Yiğit Şardan'dan Fatih Terim eleştirisi: 'Bakalım hoca sizi istiyor mu?'

"Bu süreç başladığından beri bir şeyi fark ediyorsunuz herhalde; biz 19 Haziran’da başkan mı seçeceğiz yoksa teknik direktör mü? Kafalar karıştı! 19 Haziran G.Saray’da başkanlık seçimidir, teknik direktörlük seçimi değil. Şimdi birisi Fatih Terim’in paçasına tutunuyor, birisi sırtına biniyor ve bizi başkanlığa götür diyorlar. İyi de oraya giderseniz bu şekilde siz başkan olabilirsiniz ama fiilen başkan Fatih Terim’dir. Ben kendime böyle bir şeyi yediremem. Ben kimsenin üzerinden prim yapmam."

"Bu konu, başkan seçilirsem gündeme alacağım ve değerlendireceğim bir konudur yönetimdeki ama tabii ben bu cevabı vermeden bir haftadır her yerde 'Yiğit Şardan, Fatih Terim ile çalışmayacak' lafları havalarda uçuşuyor! Herkes bu soruya benim adıma kafasına göre yorum yapıyor. Böyle bir kararım da, böyle bir söylemim de yok! Zaten bunun da sağlıklı olmadığını düşünüyorum. Biz hangi teknik adamla çalışacağına bakarak başkan mı seçeceğiz bu kulübe! Böyle bir şey olabilir mi?"

"Bu Fatih hocanın tercihi değil. Bir kelime söylemedi. Herhangi bir adaya yakın duruş sergilemedi. 31 Mayıs’ta sözleşmesi bitti ve herhalde Bodrum’daki evinde dinleniyor. Fatih hocayı bu kadar gündeme getirenler diğer başkan adayları."

"Anlamadığım nokta da bu! Neden Fatih hocayı bu kadar gündeme getiriyorsunuz? Başkan seçildikten sonra hangi hocayla çalışmak istiyorsanız hareket edersiniz. Fatih hocayla da çalışmak istiyorsanız gider konuşursunuz. Bu tek sizin kararınızla da olamaz. Bakalım Fatih hoca sizinle çalışmak istiyor mu? Şartlarda anlaşabiliyor musunuz, onu anlarsınız. Ama bunların şimdiden deklare edilmesi, ‘Bizim kırmızı çizgimiz Fatih Terim’,‘A planımız da B planımız da terim’ sözleri biraz Fatih hoca üzerinden prim yapma çabası gibi geliyor bana. Ben bunu yakışıksız buluyorum.”

“Şimdi herkes yapacaklarından bahsediyor, ben bir tane yaptığımı söyleyeyim. Adnan Polat bana 2 dönem üst üste asbaşkanlık görevi vermiş ve demişti ki ‘Sen gelir üreteceksin.’ En antipatik iş de odur. Benim liderliğimde 264 milyon dolarlık sponsorluk ve gelir paylaşımı modeli anlaşması yapmışız. Vaatte bulunmuyor, yaptıklarımı anlatıyorum. Yönetimden ayrıldıktan sonra G.Saray’a sevgim saygım sürüyor. Şirketlerim üzerinden G.Saray’a 35 milyon dolarlık, yani bugünün parasıyla 300 milyon liralık da gelir temin etmişim. İkisi 300 milyon dolar eder, bugün karşılığı 2.5 milyar liradan daha fazla. Ben şimdi iddia ediyorum; diğer 5 yönetimin toplamı, görev süreleri içinde G.Saray için temin ettilerse lütfen çıkıp açıklasınlar. 5’i toplam olarak söylüyorum. Teker teker değil. Yaptıklarımı anlatıyorum. Yapacaklarımın da teminatıdır. Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz."

"Önceliğim tüzüğün 1. maddesini hayata geçirmek. Sevgi, saygı, barışı, dayanışmayı üst seviyeye çekeceksiniz. Sevgisizlik ortamı kulübe zarar veriyor. Ben doğru teşhisi ve tedaviyi vaat ediyorum. G.Saray’ın gününü kurtarmak değil, önümüzdeki ikinci yüzyılda olması gereken kurgu ve yapıyı kurmak lazım... · G.Saray değerlerinden, kurumsallıktan herkes söz ediyor. Ama hepsi sözde kalıyor. Ben özde G.Saray değerlerine sahip çıkılmasını temin ediyorum. G.Saray'ın tekrar kudretli olması, federasyonlarda ve kurullarda, spor camiasında iyi temsili, başkanlık makamının da eski ağırlığını kazanması lazım.”

