Ünal Aysal'dan dobra açıklamalar
Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal, Kanal D ekranlarında katıldığı 32. Gün adlı programda cesur açıklamalarda bulundu.
Webaslan.com
Ünal Aysal, programda transferlerden futbol takımının konumuna, Aziz Yıldırım'dan Türkiye Futbol Federasyonu'nun şike konusundaki tutumuna kadar bir çok önemli açıklamada bulundu. İşte 8 aydır Galatasaray'ın başkanlığını yürüten Ünal Aysal'ın bir birinden çarpıcı açıklamaları;
KULÜPLER OLARAK İLK KEZ DOĞRU YOLU BULDUK
Ben kulüp yöneticilerinin sağ duyusuna her zaman güvendim. Toplantıya da bu güvenle gittim. Kulüplerinin ezici bir çoğunlukla bu kararı alması beni mutlu etti.
Toplantıdan önce kafam karışıktı. Önümüze nasıl bir reçete getirecekleri bilinmiyordu. Ne için çağırıldığımızı tam olarak bilinmiyorduk ve UEFA'dan alınan cevaplarla ilgili bir bilgimiz yoktu. Ben toplantıyı Kuzey kutbunun yeniden keşfine benzetiyorum. Bu toplantıda kulüp yöneticileri olarak ilk kez doğru yolu bulduk.
Genel Kurul'da herhangi bir kavga olmadı ama Kulüpler Birliği toplantısında birbirine girdi iki arkadaşımız. Sille tokata yakın baya sinirli bir ortam oldu. Ama çabuk yatıştırıldı.
KULÜPLER VE TFF BİRBİRİNİ KULLANMAK İSTEDİ
58. madde TFF'nin bağlı olduğu kurallardan bir tanesidir. Daha önce de uygulanmıştır ama bugünkü tatbiki bir kaç büyük kulübe gerekebilir. Eskiden büyük takımların böyle bir olaya karışacağı düşünülmemiş bile, bu yüzden zorlanıyorlar. Ama bütün dünyada olan ve bütün Federasyonların hukuğunda yer bulan bir madde bu.
Kulüpler ve TFF birbirini kullanmak istedi diyebiliriz. Federasyon yönünden bu maddenin tatbiki zor. Ekonomik zarar gelir mi diye düşünüyorlar. Bazı kulüpler ise ya bize uygulanırsa diye endişe içindeydi ve doğal olarak 58. maddeden kurtulmak ortak menfaatlerine uygundu. Bunun için de tek gündemde bir toplantıya çağırıldık. Bir defaya yönelik değişiklik düşünülüyordu, ama bu fermuara benzer ve açtığınız zaman aşağıya kadar iner. Bu proje çoğunluğun kararı ve sağ duyusu ile saf dışı kaldı. TFF topu kulüplere atmıştı, kulüpler ise biz sizi seçtik diyerek topu iade etti.
Bizim duruşumuz ise 3 Temmuz'dan beri sabit. Biz 3 Temmuz'da kuzey kutbunu bulduk ve pusulamızı oraya doğru çevirerek rotamızı belirledik. Galatasaray'ın kaygılarının başında kuralların değişmesi vardı. Bir kez kurallar değiştiğinde bundan sonra hiç bir yönetim kurallara uymaz ve sürekli kurallar değişir. Biz yöneticilerin kuralları değiştirmek gibi bir yetkisi yoktur, bu yetki hukuğun elinde olmalı.
FENERBAHÇE İLE AYNI ŞEYİ DÜŞÜNÜYORUZ AMA...
Fenerbahçe yöneticileri de 58. maddenin değişmemesi yönünde görüş bildirdiler. Onların samimi olduğuna inanıyorum. Fenerbahçe ile bu madde için aynı şeyi düşünüyoruz ama bir farkla... Onlar 58. maddenin cezalarının uygulanması için savunmaların alınmasını, davaların görülmesini istiyorlar, ki bu 5-6 sene sürebilecek bir periyot. Onlar savunma hakkımızı elimizden almayın ve mahkemeler ceza verince disiplin cezalarını alın dedi. Ama dünyada spor hukuğuna göre bu işler böyle değil. Federasyon kendi elindeki kanıtlarla gerekiyorsa ceza vermeli, yoksa Türk futbolu 5-6 yıl sürüncemede kalır. Bizim Galatasaray olarak istediğimiz tek şey de ceza verilmeyecekse bile kurallara göre hareket edilmesi. Yoksa kimsenin ceza alması gibi bir isteğimiz yok. Biz UEFA'nın belirlediği kıstaslara göre hareket edilmesini ve tribünlerimizde, futbol sahalarında huzuru bozmayacak şekilde kararlar alınması taraftarıyız.
UEFA bastırıyor şu anda. Göreceksiniz önümüzdeki günlerde UEFA daha ciddi davranışlar içinde bulunabilir. Bizim en önem verdiğimiz konu milli takım ya da kulüp takımlarının yurt dışına çıkış cezası almaması.
FENERBAHÇE'NİN DÜŞMESİNİ İSTEMİYORUM
Fenerbahçe küme düşer, ya da düşmez diyemem. Bu çok yanlış anlaşılabilir, disiplin kurulunun alacağı bir karar bu. Ama düşmelerini istemiyorum katiyetle. Bizim şampiyonluğumuz Fenerbahçe'nin düşmesine bağlı değil! Biz her halukarda şampiyon olacağız. Bizim böyle bir endişemiz yok. Galatasaray bütün branşlarda başarı ve yurt dışına gitmeyi amaçlamış. Fenerbahçe'nin içeride olması ya da olmamasıyla herhangi bir alakamız yok.
Digiturk ve Fenerbahçe'nin alacağı ceza arasında bir bağlantı var. Bizim ligimizde Digitürk gelirleri çok önemli. Oradan gelen parayla transfer yapıyoruz, geçimimizin önemli bir kısmını gideriyoruz. Dolayısıyla Digitürk'ün zarar etmesi kulüpler için de kötü. Bu bir ticaret. Profesyonel futbol sahada oynanan, ancak arkasında para olan bir eğlence merkezi. Fenerbahçe'nin düşmesinin istenmemesi de biraz bu yüzden kaynaklanıyor.
Ama bu ligde her sene son üç küme düşüyor. Bu biz de, Fenerbahçe de olabilirdi. Bu işin kuralında bu var ve bunu kulüpler de, Digitürk de en başta kabul etti. Biz geçen sene düşsek yine aynı şey mi olacaktı? Hayır, düşen takımın taraftarları orada desteği sürdürecekti.
MEHMET ALİ AYDINLAR'IN İSTİFA ETME HAKKI YOK!
Bence Federasyon görev yapmak zorunda. 8 aydır elinde tuttukları yargıdan gelen kulüp ve şahıslara ait belgeleri değerlendirmek zorunda TFF. Bu işi yargıya bırakmak görevden kaçmaktır. Bu durumda UEFA'dan ağır yaptırımlar gelebilir. Bu Galatasaray'ı ve diğerlerini etkileyeceği gibi, daha önemlisi Milli Takım'ı da etkileyecektir. Esas olan Milli Takım'dır, diğer kulüpler onun arkasından gelen parçalarıdır.
Mehmet Ali Aydınlar istifa etmemeli. Böyle bir hakkı da yok, istifası görevini yapamadığı anlamına gelir. Ben Federasyona geldiğinden beri takip ediyorum içeride yaptığı işler gerçekten takdir edilesi. Ben Mehmet Ali Aydınlar'ın bu kararları yapabileceğine eminim, bütün mesele omuzlarında baskıyı kaldırabilmesinde. Aydınlar bu cezaları ertelediği için bu kadar arttı baskı. Bazı sorunlar zamanında çözülmeli. Kararların ne zaman verileceği Federasyonun vereceği karar. TFF, bu kararı play-offlardan önce, nisan sonuna kadar karar vermek zorunda.
Futbolda hakemlerimiz yeşil sahada ne yapıyorsa, TFF bunu sosyal hayatta yapmak zorunda. Hakem nasıl saha içinde bir saniyede bir penaltıya karar vermek zorundaysa, Federasyon da elindeki belgelerle karar vermek durumda.
BEŞİKTAŞ BAŞKANI OLAYLARI UZATMAK İSTİYOR
Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'un bütün belgelerini okumadım. Ama bu takımların da endişeleri var. Öyle olmasa Beşiktaş Başkanı niye bu kadar uğraşsın? Beşiktaş Başkanı kendi kurum ve durumunun sorununun en iyi şekilde çözülmesi için uğraşıyor. Olayları uzatmak istediği çok açık. Bugün Federasyon başkanını istifaya davet etmek, sürecin 1 sene daha uzamasını istemek demektir. Ama ben Aydınlar'ın bu teklifi kabul edecek kadar zayıf olduğunu düşünüyorum.
Sizi şuna temin edebilirim ki, 3 Temmuz'dan sonraki süreçte biz kulüp yöneticileri neyin yapılmaması gerektiğini çok iyi öğrendik. Eskiden bu işler yapılır ve üstü kapatılıp gidermiş. Ama şimdi tam tersine böyle olayların üstüne gidiliyor. Artık taraftarlarımızın daha güvenle maç seyredebileceğine, hakemlerimizin daha rahat görevlerini yapabileceğine inanıyorum. Bu operasyonun futbolun geleceği için aydınlatıcı olduğunu dusunuyorum.
