İlk maçın ardından geçen günler boyunca ‘Galatasaray’ı nasıl buldun?’ diye soranlara sadece, ‘Kazanma azmi en önemli hadise. İyi oynamıyorlar ama kazanmayı çok istiyorlar’ diyebildim. Bazen de, keyfimin yerinde olduğu anlarda ‘Hasan’la, Ergün düzelmiş. Hakan Ünsal gayet iyi işaretler çakıyor. Song iyi, Tomas olur. Hakan Şükür zaten 10 numara... Eeee, daha ne olsun’ gibi cümleler kurdum.
* * *
Gaziantep, Galatasaray için sıkıcı bir deplasman olmadı hiç. ‘Zaten kart problemi yüzünden defansta problemleri var, Cimbom bu işi bitirir’ diye düşünenlerin sayısı çoktu maçtan önce.
Ama bir maçı ‘götürmek’ için biraz, adet yerini bulsun diye filan iyi top yapmak gerekiyor.
Hagi hafta içi yaptığı basın toplantısında ‘Orta saham süper!’ dedi ama maalesef yok böyle bir şey. Defansta uzun top atmayı zaten beceremeyen Tomas ve Song şişirecek, Hakan Şükür o sırada formayı çıkarıp Superman tişörtü giyecek ve gol yapacak... Son dönemin hiç sevmediğim ama sık duyduğum deyişiyle: Oldu, gözlerim doldu...
Conceiçao’nun bomboş pozisyonda topu siz deyin, ‘Antep Merkez Camii’ne’, ben diyeyim, ‘Suriye Gümrüğü’ne’ yolladığı topu saymazsak, ilk yarı pozisyonu bile yoktu Galatasaray’ın.
* * *
Daha sıkıcı istatistik maç sırasında spikerden geldi: ‘53’üncü dakika itibariyle Galatasaray çerçeveyi bulabilmiş değil sevgili seyirciler...’
Madem maçı televizyondan seyrettik, bir hazır istatistiğe daha konalım: 84’üncü dakika itibariyle Galatasaray, 46 top kaybı yapmıştı, Gaziantep’in iki katı...
Maç kazanmak için hiçbir formül geliştiremeyen Galatasaray, 14 yıldır yenilmediği Gaziantep’te üç puanı ve zar zor kazanılan morali gömüp evine döndü. Neydi o laf? Oldu, gözlerim doldu...
Kanat ATKAYA / Hürriyet
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın