Yekta'dan samimi açıklamalar
Galatasaray'ın başarılı orta saha oyuncu Yekta Kurtuluş, sakatlık sonrası yeniden kendini buldu ve takımına katkı sağlamaya başladı. Futbol Extra da soluğu yetenekli oyuncunun yanında aldı.
Yaşadığı uzun ve zor bir sakatlığın ardından yeniden kavuştuğu G.Saray formasının hakkını veren ve herkes tarafından takdir edilen Yekta Kurtuluş, Futbol Extra'nın yeni yıldaki ilk konularından birisi oldu.
Futbol Extra'nın Ocak sayısına konuşan başarılı futbolcu Galatasaray'a olan sevgisinden ligde attığı ilk gole kadar birçok konuda samimi cevaplar verirken Kadıköy'de kaldırılan şampiyonluk kupasına dair anılarını da aktardı.
İşte Yekta Kurtuluş röportajının öne çıkan kısımları...
"TT ARENA'DA HER ZAMAN BİLETİM VARDI"
Galatasaray’a transfer sürecinden başlayalım. Transferin nasıl gerçekleşti?
İlk etapta Galatasaray yoktu gündemde. İlgilendiklerini dahi bilmiyordum. Diğer kulüplerle görüşmeler devam ediyordu. Aslında bir süre bekledim belki Galatasaray olur diye. Neticesinde Galatasaray oldu. Çok da mutluyum.
Senin nasıl bir Galatasaraylı olduğunu biliyoruz. Geldiğin sezon, takımın tarihteki en kötü sezonlarından biriydi. Neler hissettin?
Kötü bir dönemdi benim için. Hem taraftar hem de futbolcu olarak. Daha önce Kasımpaşa’dayken maç kaybettiğimizde Galatasaray’ın galibiyeti ile mağlubiyeti unutuyordum. Ama şimdi hem oynadığım takım kaybediyor hem de tuttuğum takım kaybediyor. Daha çok üzülüyordum. Çok kötü bir sezondu.
Sakat olduğun dönemlerde sürekli tribündeydin. Kombine aldığın söylenmişti. Böyle bir şey var mı?
Kombinem yoktu ama Bilkentli Aslanlar'da her zaman bir biletim vardı. Kuzenim Uraz Batur’dan dolayı. Mehmet Güleri de bunların içinde. Onlar bana her zaman bir bilet ayırırdı.
"DOĞUŞTAN GALATASARAYLI"
Bir futbolcunun yaşayabileceği en kötü sakatlığı yaşadın. Çapraz bağların koptu. O dönem nasıl geçti? Bu süreçte kimler destek oldu? O dönemi anlatabilir misin?
Zor bir süreçti benim için. Sakatlandıktan sonra o sakatlığın uzun süreceğini biliyordum. Ne kadar çalışırsam çalışayım... O sakatlığın belli bir adaptasyon süreci var. Ama Fatih hocam, Ümit hocam, Hasan hocam ve Taffarel hep bana yardımcı oldular. Takım arkadaşlarım sakatlandığım andan itibaren yardımcı oldu. Bu da benim için büyük bir moraldi. Ailemi söyleme bile gerek yok zaten. Onlar her zaman iyi günümde kötü günümde yanımdalar. Zor bir süreçti dediğim gibi ama hep beraber atlattık.
Galatasaray’a gelmeden önce sosyal medyada hangi takımlı olduğun merak ediliyordu. Sonra öğrendik ki fanatik bir Galatasaraylısın. Fanatiklik nerden geliyor? Aileden mi?
Ailede babam Galatasaraylı. Aynı zamanda Narlıdere Belediye Başkanı olan eniştem Abdül Batur da iyi bir Galatasaraylıdır. Benim Galatasaraylılığım da oradan geliyor. Aynı zamanda sarı-kırmızı renklerden dolayı Göztepe taraftarıydı. Beni her zaman maçlara götürüyordu.
Kasımpaşa’da oynadığın dönemde evlendin. Evlenme teklifi yaptığın görüntüler internette var. Bu sırada Galatasaray marşı (çıldırın, çıldırın) çalıyordu. Kimin fikriydi bu?
O zaman Kasımpaşa ikinci ligde şampiyon olmuştu. Doğum günü vasıtasıyla bir arkadaşın kulübüne gittik. Doğum günü pastası geldi. Kız arkadaşım kendisi Galatasaray marşını ayarlamış. Ben teklifi yaptım. Aslında marş bana da sürpriz oldu.
"GOL ÖNCESİNDE SELÇUK'LA KONUŞTUK..."
Galatasaray kariyerinde en iyi ve en kötü oynadığın maçlar hangileri?