“Eski dönemdeki seçimleri hatırlayalım G.Saray’da! Cumartesi seçim olurdu. Cuma günü listeler verilirdi. Ve bunlar son ana kadar değiştirilebilirdi. Bunlar hep yaşadığımız şeyler. Bu benim G.Saray’da gireceğim 6 ya da 7. seçim! Ben G.Saray’da ilk kez seçime girmiyorum. Sonuçta bu bir hizmet yarışı! İhaleye giriş tarihini kaçırmadık. Hizmet yarışına giriş için başvurumuzu kanuni süresinde yapmış olduk.”

"Benim bir teklifim var bütün adaylara. Dernekler Kanunu’na göre seçilen başkan ve yönetim kurullarının Maliye’ye ‘mal beyanında’ bulunması gerekiyor. Ama bunlar kapalı zarflarda yapılıyor. Ben diyorum ki Deloitte gibi bir şirketi çağıralım ve bütün başkan ile yönetimlerin mal beyanı, varlıklarını toplasın, kamuoyuna da açıklasın. Herkes bir defa gerçekleri görsün."

"Vaatlerde bulunmak kolay. Ancak bir de realite var. Dönem sonunda da mal beyanı zorunlu tutulsun yönetimde görev alan başkan ve yönetim kurulu üyeleri için. Bu zorunluluğu da biz getirelim. Ondan sonra herkes görsün bakalım, hangi yönetim daha güçlü. Hangi yönetim bu sıkıntıların altından daha kolay kalkabilir! Hangi yönetim daha zor kalkar bunu bir görelim..."

"Ortada 200-300-400 milyon TL para ihtiyacı olduğu lafları dönüyor. ‘100 milyon dolar ile geliyoruz’ diyenler var. Biz daha önce ‘100 milyon dolar’ ile geliyor denilen başkan adayları da gördük! Ama 100 milyon doların sadece lafını duyduk. Göreve geldikten sonra da bir daha o 100 milyon doları görmedi G.Saray kulübü!"

"Kısaca ben bu söylemlerin hiçbirine itibar etmiyorum. Bunlar tamamen seçim kazanmak için söylenmiş bir takım laflar! Bu kadar atıp tutuyorlar, Yiğit Şardan’ın ekibi zayıf diyorlar. Buyurun mal beyanında hepimiz bulunalım ve görelim."

“Ben birçok G.Saraylı tanıdım. Abdurrahim Albayrak kadar her şeyini, zamanını, çevresini, emeğini, aklını, G.Saray emrine sunan, gecesini, gündüzüne katarak G.Saray için çalışan başka bir G.Saraylı tanımıyorum. Kendimi de bu gruba dahil ediyorum. Tabii ki hatalı söylemleri, yanlış kararları da olabilir. Kimin olmaz! Burada iyi niyetinden, çabasından, G.Saraylılığından, G.Saray sevdasından zerre kadar şüphem yok. Bu nedenle daha ilk günden Abdurrahim Albayrak ile yola çıktım.”

“Başkanlarla canlı yayına katılmama kararı alınca ‘korktu’ demişlerdir! Desinler... Benim için sorun yok. Herkes özgür düşüncesini söylemekte serbest. Birçok medya organı bize platformlarını açıyorlar. Görüşlerimizi, projelerimizi anlatmak için bize imkan sağlıyorsunuz. Hal böyle iken benim tekrar bu projeleri diğer 5 başkan adayıyla birlikte oturup birbirimize anlatmamızın bir manasını anlamıyorum. Bizim anlatmamız gereken genel kurul üyeleri ve camiamız.”

“Adnan Polat ile dostluğumuz beraber G.Saray’da çalıştığımız süreçte başladı. Kendisini çok seviyorum. Onun da beni sevdiğini biliyorum. Bu süreçte kesinlikle beni teşvik etmiştir başkanlığa aday olmak için. Ama bana Kerim Polat ismini dahi zikretmemiştir. Ben önce kendisine açıp sordum. Adnan Polat bu olay dışında bir kişiyi al ya da alma diye telkinde dahi bulunmadı.”

