Spor Toto Süper Lig'de 2011-12 sezonu şampiyon tamamlayan Galatasaray'da kulüp başkanı Ünal Aysal, Türkiye Futbol Federasyonu'nun yeni bir seçime gitmesi ve Türk futbolunun yeniden yapılandırılması gerektiğine inandığını söyledi.
Ünal Aysal, Habertürk Tv'de katıldığı programda yaptığı açıklamada, Türk futbolunun yeniden yapılandırılması için ciddi gayretler gösterilmesi gerektiğini, Galatasaray Kulübü olarak kendilerinin de buna destek vermeye hazır olduklarını ifade etti.
Kulüpler Birliği'nin kurumsal bir yapıya kavuşturulması gerektiğini öne süren Aysal, ''Şampiyon olduğunuz için mevcut Futbol Fedarasyonu yönetimine karşı bakışınızda bir yumuşama oldu mu-'' şeklindeki soruya, ''Bugünkü Federasyon'un bu görevi icra edebileceğine katiyetle inanmıyoruz. Sadri başkanın (Trabzonspor Kulübü başkanı) görüşlerine katılıyoruz bu anlamda. Yeni bir seçim, yeni bir federasyon ve yeni bir anlayışla Türk sporunun yeniden yapılandırılması gerektiğine inanıyoruz. Alınan son kararlar tamamen hayal kırıcı'' karşılığını verdi.
-Fenerbahçe taraftarlarının standardı-
Ünal Aysal, sezon içinde, ''Fenerbahçe ve Galatasaray taraftarlarının standardı farklı'' şeklindeki açıklamasının hatırlatılması üzerine ise şunları söyledi:
''Ben hiç bir zaman, taraftarlar arasında bir 'kalite farkından' söz etmedim. Böyle bir niyetim hiç bir zaman olamaz. Kendi taraftarıma olan saygım kadar, diğer kulüplerin taraftarlarına da saygım var. Özellikle Fenerbahçe taraftarlarına böyle bir şeyin olmadığını tekrar belirtmek istiyorum. 'Fenerbahçe taraftarıyla, Galatasaray taraftarlarının standardı farklı' dedim. Ne ahlaktan ne kaliteden bahsettim. Bu benim izlenimim. Yanlış da olabilir. Fenerbahçe taraftarı 12. adam psikolojisiyle, sahaya direkt müdahale etmeyi kendisinde hak olarak görüyor. Galatasaray taraftarı ise sahasını korumayı görev biliyor. Bunun ahlakla ilgisi yok. Bu bir politika meselesi. Bir disiplin meselesi. Onlar öyle düşünmüşler, bizimkiler böyle düşünüyorlar. Bu sebepten benim saham 1 kez bile kapatılmadı. Kulübüm zarar görmedi. Para kaybına uğramadım. Bunun için de kendi taraftarıma son derece müteşekkirim. Onlar bu politikayı izlediler. Bu standardı tutturdular. Fenerbahçe taraftarı başka bir standardı uyguladı. Dün akşam gördüğümüz maç sonrası örnekleri, aslında ne demek istediğimi çok açık şekilde izah ediyor.
Dün akşam gördüğüm olay, orada 50 bin kişilik toplum varsa, bunun 3-4 bin kişisi holigan ekibiydi. Tüm sorunu yaratan onlardı. Bu arada bizzat Fenerbahçe taraftarı da zarar gördü. Oraya sporsever Fenerbahçeliler iyi bir maç izlemek için geldiler, bizden çok onlar sıkıntıya uğradılar. Bizim en büyük üzüntümüz sporseverlerin bir gün spor sahalarından kaçma riskinin doğması. Onların biz maçlara gelmelerini teşvik edeceğimize caydırıyoruz. Bunun önlenmesi lazım. Tüm kulüplerin son derece duyarlı ve itidalli davranması gerektiğine inanıyorum.''
