18
2012
Adnan Polat'ın olaylı bri şekilde "tahttan indirilmesinin" ardından Ünal Aysal, Galatasaray'da başkanlık koltuğuna oturdu ve taraftar için "yeni başkan, yeni heyecan" başladı. Daha önce futbol dünyasının içerisinde Galatasaray'ın hisselerini satın alan kişi olarak bilinen ve pek de tanınmayan başkanımız, spor yorumcuları ve belki de Galatasaray kongre üyeleri tarafından yeni Abramovic olarak görülüyordu.
Taraftar için de zengin başkan pahalı transferler manasına geliyordu. Ama Ünal Başkan ilk günden tavrını ve yol haritasını belirledi: " Galatasaray'ın benim parama ihtiyacı yok, kulubün kredibilitesi zaten yüksek" dedi. Geldikten sonra medyayla sıcak ilişkiler kurdu, bu hamleyle sportif açıdan çöküşte olan kulubü, basın aracılığıyla yıpratma politikasına son vermeye çalıştı.
"Futboldan anlamam ama ekonomiden çok iyi anlarım dedi" herkesin sempatisini kazandı. Beyefendi kişiliği ve sakin tavırları nedense kendisi hakkında "pasif" yorumlarına yol açtı. Kimse bu takım adam olmaz, bu yönetimim ömrü çok uzun değil derken, Ünal Başkan "Siz bu takımı 100 gün sonra görün" dedi.
Şimdi geçmişi hatırladıktan sonra günümüze gelelim. Galatasaray herkesin gıpta ile baktığı savaşan, cesur, birbirini kollayan, 90 dakika savaşan bir takım haline geldi. Geçen sene geriye düştüğü hiçbir maçı çeviremeyen takım, bu sene skor ne olursa olsun son düdük çalmadan tüm taraftarların umudunu yitirmediği heyecan veren bir karaktere büründü.
Bu yönetim yürümez deniyordu. Ünal Aysal, her biri tek başına başkanlık yapabilecek kişilerle çalışıyor, böyle büyük güçleri idare etmek her baba yiğidin harcı değil. Ama şirket yönetmekteki yöneticilik becerisini, bu büyük kurumu yönetmekte de kullanıyor ve "her çiçekten bal almasını" çok iyi biliyor. Zaten Pazartesi günü Telegol programında da "Fatih Hoca, Bülent Tulun'la çalışmak istemiyor mu?" sorusuna "Fatih Hoca'nın teknik direktör olarak kimle çalışmak istediğini seçme hakkı var, benim de başkan olarak kimle çalışacağımı seçme hakkım var, Bülent Tulun'un Fatih Hoca'yla birlikte çalışmaması, bu kulübe faydalı olmayacak manasına gelmiyor" diyerek bu becerisini gözler önüne serdi.
Başkana pasif diyenler, Türk Futbolu'nun içine düştüğü kaosta kimin dik durduğunu, kimin kıvırmadığını çok iyi görüyorlar şu an. Beşiktaş Başkanı bile bu duruşu ayakta alkışlarken, TFF'nin de Galatasaray'ın çektiği ihtara nasıl cevap veririm de itibarımı kurtarırım diye düşünmek yerine, doğru ama geciken kararı vermesi gerekiyor.
Ünal Aysal, Galatasaray'la ilgili hedeflerini belirlemiş ve ne adım attığını nereye koştuğunu çok iyi biliyor. Telegol'daki sorulara açık yüreklilikle çok net cevaplar veriyor. "Siz Aziz Yıldırım'ın yerinde olsanız ne yapardınız?" sorusuna, "Ben Galatasaray'ı ayrı tutardım, savunmamı kendim yapardım diyor." Sonrasında da Galatasaray kulubünü Fenerbahçe düşmanı olarak göstermeye çalışanlara cevap veriyor. " Benim için Galatasaray önemli, bu takımın yeri Avrupa arenası, bizim hedefimiz kupa kaldırmak, ben bu doğrultuda kulubümün menfaatlerini korumak zorundayım" diye açıklama yapıyor ve ekliyor " Fenerbahçe'nin düşmesini istemem, ama beni Galatasaray ilgilendiriyor, biz eğer Fenerbahçe'nin küme düşmesinden dolayı biz Avrupa'ya gidemezsen orada sesimi yükseltirim" dedi. Başkanın asıl amacı Galatasaray. Fenerbahçe ceza alsın veya almasın umurunda değil. Eğer Fenerbahçe ceza almadan da Galatasaray Avrupa'ya gidebilecekse, gözünü kırpmadan bu kararın altına imza atabileceğini herkese gösterdi.
Herkes Fenerbahçe düşerse bu lig ne olur diyor. Başkan da diyor ki" Bu ligten her sene 3 takım düşer, 3 takım çıkar, hayat devam eder. Geçen sene biz de düşebilirdik bu sene Bank Asya'da oynar geri çıkardık hiçbir şey de olmazdı."
Eğer Galatasaray Avrupa'ya gidemezse ben mayısta başkanlığı bırakırım diye ekleyen Başkan, Uefa'nın olası yaptırımı konusunda kararın ne yönde olacağını belirtiyor. Federasyonun yanlış kararı, Türk futboluna yeni bir bakış açısı kazandıran Başkan'ın emekliliğine neden olabilir. Erman Toroğlu 'da " Türk futbolu ne çektiyse açık yürekli olmayan, dediklerinin arkasında olmayan başkanlar yüzünden çekti diyor ve ekliyor " Umarım başkanı kızdırp, küstürmezler, futbolumuzn böyle insanlara ihtiyacı var."
Umarım Federasyon'da şu ana kadar çok sağlıklı yürütemediği süreci, herkes açısında sağlıklı bir karar alarak sonlandırır. Böyle büyük değerleri kaybetmeye hiçbirimizn tahammülü yok çünkü...
Saygılarımla (dadascimbom)