19
2012
İzlememiştim o gün Arda yı TV de , Şükrü Melek abinin makalesiyle haberdar oldum açıklamalardan. Sonra girip internetten izledim. Şu bir gerçek ki hoş olmadı ,hiç yakışmadı. Evet Arda yanlış yaptı ,hata yaptı bu gereksiz konuşmayla ,hiç olmasa daha güzel olurdu. Sonra basın ve blogları takip ettim elimden geldiğince ,genelde Arda yı asmak yanlısı bir tutum oluştu. Evet Arda yanlış ifadeler kullandı ,haddini aşan ,maksadını aşan ve boyunu da aşan laflar etti. Bunları kabul etmek gerekiyor ,gösterilen tepkiyi de aynı kalıba sokabiliriz aslında.
Türk futbolunda bir gerçeği çok çabuk atlıyoruz ,biz ulusça bugünü yaşar uzun vadeli planlamalardan kaçınırız. Bizim futbolumuz bunca ilgiye ,bunca sevgiye ,bunca yatırıma ve devasa bütçelere rağmen neden hala buralarda sürünüyor. Neden milli takım dünya üçüncüsü olup ertesi turnuvalara katılma hakkını dahi elde edemiyor ,aradan geçen 6 yılda Avrupa şampiyonasında yarı final oynayıp sonra ki periyotta yine büyük turnuvaları pas geçiyoruz. Neden kulüp takımlarımız Avrupa kupalarında kalıcı ve istikrarlı bir başarı çizgisine erişemiyorlar ,kendi bütçelerinin % 20 sine kurulmuş takımlar karşısında un kurabiyesi gibi dağılıyorlar. Neden Almanların 1,5 milyonluk Türk nüfusundan çıkarttıkları yıldızları biz 70 milyonluk nüfusun içinden çıkartamıyoruz. Mesut u ,Serdar ı filan geçtim de dünya ikincisi Alman genç milli takımında 8 tane Türk asıllı futbolcu forma giyiyor ,şampiyonanın gol kralı bir Türk ,asist kralı bir Türk .Almanya - Hollanda maçında 4 Türk asıllı oyuncu karşılıklı goller atıyor iki takım adına.
İşte Arda ve Arda nın izinden gelenlerin yaşadığı temel sorunun kaynağı tam olarak burada yatmakta. Türkiye de insanlar en azından benim yaşadığım 40 küsür yıllık zaman dilimini hep kemer sıkarak geçirdiler. Toplumun çok küçük bir azınlığı refah ve bolluk içinde dört başı mahmur tabir edilen bir sefa sürerlerken çok büyük bir çoğunluk hep yarın kaygısı taşıyarak kıt kanaat hayatını idame ettirdi bu ülkede. Ancak biz olayın son çeyrek asırlık bölümünü irdelemek zorundayız. Çünkü Türkiye de futbola ciddi ve büyük yatırımların yapılmaya başlandığı ,sahaların çamur deryası olmaktan çıkıp halı gibi zeminlere taşındığı ,alt yapı ,sporcu sağlığı gibi bilimsel kavramların futbolumuza girdiği dönem bu dönemdir. Zaten evvelinde Türk futbolunun her kategoride Avrupanın averaj takımı olmaktan öte geçemediğini de Derwall öncesi yılları yaşayan ve hatırlayanlar iyi bilirler.
Türkiye de hayat kolay değildir ,Türkiye yaşamanın gerçekten çok zor olduğu bir ülkedir. İnsan emeği de ,insan hayatı da değerli değildir bu topraklarda. Yıllarca verilen mücadelenin sonunda yarı aç yarı tok bir hayat ve çocuklarına bırakacığın şerefli ,lekesiz bir isim yeterlidir bizim insanımız için. Gelir dağlımında ki aşırı dengesizlikler sayesinde insanımın büyük çoğunluğu hayatı TV lerden seyreder sadece ,yaşayanların yanına pek uğrayamazlar. Magazin programlarında ki rengarenk cıcıl cıvıl yerler 70 milyonluk ülkenin yarım milyonluk bir kesimini gösterir durur. Almanya da ki bir işçi emeklisi Bodrum da a la card bir tatil yapabilir ama benim emeklim Almanya da ki dayı oğlunu ziyarete bile gidemez. Zaten emekli maaşı İstanbulda ortalama bir semtte 120 metrekarelik 3+1 bir dairenin kirasını da karşılayamaz. Asgari ücret komik bile değildir benim ülkemde. Eğitim ve sağlık gibi konularda ise fırsat eşitliği olması tatlı bir hayal olmaktan öteye geçmez maalesef. Oysa bu insanlar dünyanın en pahalı elektriğini tüketirler ,en pahalı doğal gazını yakarlar ,en pahalı akaryakıtını ,mutfak tüpünü kullanmaya mahkum edilirler. Kış günü 25 kuruş ucuza ekmek almak için halk ekmek bayileri önünde 2-3 saat bekleyenler akşam TV de sevgilisi için 500 bin dolarlık Porche sipariş veren insanları seyrederler. Krizler benim ülkemi nasıl geçer bilemem ama benim vatandaşım hayatı teğet geçer ,bunu bilir bunu yaşarım.
