Makale Yaz
Bu haberi yazdır
Strateji hatası
 Şub
09
 2016

Galatasaray başkanı Dursun Özbek kulüp yönetmekten ne kadar uzakta olduğunu şu 8-9 aylık başkanlık döneminde cümle alema gösterdi.

Bir kere başkanlık yapmak için gerekli olan vizyon ve yöneticilik vasfı ne yazık ki sıfır. Daha başkan seçilmeden ortaya attığı İbrahimoviç ismi ile gündeme gelmişti ve büyük fiyasko oldu sözleri.

Tamam bende biliyorum İbrahimoviç transferinin imkansızlığını ama Galatasaray başkan adayı olarak konuşmamalıydı o zaman. 

Son günlerde yaptığı açıklamalara bakıyorum da Uefa'dan FFP cezası almayı çoktan kabullenmiş bir hali havası var başkanın.

Oysa daha geçen sezon bitiminden itibaren iyi bir strateji ile yola çıkılsaydı şimdi bu karamsar hava olmazdı. Ne yazık ki başkan Özbek ve yönetim kurulu strateji uygulayacak kapasitede olmadıklarını her gün yeniden ortaya koyuyorlar.

Galatasaray yönetimi bu kadar boş insanlardan oluşmamalıydı ama artık çok geç. Herşey yerle bir oldu.

Şöyle bir strateji belirlenseydi şimdi çok daha farklı konularda konuşuyor, yazıyor olurduk.

Başkan Özbek'in yaptığı açıklamalardan da biliyoruz ki daha geçen sezon yani Özbek başkan seçilmeden önce Uefa'dan ceza gelme durumu olduğunu biliyordu. 

Bu durumda, Uefa'dan ceza gelme durumu varsa bu ne kadar risk taşıyor ona bakılmalıydı, çok ciddi bir risk varsa herşeye havlu atmak yerine sportif başarıya yönelmek gerekirdi. 

Olası bir Avrupa'dan men durumunda en azından camiayı ve taraftarları ayakta tutacak sportif başarı devam ettirilmeliydi. Özbek ve yönetimi işte bu noktada ne kadar beceriksiz olduklarını net bir şekilde ortaya koydular.

Sadece bu sezon için olsa tamam da Galatasaray'ın gelecek 3-5 senesini de bitirdiler bence...

Onların yerinde ben olsaydım, ceza riskine bakardım, yapacağımız çeşitli hamleler ile bu cezadan kurtulma durumu var mı yok mu? Diyelim ki ceza alma riski oldukça yüksek ve yapacağımız tasarruflarla, çeşitli gelir gider hesaplarıyla bu işten sıyrılmak kolay değil, hem böyle bir yol çizsem bile hala risk büyük, işte o zaman bir spor kulübünün en büyük gelir kaynağı olan başarıya odaklanırdım. Çünkü başarı varsa para var, huzur var, güven var, birliktelik var hatta tarihe geçme imkanı var.

İşte Dursun Özbek burada strateji hatası yaptı ve tasarruf ederek borçları eriteceğini, Uefa'yı ikna edeceğini düşündü ama evdeki hesap çarşıya uymadı.

Yapması gereken geçen sezonu şampiyon bitirmiş, 4'üncü yıldızı takarak havasını atmış, 3 kupayı da alarak ezeli rakiplerine göz dağı vermiş, camiasına güven aşılamış, taraftarı coşturmuş, önünde para kazanacağı Şampiyonlar Ligi var ve doğrudan katılıyor. 

Bu durumda takımın eksiklerine bakılır sezon başında gerekli takviyeleri yapılır ve hem Şampiyonlar Ligi'nde gruptan çıkılabilirdi, hem de sezon ortasında ligden kopulmazdı. Bunların her ikisi de para demekti, beceriksizlerden oluşan yönetim ise sportif başarıyı elinin tersiyle iterek, tasarruf ile ceza almamak için bir yol çizdi.

Alın işte çizdiğiniz yol ortada, sportif başarı ve onun getireceği paralar yok oldu. Camia ve taraftarlar umutsuzluğa kapıldı, stad boşaldı, ürünler satılamaz oldu.

Bu durumda elimizde ki 3-5 kaliteli isimde eninde sonunda gemiyi terk edecekler ve kadromuz ligde 8'incilik ile 16'ncılık arasında mücadele edebilecek seviyeye ve kaliteye inecek.

Oysa bu takım 8-9 ay önce şampiyon olmuştu, 4'üncü yıldızı ilk takan takım olmuştu, 3 kupa birden kazanan takım olmuştu. Böyle bir takımı 3-5 takviye ile daha da güçlendirmek ve hem sportif açıdan hemde ekonomik olarak daha yukarılara taşımak varken zoru başaran bir başkan ve yönetim var karşımızda.

Bonservisleri ellerinde olan yada kulübe fazla yük getirmeyecek takviyeleri yapmak o zaman zor değildi ama şimdi daha fazla para da versen kaliteli isimleri kadrona katman zor, çünkü Avrupa'dan men edilme riskin çok fazla ve Avrupa'da olmayan bir takıma gelmek isteyecek kaliteli futbolcular olacağını sanmıyorum.

Galatasaray'ın kapısından dönen bir konoplyanka, bir Gignac, bir Kaliniç, bir Gomez alınamazmıydı? Doğru yerlere yapılacak 3-5 futbolcu ile Galatasaray Şampiyonlar Ligi'nde gruptan çıkabilirdi, daha fazla para kazanabilirdi, ligden bu kadar erken kopmazdı, taraftar umutsuz, camia bitkin olmazdı, stad dolardı, ürün satışı daha fazla olurdu. 

Şimdi "Tek Bilek Tek Yürek" kampanyası başlattılar. 10 Liraya bileklik satarak kulübe para kazandıracaklar, ekonomik olarak rahatlatacaklar, ayağa kaldıracaklar falan filan...

Şampiyonlar Ligi'nde bir galibiyetten alınacak para için acaba kaç bileklik satmak gerekiyor? Yada stadımızda 15 bin değilde 45 bin taraftar olsa aradaki fark için kaç bileklik satılması gerekiyor? taraftarın futbolculara vereceği desteği ve takıma vereceği katkıyı ayrı tutuyorum üstelik.

Anlatmak istediklerimi anlayanlar anlayacaktır. İşte bunlar bu kadar beceriksizler... Abuk subuk işlerle uğraştılar, takımı güçlendirmek yerine daha da güçsüzleştirdiler.

Yaz transfer döneminde Jem Karacan, Rodriguez, Bilal, Carole, Podolski, Cenk, Denayer gibi isimler katıldı kadroya ama görüyoruz ki Podoslki dışında takıma katkı yapan, kadroya sürekli giren isim yok. Üstelik takviye yapılması gereken takımdan bir de Melo ve Telles gönderilmişti taraftarla alay edercesine.

O zamanda yazıyordum, söylüyordum, şimdi de yazıyorum söylüyorum. Bir yedek kaleci, bir stoper, bir orta saha ve iki santrfor gerekliydi takıma. Hadi diyelim ki bir sağ bek ile bir de açık aldın, ekstra güç katardın, takım içi rekabet artardı. Alınanlara bakıyorum Podolski dışında birazda Bilal diğerlerini at gitsin. 

Galatasaray'a çok yazık ettiler...





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2016
 
Şubat (1)
Son Girilen Makaleler
beawerheart
| 28 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 25 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 24 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 15 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 05 Ağustos 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...