En iyi oynadığım maç Şampiyonlar Ligi’nde deplasmanda kazandığımız Cluj maçı. En kötü maç ise Kayserispor maçından sonra oynadığımız İBB maçı. O maçta kötüydüm. Kayseri maçından sonra aşırı bir yorgunluk hissettim. Bu da İBB maçına yansıdı.
Bu sezon özellikle Cluj maçından sonra herkes Yekta’ya yeni transfer olarak baktı. Sen bu konuya nasıl bakıyorsun?
Uzun süren bir sakatlıktan sonra herkes aynı şeyi söyledi. Yeni transfer dediler. Ben de öyle hissediyorum aslında. Yeni transfer olduk. (gülüyor) İnşallah faydalı olurum bu sene. Tek amacım bu...
Sanica Boru Elazığspor maçından önce hazırlamıştım soruları ve 'Henüz Galatasaray formasıyla golün yok. Bu sen de baskı yaratıyor mu?' diye soracaktım ama golü attın...
Aslında öyle bir düşüncem olmadı hiçbir zaman. Benim Galatasaray takımındaki ilk görevim, savunma yapmak. Kasımpaşa’da uzun süre gol atamadığım zaman baskı yaratıyordu. Ancak Galatasaray’da hiçbir zaman öyle bir baskı hissetmedim.
Gole gelelim o zaman...
Gol enteresan oldu. Elazığ maçından iki gün önce Selçuk İnan ile birlikte televizyonda maç izlerken bir pozisyon gördük Selçuk’a “Hayatımda hiç böyle önüme düşen ve boş kaleye attığım golüm olmadı” dedim. İki gün sonra da öyle bir gol attım.
"O BAYRAK İSTENSE KADIKÖY'E DİKİLİRDİ"
Kadıköy’de kazandığınız şampiyonluğa gelmek istiyorum. Çok büyük bir başarı. Neler hissettin bizimle paşlaşır mısın?
Kadroya girme ihtimalim vardı. Sakatlığım da geçmişti. Hazır olmasam da bir ihtimal kadroya gireceğimi düşündüm. Biz maçı soyunma odasında küçük bir televizyonda izledik. Muhteşem bir heyecandı. 90 dakika boyunca sadece maça konsantre olduk. Daha sonra son düdükle diğer kadroya alınmayan oyuncularla sahanın içine fırladık. Ondan sonrası yine çok fazla hatırlamadığım kısımlar.
Maç sonunda senin Galatasaray bayrağını dikmeye çalıştığın ancak engellendiğin söylenmişti. O olayın detayları tam olarak nedir?
Ben sahaya çıktığımda bayrak vardı. Biz bayrağı açtık. Sabri’nin elindeki bayrağı. Fotoğraflarda da var. O bayrakta sopa yok. Orta sahaya dikme şansınız yok o bayrağı. Daha sonra olaylar çıktı biz içeri girdik. Onların bahsettiği 2-3 metrelik sopalı bir bayrak.
Öyle bir bayrak var mıydı sizde?
Her maça gittiğimizde öyle bir bayrak var. Çünkü oraya şampiyonluğu kutlamaya gidiyoruz. Ancak o bayrağın Kadıköy’de dışarı çıkması söz konusu değildi. Çıkartmadık zaten. Öyle bir engelleme olmadı. Daha sonra bütün olayları ona bağladılar. Sahaya ilk çıkardığımız bayrağa bağladılar. Ama onunla ilgili olduğunu düşünmüyorum.
O bayrak dışarıda olsaydı o taraftarın önünde ikinci Souness olmak için diker miydin?
O bayrak Kadıköy’e dikilirdi ama bana kalacağını sanmıyorum.
Eşin de fanatik Galatasaraylı her maça geliyor mu?
Her maça geliyor. Ben oynadığım için değil. Galatasaray maçı olduğu için geliyor. Ben oynamasam da tribünde. Hatta deplasmanlara da gelmek istiyor. Ama ben izin vermiyorum.
Araba merakın var bildiğim kadarıyla. Özellikle motorlarını tamir ettiğini duydum.
Evet özellikle motor merakım var. O tabii mesleğimden dolayı çok ilgilenemediğim bir hobi. Eski arabalarımı kendim tamir ediyordum. Ama şimdiki arabaların motorunu açmak pek mümkün değil. Eskiden bir Opel Corsa’m vardı. Onun motorunu açıp filtrelerini falan değiştiriyordum. Bakımlarını kendim yapabiliyordum.
Şimdi Porche’de olmuyor sanırım?
(Gülüyor) Evet şimdi olmuyor.
Röportaj: Yakup ÇINAR / Futbol Extra
Hepsi ve daha fazlası Futbol Extra'nın Ocak sayısında...
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın