26
2012
Fazla değil sadece 2 sene evvel bu günlerde düşme hattının bir kaç puan üzerinde ,mağlubiyeti galibiyetinden fazla ,averajı eksilerde bir takım vardı karşımızda. Geçen sene tepeden tırnağa bir değişim yaşandı o takımda ,öyle ki yönetimden hocaya ,kadrodanalt yapıya kadar kapsamlı ,radikal bir değişim. Sonucunda ise şampiyonluk geldi. O günlerde birileri şampiyonluğa bile kılıf uyduruyorlardı ,yok efendim Fener farklı sorunlarla boğuşuyormuş ,Beşiktaş ve Trabzon Avrupada yoğun mesai harcamışlar gibi. Mutlaka doğruluk payı vardır ancak bir eleştiri getirilecek ise objektif olmak gerekir. Galatasaray takımı da hocasından futbolcusuna kadar yepyeni bir ekiple kazandı o şampiyonluğu. Kadroda geçen senelerden kalan sadece Hakan Balta ilk 11 de forma giydi ,yani 10 yeni oyuncu ile çıktık sahaya. Üstelik birilerinin iddia ettiğinin aksine öyle bir transfer çılgınlığına da kapılmadık asla. Hoca baktı ki aksamalar var çıkarttı formayı kimsenin adını sanını duymadığı gencecik 2 çocuğa emanet etti. Hem de en önemli maçta en ciddi rakibe karşı yaparken bunu gözünü bile kırpmadı. Bu kadarla da kalmadı ki zorluklar ,birileri hiç bir önemli ligde uygulanmayan ve bizde de daha evvel hiç uygulanmamış olan ilkel ve aptalca bir play off saçmalığı icat ediverdiler. Üstüne üstlük sahada kazandığımız 4 puanımızı çaldılar ,9 puanlık farkı 5 e indiriverdiler.
Bu sene G.Saray ciddi transfer hamleleri ile sezona girdi. Birileri ilk maçtan "Dream Team" masallarına başladılar. O dönem biz yolun başındayız ,henüz iyi bir takım bile olmadan rüya takım filan olunmaz diye karşı çıkan tek ses Fatih hocaya aitti. Ama o gürültü patırtı arasında kime duyursun sesini. Sonra istenmeyen sonuçlar alınmaya başladı ve bizim rüya kabus oluverdi bir anda. Oysa Galatasaray şu yarım sezon boyunca ne abartıldığı kadar iyi bir futbol oynadı ne de eleştirildiği kadar kötüydü. Hatta biraz daha ileri gidersek geçen sezon da 3-4 maç haricinde öyle üst düzey bir oyun ortaya koymadı asla.
Eğer şunu söylerseniz aynen katılıyorum ,takım bu sene çok maç seçerek oynadı. Özellikle bazı oyuncular için lig ve Şampiyonlar ligi maçları arasında ki oyun farkı uçurum gibiydi. Fatih Terim küçük tabir edilen maçlarda ciddi konsantrasyon sorunları yaşadı. Bu takım vasat performansıyla bile bu ligde en az bundan 10 puan daha fazla almalıydı. Ben de aynen bunları düşünüyorum. Ancak geçen seneden çok kötü olduğumuzu asla kabul etmiyorum. Tek farkımız geçen sene golü bulduğumuzda bir şekilde koruma becerisi gösteriyorduk ,bu sene ise neredeyse gol yemediğimiz maç yok gibi.
G.Saray bu sezon ligde akılda kalıcı ,iz bırakan bir 90 dakika çıkarmadı hiç. Ben ,skoru bir tarafa bırakırsak ne 4-0 lık Antalya deplasmanında ne 2-1 lik Fener maçında ne de 1-1 lik Eskişehir ve Mersin maçlarında bir fark göremedim. Sadece Ordu ve Karabük maçları farklıydı ki o maçlarda mücadele bile etmedik ve yenildik. Oysa aynı takım Şampiyonlar liginde ki 6 maçın 5 inde çok iyi futbol oynadı ,büyüklüğüne yakışır bir mücadele koydu ortaya. Sadece deplasmanda 2-1 kazanılan Braga maçında genele bakıldığında mutlu olmadım. İç sahada 2-0 kaybedilen Braga maçı ise çok kişinin aksine beni mutlu etti ve o gün gruptan çıkacağımıza inandım.
Eğer futbolcular ve transferler hakkında yorum yaparak ilk yarıyı değerlendirmem gerekirse şunu baştan belirtmekte fayda var. Benim gözümde Muslera dan Ufuk a ,Eboue den Sabriye ,Yekta dan ,Melo ya ,Burak dan Sercan a kadar bu formayı giyen hiç bir oyuncu diğerinden üstte yer almaz ,alamaz. Ayrıca sedece benim takımım ve futbol hakkında ki kişisel görüşlerimdir bir tek beni bağlar.
Fatih hocam son derece inatçı bir kişiliğe sahiptir ,hatasında bile ısrar eder. Ancak onu farklı kılan ,Fatih Terim yapan değerlerinde vazgeçilmez bir parçasıdır bu. Bir çok örnek ve tecrübeden sonra benim açımda kredisi sonsuzdur ve o hocalıktan emekli olana kadar kalmasını isterim. Birileri biz Ordu ya 2-0 yenilince hocayı gönderip Hector Cuper i getiriyorlardı hala aynı fikirdeler mi acaba ?
Kalecimiz Muslera dan bir şikayetim yok. Belki geçen sene ki form düzeyinde değil ama benim için ideal kaleci Leo Franco misali yenmeyecek golleri yemeyen kalecidir ki Muslera nın yediği hiç bir golde öyle bariz bir kaleci hatası olmadı.
