sert şutlarıyla açmak istedik, olmadı, duran toptan Kaan Ayhan’la tek gol bulabildik bu yarıda. İkinci yarıda da rakibini kalabalık savunma anlayışından ödün vermemesi açıkcası bizim farkı açma isteğimize set çeken en büyük faktör oldu. Onlar da haklı, ilk maçta açıldılar, yarım düzine gol yediler! Ne var ki 54’de Cengiz Ünder’in düşürülmesinde VAR devreye girdi, orta hakem izledi, beyaz noktayı gösterdi. Kaptan Hakan şık bir vuruşla penaltıyı gole çevirdi. 81’de Cengiz takımımıza ikinci penaltıyı kazandırdı, kendisi kullandı, ne var ki Bartkus’u geçemedi.Evet, kazasız-belasız dört maçı geride bıraktık, Eylül’e kadar rahatız! Büyük bir iş kazası yaşamadığımız taktirde seviye atlayacağız, B gurubuna yükseleceğiz. 2023’de ise kaldığımız yerden A grubu için mücadele edeceğiz, aman nazar değmesin! (BİLAL MEŞE/MİLLİYET)

5

"AÇIK ARA EN İYİSİ HAKAN ÇALHANOĞLU'YDU"

Dün akşamın açık ara en iyi oyuncusu Hakan Çalhanoğlu'ydu... Kaptan olarak ciddi bir sorumluluk aldı. Onunla birlikte Cengiz'in ve Kerem'in birlikteliği Milli Takım'ı özellikle rakip ceza sahası civarında daha etkili hale getirdi. Oyunun genel temposu içinde rakip sahada kalmaya çalışan ve top rakibe geçtiğinde reaksiyon gösterip en kısa sürede tekrar oyuna hakim olma düşüncesi maçın büyük bölümünde karşılık buldu. Kaan ve Çağlar'ın öne çıkışları, hamle zamanlamaları ve orta alanın merkezinde Serdar'ın doğru pozisyon alışı, oyunun Bizim Çocuklar açısından akıcı olmasında büyük rol oynadı. Bu tür rakipler sizi çok fazla zorlamaz, önemli olan sizin kendinizi zorlayarak temponuzu yükseltmenizdir. Milliler kendi adına bunu gerçekleştirirken cebine koyduğu üç puanla da hedefe yürüyor. (ALİ GÜLTİKEN/SABAH)

4

"SERDAR, SEMİH OLMALI"

Serdar Dursun’un çoğu maçta sonradan oyuna katılarak gol katkısı yaptığını görünce Semih Şentürk’ü anımsadım. O da sonradan oyuna katılır, beklenen ya da beklenmeyen golleri atarak kendini gösterirdi. Ama bir türlü anlayamadığım şey, maça kulübede başlama alışkanlığıydı. Onbirde sahaya çıktığı zaman atamadığı goller yüzünden adı “nöbetçi golcü”ye çıkmıştı. Bir de iş başındaki hocaların genellikle kadrodaki yabancı oyunculara öncelik vermesi Semih’in büyük talihsizliğiydi.O nedenle diyorum ki Serdar Semih olmamalı. Tam aksine o sert rekabet içindeki kadronun içinde birinci seçenek olmak için canını dişine takarak oynamalı. İnanıyorum ki çalışıp isteyince başarabilir. Umarım Jorge Jesus da adaletli biridir. (ATTİLA GÖKÇE/MİLLİYET)

3

"YETERLİ DEĞİL"

Milli takımımız galip geliyor ama yalnız bu yeterli değil. Bizim standardımız ve seviyemiz daha yüksek olduğu için bu oynanan oyunlar; çok bireysel, doğaçlama, günlük, anlık yetenekle çözülecek oyunlara dönmeye başladı. Saha içi organizasyonumuz eksik, alan yaratma ve alanı kullanmada ortak akıl üretemediğimiz gibi temel oyundaki yapısal bozukluklar yalnız güçsüz takımlara gol atınca ortadan kalkmıyor. Çünkü bizi bekleyen bu ulusal lig maçlarından sonra Avrupa Şampiyonası elemeleri var. Bu takımın daha fazla gelişime ihtiyacı olduğu net bir şekilde görülüyor. Salih Özcan, milli takım için kesinlikle çok büyük bir kazanç. Kuntz'un bizi getireceği nokta Norveç'i yenebilen, play-off'ta Portekiz gibi düşüşte olan bir milli takıma mağlup olmayan, hazırlık maçı da olsa İtalya karşısında varlık gösteremeyen bir takım değil, bu seviyedeki takımlara meydan okuyan, problem çıkartan, istediği skoru alan, güçlü oyunuyla güçlü bir takım hazırlaması ve ortaya çıkarmasıdır. (REHA KAPSAL/FOTOMAÇ)

2

"İKİ ARIZAYI GİDERMEMİZ ŞART"

Türk Milli Takımı bu anlamda süper bir sınav verdi. Herkes tutkulu, herkes iştahlıydı. Takımın gençleşmesi ve abilik döneminin bitmesinin olumlu sonuçları gibi bunlar. Ancak Mart’ta bir Norwich sendromu yaşamamak için bence şu iki arızamızı gidermemiz gerek:

1- Zaman zaman basit top kaybediyoruz. Kerem ve Doğukan bazen kolay vazgeçiyorlar.

2- Bağlantı oyuncusu olarak Halil’e alternatif yaratmamız gerek. Yusuf, İrfan, Abdülkadir ve Mert’in mümkünse hepsi rotasyona katılmalı eylüldeki iki maçta. İşin teknik-taktik boyutu bir yana, İzmir’de bir milli maç seyretmek mükemmel değil mi? “Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa” tezahüratlarıyla böyle pırıl pırıl bir milli takım izlemek iki kat daha güzeldi gün. (UĞUR MELEKE/HÜRRİYET)

1

"HİÇ KOLAY DEĞİL"

İlk sıraya oyuncuların ciddiyetleri, istekleri ve özverilerini koyuyorum. Hiç kolay değil, uzun bir sezonun ardından haziran ayının ortasına kadar sezon devam etmiş oldu onlar için. Çok kısa bir süre sonra da fazla dinlenemeden yeni sezona başlayacaklar. Bu yüzden mücadeleleri için hepsini tebrik ediyorum. İkincisi defansif olarak son derece başarılıydık. Hemen hemen hiç pozisyon vermeden bu 4 maçı geride bıraktık. Üçüncüsü bazı oyuncuları tam anlamıyla kazandık. Salih, Dorukhan, Ferdi gibi isimler ilerleyen zamanlarda da büyük katkı yapacaklarını gösterdiler. Kısaca olumlu taraflarımız çoktu. Düşünmemiz gereken tek konu Litvanya maçı hariç ilk golü bulmakta çok vakit kaybettik. Bunu da çözersek ileriki maçlarda daha da iyi oluruz. (İLKER YAĞCIOĞLU/TAKVİM)

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
En çok okunan haberler