07
2012
Birkaç konu başlğı hakkında karma bir yazı... öncelikle galatasaraylılık'tan başlamak istiyorum. bu isim bu takım bu kurum ne derseniz deyin bir yerde dillendirildiğinde taşıdığı bir ağırlık varsa o ağırlık kurucusunun camiasının ve tabiki tarftarının asilliğinden ve bunların bütün olarak muntazamlığından kaynaklanıyor. futbolun bu kötü günlerinde galatasaray olarak bu düzeni korumayı başarabilirsek inanın önümüzdeki süreçte çok hızlı ilerleyebiliriz. bunun için de önemli olan İNAN'maktır. yönetimimize ve teknik heyetimize güvenimiz tam olursa bir tarftar olarak gönlümüz rahat olur. son yönetimin yaşattıklarından dolayı güven duymak da biraz zorlanan tarftarlarımız inşallah bu ruh halinden kurtulur...
Güven, transfer konusunda da geçerli. geçen sene takımın başına geldiğinde ilk onbirdeki on oyuncuyu değiştirip şampiyon yapacak denilseydi inanın kimse inanmazdı. ama O inandı...imparatora ve ekibine desteğimiz de güvenimiz tam olsun renktaşlar.. transfer konusunda kimsenin şüphesi olmasın. Fatih Terim yine kimsenin beklemediği bir anda kupayla dönecektir yurda...
2000'deki tarihi zaferden sonra tavan yapan galatasaraylı egosu kötü geçen bir kaç sezonda taban seviyesine yakalaştı. bunun olmaması gerekiyor. bizim sevdamız, tutkumuz kupalaraya veya başarılara değil; renklere değil mi? türk sporunun öncüsü galatasaray tarftarının kentlenmesi ile daha da yülselecektir... yapılan veya yapılamayan bir transfer bizim takımımıza olan güvenimizi ve inancımızı değiştirmemeli..
İNANIN VE BEKLEYİN GALATASARAY YİNE AVRUPA'YI İNLETMEYE GELİYOR...