20
2015
Madrid maçı öncesi ile sonrası arasında heralde tüm taraftarlarda tamamen ters bir algı oluştu. Mac analizinden önce aslında bu macın etkisini böyle değerlendirmek gerekir.Bunun takımın güvenini geri kazanmasına olumlu etki yaratması dileğiyle.
Maca gelirsek; ilk saniyelerde Ronaldo'nun sallana sallana gelişi heyecanlı genclerimizle birlikte bizi de strese sokacak gibi başlasa da macın devamı keyif veren,top oynamaya çalışan kesinlikle ezber oyun oynamadan deyim yerindeyse kafasıyla oynayan bir Galatasaray vardı. Hani rakip de her ne kadar takımımızı eleştirmek isteyenlerin yorumlarıyla ciddiyetsizlikle suclansa da La Liga başlamadan son ciddi hazırlık macını yapan, International Champions Cup oynayıp şampiyonlar ligi ayarında maclar yapmıs bir Real Madrid'di. Yine gururumuzu okşayan çok güzel bir mac oldu aslında.
Genel olarak rakibin şov yapma isteğini tamamen elindeki kupaya sahip cıkmaya mecbur bırakan bir Galatasaray vardı. Öyle ya 72.dk itibarıyla sahada daha once hic bir arada oynamamıs genc agırlıklı Galatasaray karsısında bile Ronaldo'lu James'li Marcelo'lu Real macı kazanmaya şartlanmıştı. Bizim hocamız da bu sekilde dusunebilirdi tabi ancak o stadı o atmosferi yasamayan kalmasın istedi. Keşke İsmail Çipe de 2-1 den sonra en azından kalede boy gösterseydi.
Galatasaray, macın belli bölümlerinde Real Madrid'den cok üstün oynadı. Özellikle "tiki taka" ile kaleye gitmek hafızalardan uzun süre silinmeyecek. Macın ikinci yarısından 70.dk ya kadar dünyanın en iyi takımlarından birine top göstermeyen,sürekli kısa pas oyunu ile takımı cıkaran bir Galatasaray vardı. Bunları gorebilmek müthis duygu idi taraftar adına. Rakibi sahasında hapseden ve kaleden sürekli pasla cıkan Galatasaray bir ara rakibini taraftarına ıslıklatmakla kalmadı uzun top yapmaya zorlamıstı. Bu anlar umarım tüm sezon icinde uygulamaya alısacagımız bir sistem olur takım icin.
Oyuncu analizine gelirsek genc yabancılarımız Carole ve Jose Rodriguez bu takımın onların o güvenli,risksiz ve temposuz oyunlarına ne kadar ihtiyacımız oldugunu gösterir nitelikte bizi mutlu eden görüntüler vererek macı tamamladılar. İkisi de bu mac icin gercekten oldukca basarılı idi. Umarım artarak sürer. Sahada kötü oynayan ya da o imajı veren bir oyuncu yoktu,cunku herkes oynadıgı oyundan keyif alıyordu. Yine de kaptanımız Selcuk'un bazı pozisyonlarda cok daha dikkatli olması gerekiyor, Umut'un rakibi on alanda karsılaması bize ne kadar avantaj saglasa da son vurusları yapamaması futbolun amacını gerceklestiremedigimiz sürece bizi üzmeye devam edecek. Poldi icin soylenecek cok sey var ama nazar degmesin. Saglam Alman bizim ileride top tutmamıza baya yardımcı olacak gibi. Defansta Koray ve Hakan ikilisi de cok sırıtmadı aslında, Tarık ve Sabri idare ederken, sonradan oyuna giren oyuncular sistemi bozmadan ve acıkası cok sırıtmadan oyuna devam etmeleri de bizim icin olumlu bir hava idi.
Gelelim Wesley'e..Onu oyle tek cumle ile anlatmak da olmaz, ama nazar deger diye uzatmak da olmaz. Bizim herseyimizi mukemmel yoneten,takımın lideri,müthis ayak yine gorevini her alanda yaptı. Gerektigi zaman defansta tek pasları ile rahatlattı gerektigi zaman tehlike bolgesine topu aktardı. Mükemmel 10 Numara'mızın yıllardır aradıgımız Hagi olma yolunda ilerledigi aşikar. Umarım küstürmeyiz, cunku hem o bizi hem de biz onu cok seviyoruz. Yürüyedur büyük topcu..
Sonuc olarak, mac bizim üzerimizde güzel bir etki bırakırken,gece 1.40 da uyurken yüzümüzde güzel bir tebessüm bıraktı. Her ne kadar takımımıza güvenmediysek de mac oncesi sagolsun Aslanlar yine hatırlattı kim oldugunu. Ne demistik "boyle oynayın canımızı verelim"