Defans hattında Eboue yukarıda belirttiğim maç seçme hastalığını en çok yaşayan ve yaşatan isim. Berbat bir yarım devre geçirdi ,aşağı yukarı yenen gollerin yarısını geçen senenin en iyi sağ bekine borçluyuz. Sol bek Hakan düşüşte sınır tanımayanlardan maalesef ,nerede geçen sene ki Hakan nerede bu sene ki ? Ancak onu da olduğundan kötü gösteren bir Amrabat faktörünü es geçemem. Stoperlerden son gün alınan Cris i sayma gereği görmüyorum ,aşı tutmadı sadece. Semih her geçen hafta üstüne koymaya devam ediyor. Dany beni hiç yanıltmadı ,ilk alındığında da yazmıştım ,hızlı bir oyuncu ama riski ve topu biraz fazla seviyor ,yinede yararlı. Gökhan ın lig de oynamamasına rağmen profesyonlliğine saygı duydum.
Orta alanda Melo kendi vasatının çok altında kaldı ama son 1 aydır toparlanma yolunda sinyal vermiyor da değil. Yine de takım olarak aksamamızda en önemli paya sahip oyuncuydu. Selçuk çok iyi bir dönem geçirmedi ama o zaten geçen sene gösterdiği performansla ne yaparsa yapsın beklentimizi zor karşılardı. Çünkü geçmesi gereken kişi kendisinin en iyi haliydi. Tıpkı Messi nin gelecek yıl yaratacağı hayal kırıklığı gibi bir durum. Yekta az şans bulsa da bunu en efektif değerlendiren oyuncuların başında geliyor. Hamit beklentilerin çok altında kaldı. Ama benim kanımca bu takımın en önemli ve vazgeçilmez parçası olacaktır. Amrabat çok kişi için en büyük hayal kırıklığı olsa da benim daha fazlasını beklediğim bir isim değil. Asıl anlamadığım bize nasıl 8.5 milyon euroya pazarladılar adamı ,gerçek bir satış başarısı. Emre Çolak istikrarsız bir dönem geçirdi ,aynı maç içinde bile bir çok iyi bir çok kötü olmayı başarıyor ,rus ruleti gibi. Engin psikolojik açıdan patlamaya hazır bir bomba ,her an elimizde patlayacak gibi. Futbolunda ise ciddi bir düşüş var ki bu da 11 maç ceza alan bir oyuncu için çok normal.
Forvet hattımız ise çok ilginç. Burak 33 golle gol kralı olarak geldi bize. Ligde oynadığı 13 maçta 9 ,Şampiyonlar liginde ise 6 maçta 6 gol attı. Kafayla attı ,sağ ayakla attı ,sol ayakla attı ,frikikten attı ,ceza alanı içinden attı ,dışından attı. Penaltı vuruşu kullanmadı hiç. Ama adam nedense bir türlü bize kendini kabul ettiremedi. Oysa UEFA Şampiyonlar liginin ilk 11 ine koydu adamı. Bencil diyorlar 4 asisti var. Defansa yardım etmiyor diyorlar ,son Trabzon maçında bile 2 tane top çıkardı kornerlerden. Pres yapmıyor diyorlar ,ortalamada Elmander den daha fazla top kapmış. Top sürmede takımın 3.sü. Bir zamanlar Hakan Şükür için de çok gol kaçırıyor diyorduk adam 38 gol atıp kral oldu. Bu sefer de iyi bir santrfor olsa 50 atardı diyorlardı. Çok pres yapıyor ,defansa çok yardım ediyor gol bölgelerinde yorgun oluyor eleştirileri oluyordu. Umut sezona çok hızlı ve formda girdi ama yıllarca seyrettiğim Umut asla öyle bir forvet değildi. Sonra o da kendi rutinini buldu. 11 golle zirvede ,koşar ,iyi niyetle takım için çalışır ,çabalar. Ama asla sezon başında sergilediği performans gibi bir oyuncu olmadı ,kariyerinin hiç bir safhasında. Elmander benim için çok özel bir oyuncu. Ancak maalesef görüyorum ki sakatlık onu bitirmiş. Çünkü İsveçli gücü ne kadar zirvedeyse o kadar yararlı olabilir ve sakatlıklar onu fizik olarak bitirmiş. Şunu çok net anladım ki biz Falcao yu bile getirsek onu da eleştirecek ,yerden yere vuracağız.
Gelelim ikinci yarıya. Bilen zaten biliyor çok fazla transfere sıcak bakmam. Devre arası transferine ise hiç yanaşmam. Ancak takıma bir sol bek alınır ise hocanın eli daha rahat eder gibime geliyor. Orta alan ve takım savunması bu denli SOS verirken 10 numara gibi saçmalıklara zaten girmem. Hoca eğer bol pasa dayalı ,topa sahip olma felsefesine devam edecek ise pas kalitesini ve oyun hızını oldukça yükseltmek zorunda kalacak. Geçen seneye yaklaşacak bir Selçuk ,defansif olarak daha aktif bir Melo ve takıma daha iyi adapte olan bir Hamit ile bir çok şeyin ne denli değişeceğini izleyebiliriz. Elbette sağlam bir Ulfaluji de önemli bir alternatif olacaktır takım için. Schalke maçları için şanslar tam anlamıyla %50 %50 diyorum ve o günkü form durumuna ,hakeme bağlı bir oyun olarak görüyorum. Şunu unutmayalım ki onlarda bizi çektikleri için son derece mutlu oldular. Lig için diyecek bir lafım yok zaten şampiyonluğun başka adayı da yok.