09
2012
2011 yılı tüm GALATASARAYlılar için tam bir hüzün yılıydı. Haziran ayı gelip çatmış, işkencemiz sona ermişti. Kısaca bir anımı anlatarak başlıcam yazıma. Kenralarına hayalimizdeki GALATASARAY kadrosunu yazarak ders çalışmaya çalıştığımız kitaplarımızda beyaz nokta kalmamıştı ve artık ders çalışmamız gerektiğinin farkına yeni varmıştık ki arkadaşımın telefonuna bir mesaj geldi. Açtı mesajı ve yüzünde bir gülümseme... Hemen telefonu bana uzattı. Okudum mesajı ve sevinçten havalara uçmuştum. Birbirimize sarıldık ve huzurla dersin başına oturduk. Bu anımı niye mi anlattım? O mesajda şu yazıyordu: SELÇUK İNAN GALATASARAY'DA...
O mesajdaki sevincin ardındaki sezon Selçuk ,( bizlerin deyimiyle Xelçuk) bizi defalarca sevince boğdu. Kitapların boş beyazlıklarına kurduğumuz kadrolarda ikimizin de vazgeçmediği bir isim vardı: Selçuk İnan. Ve hayalimiz gerçek olmuş, Selçuk GALATASARAY formasıyla müthiş bir sezon geçirmişti. Pek çok GALATASARAYlının gönlünde taht kurmuş ve herkesin kaptan olarak gördüğü isimdi. Frikileriyle, asistleriyle, süpriz golleriyle, mücadelesiyle yıllardır özlemini duyduğumuz orta saha oyuncusu özelliklerine sahipti.
Ve bu sezon; Selçuk hakettiği kaptanlık pazubandını koluna takmiştı. Herkes geçen sezon olduğu gibi takımı taşımasını, liderlik yapmasını bekliyordu ki Selçuk bizi çok şaşırttı. Milli takıma neden çağrılmadığı tartışmalarından yıpranan Selçuk'un bu şoku atlatıp geçen sezonki formuna döneceğini düşünmüştük ki Selçuk her geçen maçta bizi biraz daha şaşırttı. Selçuk'a bu kadar gönül bağıyla bağlı olan bizler artık Selçuk'tan şüphe duymaya başladık ama onun bizdeki kredisi çok. Ama bu GALATASARAY'ın ona çok ihitiyacı var.
Geçen sezon Fenerbahçe maçında (3-1 lik) performansı tavan yapmıştı Selçuk'un. İnşallah bu sezon da Selçuk Fenerbahçe maçıyla geri döner ve takımı yine sürüklemeye başlar. Çünkü ona çok ihtiyacımız var sadece bu sezon için değil, uzun seneler onun liderliğine ihtiyacımız var.
Saygılarımla,
Buğra ERDEM