- ''Ben de Fenerbahçe'yi kutlardım'' -
''Fenerbahçe kazansaydı siz de alkışlar mıydınız-'' şeklindeki soru üzerine Galatasaray Kulübü'nün eski başkanlarından Özhan Canaydın'ın aldığı Fair-Play ödülünü hatırlatan ve kendisinin de bu geleneğe bağlı kalacağını ifade eden Ünal Aysal, ''Sevinmesem dahi büyük bir zevkle, hem Nihat Özdemir'i kutlar hem de başarısını dillendirirdim'' cevabını verdi.
''Maçın ardından Fenerbahçeli yöneticilerden dostluk gördünüz mü-'' şeklindeki soru üzerine ise Aysal, ''Sayın Ali Koç'u görmedim. Her halde çok meşguldü. Maç bittikten sonra biz protokol kısmına geçtik beklemeye başladık. O dakikadan sonra hiç bir Fenerbahçeli yönetici, semtimize uğramadı. Herhalde çok meşguldüler, çünkü başları dertteydi. Biz bunu anlayışla karşılarız. Bu da bir sorun sayılmaz'' şeklinde konuştu.
''Ali Koç o anda saha içindeydi'' şeklindeki ifade üzerine ise Aysal, Fenerbahçeli yöneticilerin maçın ardından sıkıntılı zamanlar geçirdiklerine inandığını da belirterek, cümlelerinin yanlış anlaşılmamasını istedi.
-UEFA'nın alacağı karar-
Sezon içinde, Türk takımlarına Avrupa kupaları kapılarının kapanması halinde Galatasaray'daki görevinden istifa edeceğini söylediğini hatırlatan Aysal, ''Ancak Allah'a çok şükür böyle bir iş görünmüyor. İnşallah UEFA, Federasyon'un son aldığı kararlara çok sert tepki göstermez'' dedi.
''UEFA'dan ne gibi bir karar bekliyorsunuz-'' şeklindeki soru üzerine ise Aysal, ''Ben kartları göremem ama Avrupalıların nasıl düşündüğünü bilebilirim. Çünkü hayatım orada geçti, aynı prensipleri yaşadım senelerce. Kurallar, kuraldır. Kuralların dışına taştığınız vakit muhakkak bunun müeyyidesi gelir. Bu müeyyide şöyle mi böyle mi olur, onu bilemem. Ancak biz müeyyidesiz bir serbestliği tahmin etmiyorum ki yaşayalım. Bunun bedeli ödenecektir ama inşallah ağır olmaz'' dedi.
''UEFA'nın alacağı kararlar tüm kulüpleri kapsar mı-'' şeklindeki soru üzerine ise Aysal, ''Ben bu konuda UEFA'nın daha ayrımcı ve daha politik tavır alacağını düşünüyorum'' dedi.
Aysal, söylentilerin aksine UEFA üyesiyle bugüne değin hiç bir ikili diyaloğa girmediklerini, UEFA'dan hiç bir talepte de bulunmadıklarını kaydetti. Aysal, ''Özellikle olayların irdelenmesi, gözden geçmesi, neticesi ortaya çıkmadan önce hiç bir işleme girmeyiz. Ancak ne zaman gireriz- Galatasaray'ın bundan zarar göreceğini anladığımız ve bu iş netleştiği an tüm hukuki sistemi çalıştırırız'' diye konuştu.
Galatasaray'ın hedefinin Avrupa'da başarılı olmak olduğunu ifade eden Aysal, ''Kuvvetli Galatasaray ancak kuvvetli rakiplerle doğabilir. Avrupa'da başarıyı yakalamak için antrenmanı iyi yapmam lazım. Bu nedenle zayıf bir Fenerbahçe, Beşiktaş ya da Trabzonspor benim işime gelmez'' diye konuştu.