"2001’de Mehmet Cansun yönetiminin asbaşkanıydım. Daha sonra 2006’da Burak Elmas ve Eşref Hamamcıoğlu’nun da olduğu listede Özhan Canaydın ile Adnan Polat’a karşı seçime girip kaybetmiştik. Ondan sonra Adnan başkan ile bir sonraki dönem G.Saray’da asbaşkan olarak görev aldım. Tüm bunları ben G.Saray camiasında yaşarken Mustafa Cengiz’in ismini pek kimse duymamıştı! Ben 20 senedir yönetici olarak bu kulübün içindeyim. Camianın içinde olmam çok daha uzun. Dolayısıyla Mustafa Cengiz’in devamı olamam!”

“Tüm başkan adayları için talihsiz bir durum. Neden? Şimdi belki yüzde 30 oy alan bir aday başkan olabilecek. Kim en çok oy alırsa o başkan olacak. Ama gerçekten güçlü bir destekle gelmesi başkanın psikolojik olarak elini rahatlatır ve güç verir. Camianın kendi arkasında güçlü şekilde durduğunu görecektir. Bu kadar çok aday olunca maalesef bu gerçekleşmeyecek. Tüm adayların sorunu bu. G.Saray’ı da olumsuz etkileyebilecek bir şey! Ama yapacak da bir şey yok. Sonuçlarını da göreceğiz hep birlikte...

"Galatasaray'da tüzüğün birinci maddesinde ‘Sevgi, saygı ve dayanışmayı maksimuma çıkaracaksın' diye yazar. Bu sevgi, saygı ve dayanışma duygusu Galatasaray'da yok olmuştur. Bunu tekrar tamir etmek zorundayız. 38 senelik iş hayatımda yaptığım şey marka yönetmektir. Galatasaray, THY ile Türkiye'nin en önemli markalarından biri. Bu markayı yönetmek bizim işimiz. 50 senedir herkesin arkasından eleştiriler herkesin arkasından karalama var. Galatasaray'ın hastalığına doğru teşhis konması lazım.”

Şardan, kaçan şampiyonlukta tek sorumlu olamayacağını belirtip şöyle konuştu: Burada bir çok konu var. Yönetim, teknik kadro, futbolcular, toplam camia, camianın yaklaşımı tutumu hepsi birer unsur. Bunların hepsinden etkileniyorsunuz. Seçimler de bile bir unsur. Bunu bir kişiye yüklemek ona haksızlık olur. Lig boyunca Beşiktaş, Sergen Hoca'nın çevresinde çok kenetlendi. Ama bana sorarsanız Galatasaray'ın derin bir kadrosu yoktu.”

- Başkan adayı olmak için neden listeyi 7 Mayıs'ta vermediniz?

"Ben başkan adaylığını düşündüğümde sanırım mart ayıydı ama bir çok insana söylediğim gibi ben bu seçimin mayıs sonunda yapılabileceğine inanmıyordum. Bazı şeyleri iyi düşünmek lazım. Abdurrahim, ‘Abi ben senle ölüme giderim' dedi. Yok dedim ölüme gitmeye gerek yok sadece yönetime talip olalım o yeter. Ve bir ekip oluşturduk."

- TFF veya diğer mecralarla ilişkileriniz nasıl olacak?

"Çok sevdiğim bir kelime var: Kudret. Galatasaray'ın 116 yıllık tarihine bakarsanız çok kudretli bir kulüptü. Galatasaray son yıllarda kudretini kaybetti. Kudretini kaybedince o zaman bütün temsiliyetler zayıflamış oldu. Bu kudretin Galatasaray'a tekrar kazandırılması lazım. Bunu kaybetmenin en temel nedeni kavgacı bir zihniyetin Galatasaray'a yerleşmesi oldu."

- Mustafa Cengiz, Sportif A.Ş.'de olacak mı?

"Gerçekten insanlar malını varını yoğunu harcıyorlar hatta sağlıklarını bile kaybediyorlar. Buna bağlı olarak ya da olmayarak Mustafa Cengiz'e acil şifalar diliyorum. Mustafa Cengiz ile önümüzdeki dönemde herhangi bir platformda işbirliği düşünmüyorum. Allah şifa versin."

- Ezeli rakip Fenerbahçe'yle ilişkileriniz nasıl olacak?

"Herkesle ilişkimde temel bir prensibim var. Bir adım atarım, ilk adımı da atmaktan çekinmem. Karşı taraf da adım atarsa ben bir adım daha atarım. Fenerbahçe Başkanı ile ancak bu şekilde ilişki kurabilirim."