AYDINLAR FENERBAHÇE YÖNETİCİLERİ KADAR İYİ FENERBAHÇELİ
Mehmet Ali Aydınlar bugün Fenerbahçe'de yönetici olanlar kadar iyi bir Fenerbahçeli. Sadece sevgisiyle de değil, parasıyla da Fenerbahçe'ye yardım etmiş ve sponsorluk yapmış birisi. Aydınlar, bugünkü Fenerbahçe ile ilgili açıklamasında bu yüzden çok samimi ve haklıydı. Federasyonun asıl görevi futbolun gelişimini sağlamak, kulüplerin Avrupa seviyesine gelmesine yardım etmektir. Ama bugün onların görevi bambaşka bir vaka oldu ve bu ellerini yakıyor.
Recep Tayyip Erdoğan'ın her zaman önceliği Türkiye oldu. Yeri geldiği zaman Fenerbahçe gibi gönülden bağlı olduğu bir kurumu bile geri planda bırakacak imkana, şansa ve ahlaki bir tecrübeye sahip. Erdoğan'ın bu cezaya karışacağını düşünmüyorum ve karışırsa da büyük bir sükutu hayale uğrarım.
GALATASARAY'DA BU İŞLERE KARIŞMAK ÇOK ZOR
İddianamenin genelini okudum. Benim görevim değil bunu söylemek ama orada suçlar var. Bir suç ortamı var. Tekrarlanan davranışlar var fakat bunun suç olacağına tabii ki yargı karar verecek. Doğrusunu söylemek isterse bize dokunan bir yanı var mı diye de dikkatle baktım ama bulamadım. Bir yanlışımız varsa dikkat edelim, ders alalım ve düzeltelim diye özel olarak inceledik ama Galatasarayla ilgili bir şeye rastlamadığımız için çok mutluyum.
Zaten Galatasaray'da bu işlere karışmak çok zor. Çünkü Galatasaray'da denetleme sistemi çok farklı. Başkan olarak her şeyi yapabilirim gözüküyor. Ama aslında harcadığım her kuruş bile başkaları tarafından kontrol ediliyor. Bu yüzden elim titriyor bir şeyi imzalarken. Diğer kulüplerde başkanlar aynı yetkilere sahipler ama onlar rahat, biz ise korkarak kullanıyoruz. Yönetim kurulunda iki arkadaşımız fısıldayarak konuşsa gazetelere düşüyoruz. Bir de şike olayına karışsak neler olur.
AZİZ YILDIRIM'I ZİYARET ETMEK İSTERDİM AMA...
Aziz Yıldırım'ı ziyaret etmek isterdim ama etmedim. Eğer o Fenerbahçe Başkanı, ben de Galatasaray Başkanı olmasam kesinlikle ziyaret ederdim. Türkiye'nin iki büyük kulübünden birinin başkanı içerideyken, serbest olanın gitmesi yanlış yorumlanabilir. Ben içeride olsaydım Aziz Yıldırım'ın ziyaret etmesini istemezdim ama çıktığında ilk ben ziyaret edeceğim.
Ben belkemiği olan insanlar seviyorum. Aziz bey bir omurgası olan, davranışları birbirini tutan ve kulübüne çok iyi hizmet etmiş biri. Aziz bey iyi bir Fenerbahçeli ve inancı olan insanlara büyük saygım var. Bu yüzden umarım en kısa zamanda özgürlüğüne kavuşur ve aramıza katılır. Ben olsaydım kendimi kulüpten soyutlardım dedim. Ama Fenerbahçe ve Galatasaray ayrı. Ayrıca Aziz Yıldırım'ın 12 yıllık başkanlık deneyimi bende yok.
FENERBAHÇESİZ ŞAMPİYONLUĞUN FAZLA TADI OLMAZ
Fenerbahçe'siz şampiyon olmanın kuşkusuz fazla tadı olmaz. Ama biz önümüzdeki senelerde sürekli olarak ilk ikide yer almak ve Avrupa'ya gitmeyi hedefliyoruz. Bu yüzden Fenerbahçe'nin ligde olması ve olmaması bizim hedeflerimizi değiştirmiyor. Ama olmaması tadını kaçırır işin. Benim hedefim Avrupa, Türkiye diye bir hedefim yok.
PARALI OLDUĞUM İÇİN BURAYA GELMEDİM
Futbol yöneticileri dünyasına yabancıyım. Bu dünyaya girmekle çok iyi etmedim ama pişman da değilim. Sakin bir hayatım varken karmaşık bir dünyaya girdim. Ama bu beni gençleştirdi diyebilirim. Ben gücün gösterilmemesi taraftarıyım. İşin en kolayı para vermek. Fakat UEFA standartlarına göre kulüplere para veremezsiniz. Önümüzdeki günlerde çıkacak Türk ticaret kanununda da bazı maddeler var. Kulüplere verdiğiniz paraların sadece belli bir yüzdesini geri alabiliyorsunuz. Zaten kulüpler bu paraları kolay kolay ödeyemez ve parayı veren kişilere bağlı kalırlar. Bu yüzden Galatasaray'da işler farklı yürüyor.
Galatasaray'a görevli olarak geliriz, görevimizi yapar ve gideriz. Paralı olduğum için bu göreve gelmedim! Böyle düşünülüyorsa da bu aşağılayıcı bir durum, bunu kabul etmem. Kolay bir şeyi yapacaksam zaten gelmezdim. Burada önemli olan kulübü zengin olmasa da zarar etmeyen ve varlıklı bir şirket yapmak. 8 ay kısa bir dönem ama borç okumuzun yönünü değiştirdik. Önümde üç senelik bir program var. Seçime kadar bana oy verenleri mahçup etmeyecek seviyeye geleceğimizi düşünüyorum. Seçime girip girmeyeceğimizi o zaman düşünmeliyiz. Açık kapı bırakmak lazım, aksi durumda çok rakip çıkıyor.
FATİH TERİM GÜVENİMİ BOŞA ÇIKARMADI
Hepimizin egoları olduğu gibi Fatih Terim'in de egoları olması normal. Bizim aramızda görünürde bir sürtüşme olmadı ama gizli bir sürtüşme oldu mu bilmiyorum. Tahmin ediyorum iyi anlaşıyoruz. İlişkilerimiz çok iyi. Ben her maçtan evvel başarı diler ve sonrasında tebrik ederim. Umarım her maçtan sonra da tebrik ederim bütün dileğim bu. Fatih Terim'e çok güvendiğim için ısrar ettim ve güvenimin boşa gitmediğini düşünüyorum.
Takım istediği gün çok iyi oynuyor. Bunu sürekli hale getirmek Fatih hocanın en büyük sorunu ama bunu başarıyor ve zamanla tamamen istikrar sağlayacağımıza inanıyorum. Zaten bizim yönetimimizin sloganı bu; her branşta başarıda istikrar.
UYGUN BİR FIRSAT ÇIKARSA TRANSFER EDERİZ
Ronaldinho imkanı geldiğinde Fatih hocaya sordum. Ben de %100 diye aman alalım diye atlamadım. Ama burası bir şov business ve bu işi çok iyi yapan bir isim Ronaldinho. Bu yüzden bize başka avantajlar sağlayabilirdi. Fatih Terim kurmuş olduğu düzene böyle süslü ve boyalı bir kuşun gelmesinin bozabileceğinden endişe etmiş olabilir.
Galatasaray'da transfer bitmiyor. Çünkü sürekli olarak elimizdekinin daha iyisini almayı amaçlıyoruz. Elimizdeki daha kötüyü, daha iyisi ile uygun şartlarda değiştirmeyi istiyoruz. Ama bunu yaparken de hesabını veremeyeceğimiz paralar harcamak ve mali genel kurulda tenkit edilmeyi istemiyoruz. Hocaya da sorduk. Şu anda çok büyük bir ihtiyacımız yok, ufak tefek ihtiyaçlarımız var ama sezon sonuna kadar götürebiliriz. Önümüze uygun bir fırsat çıkarsa değerlendiririz.
FENERBAHÇE ŞİRKETİ DAHA DEĞERLİ AMA....
Kulüp değerleri ile şirket değerlerini karıştırmamak lazım. Galatasaray sportif Aş kulübün bir parçası. Galatasaray'a bir bütün olarak bakarsanız ne Fenerbahçe'den ne de Beşiktaş'tan bir damla daha az değerli değildir. Sadece şirket olarak bakarsanız Fenerbahçe'nin şirketinin değeri, Galatasaray'ın şirketinin değerinden daha yüksek. Ama bu kulübün değeri ile diğer kulübün değerini kıyaslamaya yetmez. Eğer gayrimenkulleri de dahil edersek işler değişebilir ve Galatasaray daha ağır basabilir.
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Diğer Haberler
En çok okunan haberler
AVRUPA'DAN FUTBOL