03
2012
Galatasaray, transfer sezonunda geçen seneki şampiyon kadroya, önemli takviyeler yaptı ve oldukça iddialı bir takım ortaya çıkardı. İyi ya da kötü herşeyi abartmayı seven medyamız ve spor yazarlarımız, Galatasaray'ımızı Türkiye liginde henüz lig başlamadan şampiyon yaptılar, yıldızlar topluluğu olduğumuzu söylediler ve hatta şampiyonlar liginde çeyrek finalden aşağısını başarısızlık olarak nitelendirdiler. Ancak, Fatih Terim ve bazı aklıbaşında spor adamları, bu kadar büyük bir beklenti altına girmenin yanlış olacağını ve takımımıza zarar vereceği görüşünde idiler.
Bugün bu yakıştırmaların ne kadar gereksiz ve zarar verici olduğu anlaşılıyor. Zira, hem taraftarın beklentisi çok yükseltildi, hem de takımdaki bazı tecrübesiz oyuncular bu benzetmelerin kötü etkisinde kaldı. Oysa, bu noktada şu vurgulanmalı, özellikle şampiyonlar ligi oldukça değişik bir atmosfer içeren, şampiyonlar ligi tecrübesi isteyen ve bütün takımların güçlerinin birbirine yakın olduğu bir turnuvadır. Galatasaray takımına baktığımızda, henüz birbiri ile oynamaya tam manasıyla alışmamış ve avrupa tecrübesine sahip olmayan oyuncular görüyoruz. Öyle ki, Semih, Emre, Dany, Amrabat ve Aydın gibi oyuncularımızın henüz ilk şampiyonlar ligi deneyimi bu seneki turnuva. Üstüne üstlük, bazı genç oyuncularımızda ve Melo'da ki form düşüklüğü ve fiziksel yetersizliği de buna eklenince ortaya daha karanlık bir durum çıkıyor. Bütün bunlar, tabii ki Galatasaray gibi kazanmaya alışmış bir şahsiyet için bahane olamaz ve olmamalıdır da.
Sonuç olarak; Galatasaray bu sene şampiyonlar liginde gruptan çıkamayabilir ve hatta Uefa'ya bile gidemeyebilir. Yine de sabretmeliyiz... Çünkü başarıyı bilen insanlar, şunu da bilirler ki; Başarı, öyle bir senede iki senede yakalanacak bir şey değildir. Onun için sabretmek bazı cenderelerden geçmek, bazen üzülmek ve çok çalışmak gerekir. Ve ben inanıyorum ki; bizler taraftar olarak sabrettiğimiz ve ne olursa olsun takımımızı ve teknik heyetimizi sonuna kadar desteklediğimiz takdirde, galibiyetlerde havalara uçmadan, mağlubiyetlerde karalar bağlamadan sabrettiğimiz takdirde, bugün kaybettiğimiz bazı şeyler ileride bize paha biçilemez bir tecrübe olarak geri dönecek. Ve yine ben inanıyorum ki; Bir mayıs akşamında takımımız yine avrupayı sallayacak, herkese kendini yeniden hatırlatacak ve beyaz takım elbiseler içinde ellerinde ikinci bir avrupa kupası ile tüm Türkiye'yi selamlayacak. O yüzden bugün üzülme Galatasaray taraftarı, umudunu kaybetme! Bugün dalga geçen rakip takım taraftarlarına kulak asma, sadece sabret. Maçlar kazanılır kaybedilir, ama biz ruhumuzu kaybetmediğimiz takdirde kazanan yine biz olacağız ve Galatasaray camiası olacak !