-Kupa töreni-
Galatasaray Kulübü İkinci Başkanı Ali Dürüst'ün ''Federasyon kupasına sahip çıkamadı'' şeklindeki açıklamasına katıldığını ifade eden Aysal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Federasyon kendi gücünü kullanıp istediği takıma istediği yaptırımı uygulayıp, kupayı istediği yerde verme lüksüne sahip. Soyunma odasında şampiyonluk kupasını almak, bırakın Galatasaray'ı Federasyon'un kendi kendisine hakarettir. Böyle bir ortamda soyunma odasında kupayı kabul etmemiz, Federasyon'a bizim hakaret etmemiz anlamına da gelir. Dışarıda bir kaba güç var, bu kaba güce karşı 2 bin tane polis eli kolu bağlı bekliyor. Böyle bir durumu kim kabul edebilir ki- Neticede herkes yapması gereken görevi yaptığı vakit, her şey yolunda gidiyor. Dün sonunda böyle oldu ama biraz tereddütle oldu. Bizi üzen de bu tereddüttür. Neden 3 saatlik bir tereddütle oldu bu iş. Halbuki usulüne uygun anında uygulanması gereken kurallar vardı. Onlar uygulanıp bu iş çok daha temiz şekilde halledilebilirdi. Polis gücünün ne demek olduğunu biz çok iyi biliyoruz. Polis isterse 15 dakika içinde, bilemedin yarım saat içinde bir toplumu kontrol altına alabilir. Özellikle Türk polisi bu konuda son derece güçlü, son derece deneyimli. Dün akşam da netice olarak başarılıydılar.''
- ''Federasyon bir projeydi, Haziran ayından itibaren bu proje bitmiş sayılır'' -
Yıldırım Demirören başkanlığındaki Futbol Federasyonu yönetiminin kurulmasında Galatasaray'ın hiç bir katkısının olmadığını çünkü Galatasaray'ın bir taraf olarak görüldüğünü öne süren Ünal Aysal, eleştirilerine şöyle devam etti:
''Bu Federasyon bir proje üzerine geldi. Bu proje kanunların değiştirilmesi, 3 Temmuzla başlayan sürecin bir yerde sıfırlanması projesiydi. Bu proje bazında, gerekli kararlar bu yönde alındı ve bütün kurullar bunun için seçildi. Zaten Galatasaray'ın yeri yoktu. Galatasaray damgası yemiş bürokratlar, teknokratlar dahi uzaklaştırıldı. Burada Galatasaray'ın yapacağı hiç bir şey yoktu. Galatasaray'ın dışında cereyan eden bir ortam vardı. Bu bir projeydi yapıldı ama Haziran ayından itibaren bu proje bitmiş sayılır.''
- ''Kurullarda bitaraf ekip yok'' -
''Kurullarda görev alan kişiler hukuk adamları'' şeklideki ifade üzerine Aysal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Hukuk adamları da insan. Türkiye'de fanatizm, takım tutma, bunlar artık insanların ruhuna girmiş. Çok az insan sporu severek bu işi yapıyor. Bu geçtiğimiz 10-15 sene içinde herkes fanatik damgasını yemiş. Ruhlarına kadar girmiş. Ne iş yaparsanız yapın, hukukçu da olsanız, hakim de olsanız, savcı da olsanız siz bir kulübü tutuyorsunuz. Bunun aksine hareket eden çok az, mesleğine bağlı insan görebiliyorum. Federasyon'un bugün yapısında Etik Kurulu, Tahkim Kurulu olsun katiyetle bitaraf ekip yok. Taraflı bir ekip var. Daha evvel fikirlerini bu yönde açıkça belli etmiş insanlar oturuyor. Onun için bu Federasyonun bittiğine inanıyorum, Türk futbolunun selameti adına.''
