"G.Saray'ın şu an en büyük eksiği..."
* Sezon başı G.Saray'ın şampiyonluğun en güçlü adaylarından biri olacağı konusunda herkesin şüpheleri vardı, hatta buraya kadar gelinebileceğine bile kimse inanmıyordu. G.Saray'da neyi başardınız sizce?
"Bizi bugünlere getiren şey istikran sağlamamız oldu. Ama daha önemlisi şuydu: Yaz aylarında takımın kendine güveni hiç yoktu. Her kazanılan maç, güçlenmemizi sağladı. İyi bir kadro kurduk, sonra da takım olmayı başardık Daha yapılacak çok şey var. Bunlar zaman içinde kendiliğinden olacak. Ne kadar fazla birlikte vakit geçirir ve oynarlarsa işler o kadar yoluna girer."
* Başarı için takım olabilmek gerekiyor dediğiniz gibi ama G.Saray'ı takım haline dönüştürebilmek neredeyse imkansız gözüküyordu. Para problemleri vardı, takım içi arkadaşlık bitmişti, yönetim-futbolcu-teknik direktör ilişkileri zayıftı. Bu sorunlar çözüldü mü?
"Biraz çözüldü, biraz çözülmedi ama ben futbolculara basit birşey anlattım: 'Kimsenin bizden şikâyet etmesini istemiyorsak ilk önce görevimizi iyi yapacağız. Sen görevini iyi yap, bırak sıkıntıları başkaları yaşasın.' Bu, benim hayat felsefem. Bir başka düşündüğüm şey de şu: Her zaman borçlu kalmaktansa alacaklı ol. Görevini iyi yap, top diğerlerinde kalsın. Cevap vermesi gereken onlar olsun. En başta söylemiştim futbolcularıma 'Burada kendini iyi hissetmeyen serbesttir, gidebilir' diye. Ve takımım şu an çok iyi durumda. "
* Sizin onları desteklemeniz, basın toplantılarında her zaman oyuncularınızdan yana olmanız, zaman zaman yönetime tavır almanız da sanırını çok önemli oldu, değil mi?
"Her zaman öne çıkar ve onları korurum. Onların arkasındayım. Çünkü, onların alacağı sonuca göre yaşıyorum. Ama teknik olarak hiçbiriyle pazarlık yapmam. Zaten eski futbolcu olarak sadece bir basamak yükseldim ve teknik direktör oldum. Yine de ruhum onlarla... Zaten teknik direktörün en zor görevi ekibi oluşturan futbolcuların herbirini aynı yönde düşündürmek ve aynı noktaya odaklamaktır. Bu işte soyunma odaları çok önemlidir. İyi bir hayat olmalıdır orada. Bu tesisler onların işyeri, işe mutlu gelmeliler. Yoksa asla hocayı memnun edecek bir verim çıkmaz. Her şey bu noktada başlıyor. Yaptıkları işi zevkle ve keyifle yapmamalılar. Hedefim buydu ve başardım. Soyunma odasında hiçbir zaman sorun yaşamadık Orada sorun olursa benim sorumluluğumdadır ve çözerim. Bu, en iyi yaptığım iştir. İdari kısma karışmam, belki daha ilerde..."
* G.Saray artık Hagi'nin takımı oldu mu, bir hoca olarak takıma damganızı vurabildiniz mi?
"Her takım, hocasının aynasıdır. Hocanın ne kadar iyi olduğunu takım gösterir. Takımımın hedefi hep kazanmak olmalı. Dengeli ve istikrarlı olmak. Ben ofansif futbolcu olduğum için iyi ve güzel futbol oynayarak galibiyet almayı istiyorum. Ama denge çok önemli. Bence G.Saray'da bunu hep beraber başarıyoruz."
* Teknik açıdan neler yaptınız?
"Önce iyi bir defans kurduk Çünkü geçen sezon çok gol yemiştik. Ocak'ta ofansif eksikleri tamamlamaya çalıştım. Gecen sezona göre daha verimli ve istikrarlı oyuncular getirdik. Gelen yabancılar iyiydi, kendilerini geliştirdiler. Şu ana dek defansif-ofansif dengeyi kurduk, yine de biraz zamana ihtiyacımız var. Bu iş o kadar da kolay değil..."
* Peki G.Saray'ın şu an en büyük eksiği ne?
"Avrupa tabii ki. Biz Avrupalı bir kulübüz ve bu sene bunun acısını çok çekiyoruz. Önümüzdeki sezon 2 büyük takım da ön eleme turları oynayacak Şampiyonlar Ligi'ne katılmak için. Türkiye'nin bu hale düşmemesi gerekirdi."
* Yarın Kayseri maçı var. Song cezalı, milli takımlardan dönen oyuncularınız yorgun...
"Zor deplasman. Her yönden zor, Kayseri de ligde kalmak için mücadele ediyor. Beni ilgilendiren ve endişelendiren tek şey, işler çok iyi yürürken bu aranın verilmesi ve milli takımlara 12 futbolcumun gitmesi. Ama kazanacağız."
* Seneye nasıl bir takım kuracaksınız? Neler var aklınızda?
"Neyin ne olacağını bilmiyorum ki. Uzun vadeli plan yapmam. Hayâl kurmam, çünkü hayâl kırıklığı yaşamak istemem. Gerçeklerle yaşamayı tercih ederim. Güçlü olmak için sert dururum. Hiç söz vermem. Hakkımda sadece gerçek ve somut şeyler konuşulsun isterim. Yakın hedeflerle yaşamayı tercih ederim. Elimde o planım var ama günü gelince konuşalım."
* Devre arası transferlerinden memnun musunuz? Herşey istediğiniz gibi mi oldu? Yoksa sizin istediğiniz başka bir oyuncu listesi var mıydı?
"Çok iyi transferler yapıldı, iyi adaptasyon sağladık her yönden... Yönetimin veya benim bu işi yapmasının önemi yok. Önemli olan transferi yapanla diyalogunuzun olması. Çünkü teknik direktör olarak tabii ki sözünüzün geçmesi, aldığınız oyuncunun iyi olması ve takımda ona ihtiyaç duyulması gerekiyor. Bence bu sezon transferde az hata yaptığımız için bugün iyi durumdayız. Teknik direktörler sonuçtan sorumlu tutulduğuna göre transferleri de aslında onlar yapmalı... Tabii ki yönetim onlara yardıma olmalı. Çünkü, teknik direktör de işe alınan bir eleman sonuçta. İşler hep bu noktada karışıyor zaten. Hem yardımcı olacaksın, hem inanacaksın teknik direktörüne."
* G.Saray'da takım için kararları kim alıyor? İpler kimin elinde...
"Yüzde 100 benim elimde. Takımla ilgili herşeye ben karar veriyorum. Bana bütün sorumluluğu yönetim verdi. İşime karışırlarsa beni değerlendirme hakları da olmaz. Çünkü beni değerlendirecek merci onlarsa, önce işimi yapmama izin vermeliler. Sonra istedikleri gibi değerlendirirler. Tek başına hiçbir şey olmaz. Egoist değilim zaten. Ön plana çıkmayı sevmem sadece zor durumlarda öne çıkarım, böyle yetiştirildim."
* Devre arasında yönetimle aranızda bazı sıkıntılar olmuştu. Bursa maçından sonra tribün olaylarını yönetimin manipule ettiğini söylemiştiniz. Bu çıkışınızdan daha sonra pişman oldunuz mu?
"Hayır, hiç pişman olmadım. Yaptığım şeylerden pişmanlık duymam, yapıyorsam doğrudur. Yapmam lazımdı o çıkışları... Futbolda bugüne kadar yaptıklarımla o söz hakkını kazandığımı düşünüyorum. Bu hakkımı da koruyacağım. Herkese saygım var ama bunu yapma hakkım da var. Ben her zaman liderdim o yüzden bu seviyeye geldim. Yanımdakilerle yaşamayı iyi bilirim. Rahatsız etmemeyi bilirim. İnşa ettiğimiz her şeyi bozacaklardı ben o çıkışı yapmasaydım. Takımı korumak için onları söyledim. O günkü olaylar normal şeyler değildi. Bir tuhaflık kesin vardı. Bunların G.Saray içinde olması başlı başına tuhaf zaten."
* Peki, o çıkış işe yaradı mı sizce? Taraftar geçenlerde de Arif ve Hasan Saş'a bağırdı bu sefer...
"Ufak şeylerdi ama sinirlendim. Kendi kendimize kötülük yapıyoruz, ona deli oluyorum. Hedefe ulaşmak için taraftar dahil herkesin ekip olması gerek. Herşeyi bu birliği sağlamak için yaptım. Takıma zarar verirlerse, yine yaparım."
* Bu sene şampiyon olabilecek misiniz? Olamazsanız ortada bir "başarısızlık" var der inisiniz?
"Kesinlikle şampiyon olacağız. İyi bir sportif savaş olacak 9 maçın hepsini alacağız. Bir fikstür avantajımız olduğunu düşünmüyorum. Sadece iyi oynarsan avantajlı olursun, bütün 3 puanlan almalıyız. Elimdeki kadronun hakkı şampiyonluk.."
Kaynak: Vatan
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın