NOT: Bu yazı 3 tane Galatasaray klübü üyesi tarafından kaleme alınmıştır, Alıntıdır (@1905beyazaslan)

Herhangi bir mazeretle dönemini tamamlamadan istifa eden Başkan ve yönetimi  Olağanüstü kongreden önce mutlaka görev yaptığı süre için mali kongre yapmalı ve ibra oylamasından geçmelidir. Yani aklanmalıdır!Aksi takdirde aynı şimdi olduğu gibi hesap verilmeden hadi bana eyvallah gibi bir durum ortaya çıkar. 2014 yılı sona ermeden apar topar toz olmanın en önemli sebebi budur: 2015 de yapılacak olan mali kongreden paçayı kurtarmak!Sayın Başkanı istifadan vazgeçirmeye çalışmanın  altında yatan sebep budur. Gel hesabını ver … Oysa Sayın Ünal Aysal için gitme zamanı gelmiştir. Deniz bitmiştir, plansız harcamalarla (aynı mevkiiye 3 futbolcu alıp 9 milyon euro borçlanmak gibi) lale devrinin sonuna gelinmiştir. Başkan için parıltılı dönem nihayetlenmiş,  popülaritesi de tükenmiştir. Artık Tarzan müşkül durumdadır, ormanı terk etme zamanı gelmiştir. Eğer bundan önce defalarca olduğu gibi  şans meleği sırtına bir dokunuş yapmazsa bundan sonra GS’da kendisini görmek pek mümkün olmayacaktır. Film bitmiştir! The end…Başkan’ın bir özelliği daha var. Nedense pek çok kişi bilmesine rağmen kimse dile getirememekte…. Ben söyleyeyim, Başkan ne yazık ki doğru konuşmuyor. Zekice hamlelerini yalanlarla süslüyor.  Hayri ağabeyi bir anda hedef haline getirmesi de bu hamlelerinden biridir. Gündem kaosu yaratmaktadır. Fatih Terim konusunda da gerçekleri konuşmuyor. Yaşananlar FT i GS’dan uzaklaştırma operasyonunun bir parçasıdır. Milli görev adı altında Başkanın Yıldırım Demiören’le tezgahladığı bir senaryodur ki birkaç aya varan planlı bir çalışmanın ürünüdür. Bu noktada  hocayı itibarsızlaştırma amacıyla yapılan ‘Eleman’ yakıştırmasını hatırlatmak isterim. Bu sözcüğün sarf edildiği toplantıyla FT’in gönderilişi arasındaki süreç bu senaryonun nasıl planlanarak uygulamaya konulduğunun ispatıdır. Bu öyle bir kurgudur ki hem Ünal Aysal’ı FT’in gölgesinde ikinci planda kalma kompleksinden, hem YD’i milli takımı hocasız bırakma sıkıntısından  kurtarmıştır.. Ben gittim 2 saatten fazla görüştüm hocayla…  FT hakkında karara varmadan yaşananları bir de onun ağzından dinlemek gerek… Başkanın söylediklerinin tamamen tersi…  Niçin bunları açıklamıyorsun diye sorduğumda ‘’ GS Başkanını zor durumda bırakırsam GS zarar görür’’ demişti.  Fatih Terim altmış yaşında  GS’a üye olmadı, dibine kadar bu kulübün aşığıdır. Kendisini 40 yıldır biliriz, kim sözünün eri derlerse benim işaret edeceğim kişi tartışmasız o olur…  Bu konuşmalara şahit kendilerine güvendiğim yine bu platformun üyesi 2 arkadaşım daha vardı yanımda,yani boşa sallamıyorum.  Gerekirlerse kendileri yorum yaparlar. Sevgili Eray Yazgan’ın önerdiği gibi bir toplantı organize edilirse bu konuları tartışırız, Hatta Fatih hocayı da davet ederiz, gelebilirse gelir anlatır.Bu süreçten herkes ders almalı…Demek ki GS’a paraşütle Başkan indirmeyeceksin, spor yöneticiliği deneyimi olmayan  birine TV kanallarına, telegol programlarına bağlanarak kefil olmayacaksın…Seçildiğinden iki ay sonra henüz camiaya kendini kanıtlamamış bir başkana tarihin en büyük yetkilerini vermeyeceksin…Futboldan anlamam diyen bir başkana birkaç ay sonra tek başına transferler yapmasına rıza göstermeyeceksin..Alicengiz oyunuyla bu camianın itimat ettiği isimleri devre dışı bırakarak baskın seçim yapan Başkana yaz sıcağında koştura koştura gidip rey atmayacaksın…Ayrıca Divan toplantılarında  taraf olacağın yer yönetimin yanı değil GS menfaatleri olacağını asla göz ardı etmeyeceksin…Daha onlarca ders var… Onlarca da ders alması gereken kişi var…Bu yazımdaki amaç gerçeklerin bilinmesi, paylaşılması ve bir daha bu hatalara düşülmesini önlemektir.Şimdilik bu kadar…