- ''Tek isteğimiz Türk futbolunun şaibeden arınması'' -
Futbolda şike soruşturmasına iddialara ilişkin kararların Futbol Federasyonu ve yargı tarafından alınacağını hatırlatan Aysal, sözlerine şöyle devam etti:
''Disiplin, Federasyonunu elindeki bir olay. Federasyon bunu anlattığım proje bazında halletti. Disiplinel bir suç olmadığını teyit etti. Dosyayı bir anlamda kapattı. Türkiye yönünden kapattı ama Avrupa yönünden kapatmadı. Bağlı olduğu kurumun da bu konuda tasarrufu olacaktır. İnşallah aleyhimize bir şey çıkmaz oradan. Yargıya intikal etmiş konuda benim konuşmam son derece yersiz olur. Yargı bu konuda kararını verecektir. Biz ne hakimiz ne savcıyız. Sadece tek istediğimiz Türk futbolunun her türlü şaibeden arınmasıdır.
Dün akşam Saracoğlu Stadı'nda alınan kupanın bir milat olduğuna inanıyorum. Ümit verici bir olay. Eğer dün biz bu kupayı o sahada alamasaydık, Türk sporunun geleceğine dönük endişelerimiz çok daha fazla artardı. Bugün daha fazla ümitliyiz. Kaos yaşayacaktı Türk sporu. Artık her şey zor kullanan ekiplerin ihtiyarinde olurdu. Şimdi en azından kurumların ve kuralların işleyebileceği ülke görünümünü verdik dışarıya karşı. Bu çok müspetti.''
''O da Başbakan sayesindeydi'' sözlerine ise Aysal, ''Allah'a çok şükür. Öyle demek lazım'' şeklinde karşılık verdi.
-Fatih Terim-
Ünal Aysal, başkanlığı döneminde aldığı en doğru kararlarından birisinin, ''Futboldan anlamam ama futboldan anlayan adamlardan anlarım'' diyerek göreve teknik direktörlüğe Fatih Terim'i getirmesi olduğunu söyledi. Aysal, Fatih Terim'in Galatasaray'da kulüplerinde ekol olmuş Arsene Wenger ve sir Alex Ferguson gibi uzun yıllar görev yapmasını istediğini dile getirerek şunları söyledi:
''Bu onun kararı ama Galatasaray'a yapacağı en büyük katkı, kalıcı olmaktır. Tecrübesi, Galatasaray'a olan katkıları ve taraftarla olan gönül birliği, bizlerle olan iletişimi, Fatih hocayı, istikbalde Galatasaray'ın Arsen Wenger'i ya da Alex Ferguson'u yapma konusundaki sağlam artıları olarak görüyorum. Benim projem bu, bunu Fatih hocayla da paylaştım. Fatih Terim buna negatif bakacak bir isim değil. Heyecanlı, her yaptığı işi severek yapan bir isim. O gün için müspet gibi bir intiba aldım. Bu zaman içinde bu şampiyonluktan sonra biraz daha netleşir. Ben Galatasaray başkanı olarak bu kapıyı kendisine uzun süreli açmak istiyorum. Kontratının ne olacağını herkes soruyor. Fatih Terim gibi Galatasaray'a mal olmuş isimlerin kontratı olmaz. Ucu açık. İstediği kadar kalır burada. Bu sene başarısız da olsa bence başarılıydı. Son maçta kaybedebilirdik. Bu başarısız olduğu anlamına gelmezdi.''
Ünal Aysal, mali genel kurula kadar hedefinin Galatasaray bütçesinde borçları 90-100 milyon dolara kadar düşürmek olduğunu, hiç bir yöneticiye borçlu bir yapı kurmayı düşünmediklerini ifade etti. Beşiktaş Kulübü'nü örnek göstererek, ''Başkanının büyük katkıları oldu ancak fayda mı sağladı zarar mı getirdi kendileri hesabını yaparlar diye tahmin ediyorum'' diyen Aysal, ''Hepimiz Galatasaray'ın hizmetkarıyız. Para koyduğumuzda burada hak iddia etmeye başlarız ki bu doğru olmaz'' dedi.
Aysal, şampiyonluk priminin 1 milyon Avro civarında olacağını ancak bu konuyu yönetim kurulunda netleştirmediklerini söyledi. Aysal, özellikle orta alandaki oyuncuların bu sezon çok başarılı performans sergilediğini ifade etti.
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın