Durmadan şekillenen ve değişen gündemimiz içerisinde biraz sohbet etmek geldi içimden.

Gündemimiz o kadar yoğun ki, nefis mücadelelere sahne olan Avrupa Futbol Şampiyonası bile ikinci plana itiliyor ülkemizde. Bu yazı yayınlanırken kim bilir ne yeni gündemler oluşacak 1-2 günün içinde...

UEFA kararları, transfer, Arena öncelikli konu başlıkları.

Şike filminin başlamasından sonra yaklaşık 1 yıl dolarken dosya şimdilik sükunet buldu denilebilir. Gerçi araştırma-incelemelerin sürdüğü bildirilmiş olsa da, anlaşılan UEFA da Fenerin şerrinden korkup o da bizimkiler gibi olayı halı altına süpürme eğilimine girmiş gözüküyor.

Gerçi halen devam eden yargılama süreci var ama, siz kendinizi o hakimin yerine koyun. Suçu "aleni" olan adamı UEFA aklıyor, TFF aklıyor,bu adamın arkasında kalabalık şike sempatizanı ve kural tanımaz kitleler var; Yerinde ben olsam, bana ne? Mahallenin delisi ben miyim? der, Donkişot gibi yeldeğirmenleri önüne tek başına kendimi atmaz, "bana ne lan, ne haliniz varsa görün, şike çamurunda isterseniz boğulun" der, davayı beraatle sonlandırıp keyfime bakarım. Çamura bulanmış futbolu temizlemek bana mı düşmüş derdim.

Velhasılı kelam, ister takdir edin, ister nefret edin, Fener camia olarak kenetlenmiş, gerektiği yerde diplomasi, gerektiği yerde kaba kuvvet kullanarak bu süreçten az hasarla çıkmayı büyük ölçüde başarmıştır. Ama, 100 yıllık bu camiaya daha bir 100 yıl çıkmayacak bir şikeci etiketi de ne yazık ki yapışmıştır. Zira yargılamak ve hesap sormak yerine şikeyi ve şikecileri bağırlarına basmak suretiyle bu cezayı haketmişlerdir...

Transferde istenilen adımlar gerçekleşmemektedir. Burada bazı arkadaşlar gibi yönetime kızmamak gerekir. Zira konu GS olduğu zaman ne yazık ki hemen fiatlar 2 ye, 3 e katlanmakta ve olay olumsuzluğa sürüklenmektedir. GS her transfere ölümüne ve balıklama atlama özgürlüğünde değildir. 1-2 yıl içinde borcu kalmaması gerekiyor. UEFA kriterleri böyle. Asi halde BJK dan daha kötü duruma düşme riski vardır.

Bir de bazı kulüp yöneticilerinin "düşmanca" tavırlar vardır. İşte Kayseri... Orası adeta "esir pazarı"na dönüşmüştür. Militan Fenerbahçeli yöneticileri eliyle de GS a hep çirkin davranılmaktadır. GS yönetimi ise uzun süre bunlara muhatap olmamaya, yanıt vermemeye çalışmıştır. Ama, şu an itibariyle en azından bu yönetim sürdükçe ipler kopmuş görünümdedir. Kayseri yönetimi unutmamalıdır ki, GS "büyük" kulüptür. Ve sporcular daima büyük kulüpte oynamak isterler. Kulübü "nazi kampına" çevirmek bir yarar sağlamaz, ırmağın suyu tersine akmaz. Ayrıca kimse aklından çıkarmamalıdır ki, Kayseri'de Kayserispor'dan fazla GS lı yaşamaktadır. Bunu ne Mamur, ne Hurma, ve hatta ne de Özhaseki aklından çıkarmalıdır.

Şimdi yapılacak iş Melo'nun takıma katılımını sağlamak, yıldız bir santrfor ve kanat oyuncusu ile birlikte, kadro derinliğini artıracak yerli 2-3 oyuncu transferidir. Bu işler için paranın da, zamanında olduğunu ve en iyisinin başarılacağını umuyorum.

Gelelim Arena meselesine. Böyle bir şeyi bu camia asla kabul etmez. Yıllar önce BJK, bize İnönü'nün kapılarını açsaydı bugün söyliyecek bir sözümüz olmazdı. Ama bugün, eğer yasal haklılığımız varsa biz o BJK yı Arenaya sokmayız.

Aylardır şike olayına , gözümüzün içine baka baka yalan söyliyenlerden o kadar iğrenmiştik ki, şimdi de Gene birileri yalanlarla karşımızdalar. Arenayı BJK'ya ayarlamak için Olimpiyatı bakıma alıyorlar! Olimpiyat bugüne kadar topu topu 2 tane maç gördü. GS-FB ve şampiyonlar ligi finali. Çok mu eskimiş de bakım yapılacak? Milletin parasını orada-burada çarçur etmek denir buna. 2020 olimpiyatları İstanbul'a mı verilmiş de haberimiz yok? Verilse de zaten 6-7 yıl önceden veriliyor, 6 yılda ne bakım yapacaksanız yaparsınız. Sırf BJK ya avanta sağlamak, GS'ya zarar vermek için ihdas edilen bu bakım yalanı devletin ayıbı ve GS ye karşı kötü niyetidir.

BJK ın sayın yöneticilerinin de sahne arkasında bu entrika çözümlere durmadan çanak tutmaları, ısınan bölgeye benzin dökmeleri bağışlanamaz ve dostlukla asla bağdaşmaz. Bu davranışlar, sporda kaostan beslenen kötü insanların değirmenine su taşır. Zaten şu anda bile dostluk gemisi yeterince su almıştır. Dürüstçe devranmalı, arka plan varyasyonlarından uzak durmalıdırlar.

Yazının başlığı ne derseniz, o eskiden hatırımda  almış bir tiyatro oyununun adı. Nedense halihazır durumumuzla bir çağrışım yaptı bende...

Sevgili Beşiktaş'lılar, bir meseleniz varsa direkt GS yönetimi ve yöneticileri ile yapın. Araya başkalarını sokmak yakışmaz.

Unutmayın ki, o bakan da gider, hükümette. Ama baki kalacak olan müesseselerin karşılıklı saygı ve dostluklarıdır.

Sevgi ve saygılarımla.