03
2011
Selçuk cezalı, Emre ise büyük bir ihtimalle oynayamayacak. Nuri yok, Hamit de yok. Durum buyken set oyunu oynarsak komik olur. Fakat bunu nasıl yapacağız doğrusu merak ediyorum. Çünkü bugüne kadar oyunu sete çevirmeden maçı kazandığımıza şahit olmadım ben.
Yana ve geriye 10 pas yapıp sadece 5 m. kat edebilme hastalığımızdan kurtulabilsek, elle tutulur bir takım olabileceğiz. Ancak Avusturya maçı öncesi bunu tartışmamız anlamsız. Çünkü bu Türkiye'nin genel bir sorunu. Bizim şu anda odaklanmamız gereken nokta bu maça özel bir strateji geliştirmek olmalı.
Liglerin ertelenmesi yüzünden kondisyonumuz kötü. Avusturya bundan yararlanmak isteyecektir. Tıpkı Almanya karşısında olduğu gibi büyük bir ihtimalle Martin Harnik ve Marko Arnautovic ikilisiyle çift forvet maça başlayacaklar. Zaten kaybedecek bir şeyleri yok. Onların son şansı biziz.
Peki Avusturya nasıl bir takım? ''Nasıl oynamalıyız''dan önce bunu analiz etmemiz şart.
Top kendilerindeyken topu gereksizce dolaştırmıyorlar. Bir an önce topu yay önüne getirmeyi hedefliyorlar. Bunu yaparken ilerde kolayca çoğalıyorlar ve kontrollü hücum yerine açık hücumu tercih ediyorlar. Böylece olası top kayıplarında özellikle kanatlardan ani kontra yiyebiliyorlar ki Almanya sırf bu zaafları yüzünden attığı 6 golün dışında en az bu kadar da pozisyon buldu.
Kondisyonları bizden çok daha iyi. İlerde kolayca çoğalıyor olmaları bunun bir kanıtı. Her ne kadar top rakipteyken yumuşak pres yapsalar da bunun tamamen Almanya deplasmanına özel taktik anlayıştan kaynaklandığını düşünüyorum. Bize karşı kendi sahalarında alan savunması yapmayacakları neredeyse kesin gibi. Bunu öngörememek için futboldan hiç anlamamak gerekir.
Eldeki apaçık doneler maçın stratejisinin ipuçlarını da bize veriyor aslında. Geriye çekilmeli, göbeği kilitlemeli, kapacağımız topları da gereksizce dolaştırmadan hızlı kanat akınlarına dönüştürmeliyiz. Çünkü en büyük zaafları bu. Mehmet Topal'ın Burak'a ve Gökhan'a atacağı uzun paslar bu maçın şifresi olabilir. Arda ise tamamen serbest oynamalı. Çok büyük ihtimalle açık hücum yapacakları için tam da Arda'nın 10 numaralaşacağı bir maç olabilir Salı akşamı. Top kanatlara aktarıldığında Arda'nın dip koşularla ceza sahasına yönelip gollerle buluşması yüksek bir olasılık. Selçuk Şahin ve Mehmet Topal'ın uzaktan çekeceği şutlar da öyle. Maçın taktiği bu.
Aksi halde kondisyonumuz onların gerisindeyken ve Selçuk, Emre, Hamit ve Nuri de yokken maçı sete döndürürsek afallarız. Çünkü hücumda kolayca çoğalıyorlar. Bize karşı yumuşak pres yapmayacaklarını da hesaba katarsak, 10 pasla 5m. kat etmeye çalışırken her kapacakları top kalemizde pozisyon olur. Kazakistan'a bile net 3 kontra verdik. Volkan açıyı daraltmadığı halde topu avuta attılar. Egemen ve Serdar'ın uyumsuz olduğunu düşündüğümüzde Avusturya deplasmanında da böyle oynarsak en az 6 pozisyon veririz. Üstelik bunların 3'ü de avuta gitmez...
Diyelim ki Avusturya da bizim zaafımızdan yararlanma niyetinde. Kendi sahasında hiç beklenmedik şekilde alan savunması yaparak kapacağı topları hızlı hücuma dönüştürmek istiyor... Bu durumda yapmamız gereken tek bir alternatif var. O da topu gelişi güzel ileriye gönderip topu onlara vermek, geriye çekilmek ve onları oyunun içine dahil etmek olmalı. Aksi halde bu tuzağa düşecek olursak, bu kondisyonla Avusturya'dan 3 yeriz.
Hiddink bu maç için ne düşünür, tam olarak bilemiyorum. Ancak Kazım'ı sağda, Burak'ı ileride oynatarak, sabırlıca topa hakim olmak isteyeceğini tahmin ediyorum. Çünkü Hiddink de başlangıçta yapmış olduğu denemeler başarısız olunca, Fatih Terim'in ülke futboluna aşılamış olduğu gerçeği kabullenmek durumunda kaldı. ''Türk futbolcusu topla oynamayı seviyor, bundan sonra bu felsefe üzerine Milli takımı inşa edeceğiz'' dediğinde, aslında ''Ben sabırsızlığınıza daha fazla dayanamadım, bundan sonra 10 pasla 5 m. kat edeceğiz'' diyordu. Bilmem anlatabildim mi?
Bu sözde cesaret, Hiddink'in oyun mantığına ağır gelirse korkarım ki Avusturya'dan eli boş döneriz. Böylece her şey bu ülkenin artık bir kaderi haline gelen son maça, beki bu maçın son dakikasına, hatta uzatmalar da aşılmışsa, temdit penaltısına bile kalabilir. Yani Mesut'un forma giymek istemeyeceği Türkiye-Almanya maçına...
Hayırlısı...