06
2012
Play-off'a ya da gereksiz bu uygulamanın gereksiz ismi "Süper Final"e 9 puan farkla giriyoruz. Hepimiz uzun zamandır böyle bir Galatasaray görmeyi çok özlemiştik. Puanların yarıya düşmesi çok büyük haksızlık olsa da, biz yine şampiyonluk şarkılarını düşürmüyoruz dillerden...
Takım olarak sergilenen oyundan, hırstan, istekten kimsenin memnuniyetsizliği yoktur sanırım. Bunu yine Terim mucizesi olarak değerlendiriyoruz. Ama hırs ve istek bir yere kadar yeterli olur ne yazık ki...
Kale ve Geri Dörtlüye baktığımızda aslında yeterince ideal görünüyor. Semih aksıyor zaman zaman. Onun alternatifi kesinlikle artık Servet ya da Gökhan olamaz. Mutlaka oraya bir takviye yapılması gerekir. Evet böyle genç bir yeteneğimizin olması kesinlikle çok önemli ama biraz da tecrübeli bir beki kadromuza katmakta fayda var. Ujfalusi'nin de 34 yaşında olduğunu unutmamak lazım. 1 sezon daha oynar ve gider. O yüzden gelecek planları yapıyorsak, defansa uzun vadeli çözümleri şimdiden bulmamız lazım....
Orta Dörtlüde bence Melo ve Selçuk fazlasıyla yeterli, ancak ikisinden birinin cezalı ya da sakat olması durumunda çok sıkıntı yaşarız. Oranın da bir alternatifi olması lazım... Ama Melo'nun bonservisi kesinlikle alınmalı... Ve kanatlar... En zayıf bölgemiz... Engin ve Emre kesinlikle çok çalışkanlar. Canlarını dişlerine takarak oynuyorlar, ama Engin'in neredeyse kaleyi bulan şutu bile yok uzun süredir. Özellikle son oynanan Fener maçında da gördük ki, bazen çok ağır kalabiliyor... Emre ve Engin idare edebilir ancak sezon sonunda Avrupa Maçları için kesinlikle kanat oyuncuları katmalıyız kadroya... Riera ne yazık ki hiç işimize yaramaz...
Forvette ise bence Elmander takımın kesinlikle olmazsa olmazı... Attığı gol sayısı umurumda bile değil. Karşı takımın defansını bu kadar rahatsız eden, defansı üzerine çekip Necati, Baros, Selçuk, Melo gibi oyuncuların gol atmaları için boş alanlar yaratan, aklını kullanan bir oyuncuyu uzun süredir görmemiştim. Ama Elmander'in yanına kesinlikle bitirici bir oyuncu lazım. Hızlı koşular yapan, boş alanı gören, bitirici ve çabuk olan... Bu kişi ne yazık ki Necati değil... Baros hiç değil... Sercan'dan behsetmiyorum bile... Ben Necati'nin çok çok çok iyi bir yedek olabileceğini düşünüyorum. Baros'un ise artık bitmiş olduğunu... En büyük nedeni ise, küsen bir oyuncu olması... Oyundan alınınca ya da yedek kalınca takıma küsüyor. Terim'in en sevmediği oyuncu tarzı...
Sonuç olarak, evet Aysal'ın söylediği doğruydu, bu takım Türkiye için yeterli. Ama eski günlerdeki gibi Avrupa'da başarı parolasını benimsiyorsak, bu takıma çok ciddi takviyeler lazım. Benim yukarıda belirttiklerimin özeti ise, ilk 11'e takıma bir defans, bir sağ kanat, bir sol kanat ve bir forvet gerekliliği... Bir de yedek Selçuk&Melo ikilisinin yanına üçüncü bir alternatif...
Tabii burada yabancı kontenjanını düşünmek gerekiyor. Muslera, Ujfalusi, Eboue, Melo ve Elmander'i banko düşünürsek 1 tek yabancı hakkımız kalıyor. Bunu da ben olsam kanat oyuncusu olarak kullanırdım. Hıncal Uluç'un (ki yazılarının gereksiz derecede saldırgan olduğunu düşünüyorum) doğru söylediği tek bir şey var. "Galatasaray'da taraftarı heyecanlandıran bir oyuncu yok..." Çok haklı bence. Bize Eboue ya da H.Balta'nin önüne heyecan verecek Keita gibi bir oyuncu lazım... Hızlı, ayaklarına hakim, ne zaman ne yapacağı belli olmayan.... Ben olsam yabancı hakkımızı buna kullanırdım. Aklıma formda bir Pino geliyor, inşallah sakatlığını kısa sürede atlatır....
Ancak Culio ve Stancu asla ve asla Galatasaray'ın oyuncusu değiller. Kesinlikle satılmalılar. Culio ligde yeterli olabilir, ama artık parola Avrupa'ysa, asla....
Kısacası kim gitmeli derseniz; Stancu, Culio, Riera, Servet, Baros, Sercan, Ayhan...
Kim kazanılmalı; Pino, Aydın, Yiğit, Ceyhun, Mertan, Okan Derici... Ayrıca kimse kızmasın, kimse kusura bakmasın ama Sabri'mizin de değerini bilmeliyiz ve o kadar moralman çöküşünün ardından en çok ona destek olmalıyız...
Son olarak, seveni olur, sevmeyeni olur, kimine çok samimi gelir, kimine çok sivri... Ama ben geçen sene 16 tane malubiyet alan, ligi güç bela 8. sırada bitiren, o ruhu ölmüş takımın başına başkan olarak gelen Ünal Aysal'a, takıma babalık yapan Abulrahim Albayrak'a, kalitesini her yerde gösteren Ali Dürüst'e ve hepimizin imparatoru, bize gönülden bağlı Fatih Terim'imize hepimiz adına binlerce kez teşekkür edip saygılarımı sunuyorum... Yönetimimizdeki geri kalan bir kaç çatlak sesin de artık bu aileden ayırlıp kendi yollarına gitmeleri için dua ediyorum !!!!