Genç insan için ümit fazla değildir. Ya çok zeki ve sıradışı olacaksın ya vicdanına kilit takacak ,kanun tanımayacaksın ya da kabiliyetin olacak futbolcu ,artist ,şarkıcı filan olacaksın. Tabii en garantisi zengin çocuğu olarak dünyaya geleceksin. Eğer bunları başaramazsan üç kuruşa anan ağlayacak demektir ki büyük bir çoğunluğu bekleyen de budur.
İşte bizim futbolcularımız da bu ortamda ,bu gerçeklerle merhaba diyorlar hayata. Büyük kısmı adını bile duyuramadan yok olup gidiyor ,siliniyor bu piyasadan. Şanslı ve üstün nitelikli olanlar ise sivriliyor ve geldikleri dünyanın çok üzerine çıkıyorlar. Bizim tanıdıklarımız ,sevdiklerimiz ,hayranı olduklarımız ,resimlerini duvarlarımıza astıklarımız işte bu şanslı azınlık. Gerçi bu sadece bizim ülkemizde değil tüm dünya da futbolun sevildiği tüm ülkelerde aynı şekilde devam ediyor. Özellikle siyasal ve sosyal açıdan bize benzeyen yani tam gelişmemiş olan latin ve güney Amerika ülkelerinde futbol gençler için sınıf atlamanın en önemli basamağı olarak kabul ediliyor. İşte bu paralelde futbol oynamak eğitimin de ,hayatta ki diğer değerlerinde çok önüne geçerek yaşamın merkezine ,olmazsa olmazına yerleşiyor. Eğer dikkat ederseniz bu gibi ülkelerden yetişen önemli futbolcuların çok büyük bir çoğunluğu kenar tabir edilen semtlerden çıkmış fakir aile çocuklarıdır. Oysa daha gelişmiş Avrupa ülkelerinde göçmen ailelerin çocukları önemli potansiyel oluştururken kendi milletlerinde böyle keskin farklılıklar bulunmamaktadır.
Olaylara bu bağlamdan bakıldığı zaman Arda nın son yaptığı açıklamaya çok fazla şaşırmamak gerekiyor. Arda kimdir ,aldığı eğitim nedir. Bu gün bu ülkede üniversite bitirip master yapan ,doktorasını alan ,doçent olan ,profesör olan ,işinde en üst derecelere yükselen insanların bir çoğu kamera görmeden ,kendilerini ifade edemeden yok olup gidiyorlar. Memlekette deprem olmasa kim tanırdı profesör Işıkara yı ,kalp krizinden ölümlerde dünya lideri olmasak kim bilirdi prof.dr Bingür Sönmez in adını. Oysa hiç bir niteliği olmayan kaynana Semra lar ,şarkıcı Ajdar lar her an gözümüze sokulmakta bu popüler kültürde.
Arda Turan kabiliyeti olduğu kadar şansı da olan bir genç. Son derece sempatik ,açık yürekli bir delikanlı. Geldiği yeri hiç inkar etmiyor. Türk futbolunun son 5-6 senesine damga vurduğu da inkar edilemez bir gerçek. Evet Arda yanlış yaptı ,gereksiz yere gündeme geldi ,hem de taraftarı olduğunu söylediği Galatasaray a hiç gereği yokken zarar vererek ,kendisini sevenleri kırarak boş bir tartışma ortamı yarattı. Çünkü Arda Turan bir çok genç yeteneğimiz gibi hazmedemeden ,sindiremeden ,zorlanmadan ,yeterince emek vermediği için emeğin değerini bilemeden hatta hak edemeden geldi bu seviyelere. Gelin futbolumuzun şu son 10 -15 senelik periyoduna bir göz atalım ,daha iyi kavrayabilmek adına.
Gençlerbirliğinden Tarık diye bir genç çıktı bir zaman. Hakkında yazılanlara bakılırsa yeni bir Maradona geliyordu. Rekor paraya Fener e geldi genç Tarık. Akılda kalan tek bir 90 dakikasını hatırlayanınız ve ya şimdi nerede ne iş yapar bileniniz var mı ? Okan Koç için dünya futbolunun gelecek 10 yılına damga vuracak 2 futbolcudan birisi değerlendirmesini yapıyordu önemli futbol adamları ,henüz 16 yaşındayken. Diğer isim ise Portekizli genç Cristiano Ronaldo idi. Şimdi Okan nerde kıyası Ronaldo nerde ? Gaziantep li Kemal için Türk futbolunun geleceği diyorlardı o da Fener e rekor parayla transfer oldu ,şimdi nerede. Bunlar ilk anda aklıma gelenler ,eğer yarım saat düşünsem bu örnekleri abartısız 70 lere 80 lere çıkartırım.
Biz alırız Arda ları daha futbolcu olmadan yıldız yaparız. Bisikleti olmayan çocuğu Ferrari ye bindiririz ,bodrum kattan çıkartır bir anda villalara taşırız. Daha bir kızın elini tutmamış delikanlıya Paris Hilton u yakıştırırız. 100 bin lira olan yıllık ücretini bir anda 2 milyon eurolara çıkartırız. Kendisi alt yapıda oynarken top toplayıcılık yaptığı maçlarda gollerine ,asistlerine havalara zıpladığı abilerinin başına kaptan yaparız. Gencecik çocuğu popülalist kültürün kucağına atarız. Sonra da isteriz ki bu çocuk hata yapmasın ,başı dönmesin. İlk yalpalamasında neden aramadan kurarız darağacını. Çünkü bizler mükemmeliz ,bizler hiç hata yapmadık.
Oysa ki bir görebilsek ,bir anlayabilsek gerçekleri. Bir insanı sadece topa iyi vuruyor diye tek taraflı görmesek. Hani bir laf vardır "İnsanoğlu topraktan yaratılmıştır ,suyunu fazla kaçırırsan çamur olur" diye. İşte biz de gençlerimizi buna göre yetiştirebilsek olmaz mı. Bu çocuklar futbol oynarken ,futbolu öğrenirken insan olmayı ,hayatı ,emeğin değerini de öğrenseler aynı paralelde böyle mi olur. Taraftar da her şeyin kazanmak üzerine ,başarı üzerine kurulmadığını anlasa ,bunun çok güzel bir oyun olduğunu kavrasa ,kazanırken olduğu kadar kaybederken de büyük olunabildiğini görse ne güzel olurdu. Zaten bizim kültürümüzde kötü gün dostu diye bir kavram da yok mu? İşte gerçek taraftar da bu değil mi? Gencecik insanlara küfür etmek ,sevdiklerine ,değer verdiklerine sinkaf etmek hangi kültürün mirası bize? Kimin böyle bir hakkı var ki?
Vefa dediğimiz bozasıyla ünlü bir semt oldu maalesef. Arda vefasızlık etti bilerek ya da bilmeyerek. Bana sorarsanız dedikleriniz nereye gideceğini hesap edemedi. Ben Arda ya kızıyorum ama sizinle aynı sebepten değil asla. Kızıyorum çünkü o kendine yakışanı yapmadı ,yapamadı. Arda nın bir numara olduğu ,olmazsa olmaz olduğu milli takımda onun ardında gelen en iyi ikinci oyuncu Hamit tir bence. Nuri ise 11 de bile düzenli olarak oynayamamıştır. 2008 de turnuvanın açık ara en iyi oyuncusu olduğu fanatik yorumcu Rıdvan Dilmen tarafından bile kabul ve ifşa edilmiştir. Oysa o Arda gide gide İspanya nın belki 7. belki 8. önemli takımı olan Atletico ya gitmiştir. Aynı dönemde milli takımdan arkadaşları olan ve asla kendisi kadar önemli rol alamayan 2 oyuncu Real Madrid e transfer oldu. Arda eğer biraz beklese idi kendisi de Galatasaray da en az 2 misli daha kazançlı bir şekilde İspanyol ya da İngiliz devlerinden birisine transfer olurdu. Ama dediğim gibi Arda bu vizyona sahip değil ,bu düşünce Arda yı çok aşıyor. Bunun suçlusu da asla Arda değil. İsteyen sevsin bu çocuğu istemeyen sevmesin ,herkesin özgür iradesi var ,kimseye bir şey diyemem. Ancak şu kesin ki ben hala seviyorum ve orada başarılı olmasını da çok ama çok istiyorum. Eğer bir gün dönecek olursa aramıza söz hakkı zaten bana düşmüyor ama sevinmem de diyemem doğrusu.