05
2011
Ah Elmander Ah Elmander! Saç baş yoldurdun bize. Bir türlü sokamadın şu topu kaleye bu hafta. O kadar fırsattan bir tanesi bile gol olmadı. Son vuruşlarda başarısız olduk. Galibiyet bayram hediyesi olacaktı ama aldığımız kurbanlık mundar oldu maalesef…
Sorumluluğu sadece Elmander’e yüklememek lazım. Riera tam bir fiyasko. Bunu artık rahatlıkla söyleyebilirim. Ünal Aysal’ın tek başarısız transferi diyebilirim. Keşke hiç alınmasaydı. Hani uyum süreci falan deniyor ya zaman verilmeli beklenmeli falan bunu Riera için söyleyemeyiz artık. Çünkü Riera’nınki uyum sağlayamama değil.
Riera 36’sına gelmiş bir futbolcu gibi. Attığı çalımları hemen hemen her futbolcu atar. Zaten çok çalım atarak adam geçtiği de söylenemez. Ben ekstra hiçbir hareketini göremedim bu adamın. Ne yerine alındığı Arda’nın ne de kendisinden önce alınmak istenen Keita’nın yanından bile geçemez. 10 hafta geride kaldı sadece geçen hafta Kayseri deplasmanında bir asist yaptı o kadar.
Bu futbolcu ki Liverpool’da ve İspanya milli takımında oynamış. Gerçi İspanya milli takımında Güiza bile oynuyor bu da ayrı bir tartışma konusu ama nasıl almışlar şaşırdım düşününce. Harry Kewell kalsa eminim bundan daha iyi bir performans sergilerdi. Hiçbir beklentim yok artık bu futbolcudan kulüp adına. Bugün çok hata yaptı. O yaptığı hatalardan biri az daha pahalıya patlıyordu penaltıyı Muslera kurtarmasaydı daha da fazla tepki alırdı.
Zaten Fatih hoca da yaptığı hatalara daha fazla tahammül edemedi ve Sabri’yle beraber oyundan aldı. Sabri de çok pas hatası yaptı. Tutuktu bugün. Sabri bence orta sahada oynadığı zaman pas alışverişlerinde sıkıntı yaşıyor. Ama sağ bekte oynayınca daha faydalı oluyor. Sabri sağ bekte Eboue orta sahada oynasa daha iyi olur diye tahmin ediyorum. Sabri ve Riera’nın yerine oyuna Sercan’la Ayhan girdi.
Sercan’ın aklı başka yerde gibiydi. Oyuna adapte olamadı sanki. Ama Ayhan tek kelimeyle harikaydı. Tecrübesini konuşturdu. Kayseri deplasmanında biraz takıma uyum sorunu yaşar gibi oldu ama bu maçta girdiği ikinci yarıda çok olumlu işler yaptı. Harika oynadı. Ama bir türlü istenilen son vuruş gelmediği için bütün çabalar sonuçsuz kaldı. Günün tutuklarından biri de Kazım’dı. İsteksiz bir görüntü çizdi maç boyunca. Fazla koşmadı, rakibi ısırmadı.
Mersin İdman Yurdu çok şanssızdı desek yeridir. Penaltıyı gole çeviremediler. Boş kaleye atamadılar. Oyunun seyri değişirdi bunlar gerçekleşseydi. Ama onlar da atamadı o kadar baskı ve yakalanan pozisyona rağmen biz de atamadık. Bazen olmayınca olmuyor işte…
İçerideki bir maçta 2 puan kaybettik. Bence bu 2 puanı ilerde çok arayacağız. Süper lige yeni çıkmış bir takımla içerde yaptığınız bir maçta mutlak galibiyet alınması gerekirdi. Diyeceksiniz ki yeni takım kuruldu zamana ihtiyacı var ama Mersin İdman Yurdu da yeni oyunculardan oluşan bir takım. Hem bu uyum sürecini bence atlattı takımımız. Bir iskelet var takımda. Sakatlıklardan dolayı bazı oyuncular değişiyor ama o da olacak artık. Keşke yenseydik hem de Fenerbahçe’nin puan kaybettiği bir haftada. Ama olmadı. Fırsatı avantaja çeviremedik. Böyle maçlardan sonra ancak “önümüzdeki maçlara bakacağız” klişesi söylenir…
Hakem Fırat Aydınus’u da tebrik etmek lazım. Maçı son derece güzel yönetti. Tartışmalı bir karar vermedi hiçbir pozisyonda.Geçen hafta Cüneyt’e söylemiştim bu hafta da sana söylüyorum: Düdüğüne sağlık Fırat!
Ha bu arada söylemeyi unutuyordum, bu yazıyı yazarken tekrar tekrar şu şarkıyı dinledim: BEN SENDE TUTUKLU KALDIM…
Takımımızın durumunu anlatması açısında çok anlamlı buldum. Sizce de öyle değil mi?