11
2011
Eğer bir futbolcu değerini buluyorsa, satılmayacak futbolcu yoktur.
Örnek mi?
Palermo’dan 43 Milyon eoruya PSG ye giden 22 yaşındaki oyuncu Pastore
Atletico Madrid’den 20 Milyon eoruya Macester United’e giden Kaleci Dea Gea
Yine Atletico Madrid’ ten Mancester City’e 40 milyon eoruya giden Aguero. Denilebilir ki ama 40 a gitti. İyide o Maradona’ nın damadı. Anlayan anladı.
Bu örnekler çoğaltılabilir. Mesele değerini bulan her oyuncunun satılması değil, gidenin yerinin doldurulmasıdır. İlla onun kadar pahalı birinin alınması da şart değil. Genç ama yetenekli, gelecek vadeden birini bulursanız sorun yoktur.
Yalınız satılan futbolcu sadece Galatasaray’ın değil Milli takımında en büyük silahı, taraftarın sevgilisi ARDA ise iyice bir düşünmek gerekir.
Eğer yerine ismi ses getirecek dünyaca ünlü bir oyuncu hem de acilen alınmazsa şuan taraftarda oluşan ümitsizlik duygusu örümcek ağı gibi tüm takımı da sarıp sarmalayabilir.
Yönetim büyük bir riske girmiştir ARDA yı satarak. Yarın birkaç kötü sonuçla karşılaşınca yönetim ARDA yı satmasaydı böyle olmayacaktı denilerek Sayın Başkan topa tutulacaktır.
Diyemezsiniz ki ama ARDA aşkı için gitti. Medyaya malzeme olmamak için gitti, onun için satıldı diyemezsiniz. O zaman size ama hala sözleşmesi devam ediyordu denilir.
Düşünebiliyor musunuz? Takım geçen yıl ARDA yokken rakip kaleye gidemiyordu. Bu sezon ne aldınız ki Muslera ve Melo dışında. Elmander desen tamam kötü değil ama çok parlak bir oyuncu değil.
Ayrıca ARDA nın satışından dolayı Yönetimle beraber en çok kaybeden bence MEDYA olmuştur. Neden mi? En büyük sermayeleri gitti.
Yok ARDA sinema kapattı. Yok ARDA el ele, yok ARDA göz göze, yok ARDA diz dize. Medya ve taraftar olarak kaybettik. Türk futbolunun en büyük markasını kaçırdık. Değerimize sahip çıkamadık.
Var mı? ikinci Bir ARDA nız YOK. Ee ne olcak şimdi?