Şifre: 19.05.2005

 

Şifre: 19.05.2005
Galatasaray’ın 100. yıldaki en önemli silahı, Hagi ve camianın büyük beklentiler içerisinde olduğu bir isim; Hakan Şükür. Geçen zorlu çalışma döneminin ardından gözünü yavaş yavaş lig maratonuna çeviren Kral, konuştu. Geçmişteki yaraları fazla deşmek istemeyen Şükür, gelecekteki hedefler için bu kez çok daha umutlu, çok daha inançlı konuştu. Yazarımız Halil Özer sordu, Kral’ın yanıtları çarpıcıydı...

‘İlk kez açıklıyorum’
Kral, “Takımda sürekli bir şifreden söz ediliyor. Nedir bu?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Bu sene sadece ligde mücadele edeceğiz. Hiç alışkın olmadığımız bir düzene gireceğiz. Neticesinde çok iyi mücadele edip, arkadaşlığı da en üst seviyeye getirirsek şampiyon olabiliriz. Evet, bütün arkadaşlarla konuştuğumuz bir şifremiz var. Bu şifreyi de ilk kez size açıklayayım...”

Şampiyonluk tarihi!
“Aslında hepimizin ortak hayali. Lig maratonu yaklaşık olarak Mayıs ayının ortalarında sona erecek. Yani bitiş tarihi 19.05.2005’e yakın olacak. Bu tarih bizim için çok önemli. Ay ve günü birleştirirseniz ortaya 1905 çıkıyor. Bir de 100. yılı üzerine ekleyin... Müthiş bir rastlantı. Eğer o gün şampiyonluğumuzu kutlarsak inanılmaz keyifli olur. İnsanlar hayalleri ile yaşar. Ancak bunun için önce çalışmak lazım. Realist olursak takımımızın şampiyon olması için yeterli olduğumuzu düşünüyorum. Çok kaliteli kadromuz var.”

* Hakan neden her sözleşme döneminde sorun çıkıyor? Bu senden mi, yönetimden mi kaynaklanıyor?
Türkiye’deki şartlar birbirini tutmuyor. Galatasaray’a ilk geldiğim dönemde Galatasaraylı olduğumu ve bu takıma ait olduğumu söyledim. Bunu söylemek içimden geldi. Ama kulübün başındaki insanlar, kulübün çıkarlarını düşündükleri için olayları profesyonel şartların dışına taşıdılar. ‘Nasıl olsa Galatasaraylı, nasıl olsa bir yere gitmez’ dediler. Ama yabancı futbolcu geldiği zaman nasıl hakkını istiyorsa, ben de istedim ve bu yüzden görüşmeler hep uzadı. Bu sene de aynısı oldu. Burada kalmak güzel ama, başımızdaki insanların tutumu da önemli. Bizi de herkesle aynı kefeye koymalılar ve profesyonel şartların olduğu bir anlaşma yapmalılar. Başkanımız inanılmaz özveri göstererek bu sıkıntıları aşmaya çalışıyor. Performansım iyi olduğu sürece sözleşmem de devam edecek.

* Hala kendini eski gücünde hissediyor musun?
Yaşadığım bir çok şey bana fiziksel ve manevi olarak olumlu katkılar sağladı. Kendime iyi bakıyorum ve iyi yaşıyorum. Adale yapım oturdu. Belli birikim ve tecrübeye ulaştım. Kendimde hiç bir eksiklik hissetmiyorum. Oynadığım mevkii takımın başarısıyla doğru orantılı. Forvetin maalesef böyle gerçekleri var. Takıma ayak uydurmak zorundayım. Hatta birine “koş” diyeceksem, önce benim koşmam gerektiğini biliyorum. Gençler kadar koşmalıyım ki, o da benim kadar koşabilsin ve mücadele edebilsin.

‘Asıl evimiz kulübümüz’
* Bu sene takımdaki arkadaşlık biraz daha pozitif yönde gelişti. Bu nasıl oldu?
Kendi aramızda hiç olmadığı kadar konuşuyoruz. Herkes şapkasını önüne koydu. Herkes geçmişte yaptığı hataları gözden geçirdi. Yaşananların kimseye bir şey kazandırmadığını gördük. Bu takımın hep zirvede olması lazım. Geçen sene takım olamadık. Beraber hareket edebilme duygusu oturmadı. Bu noktayı çok ciddiye almak lazım. Özel hayatınızda gezerken bile, Galatasaray’ı düşünerek hareket etmeniz gerekiyor. Her şartta asıl evimizin kulüp olması gerekiyor. Geçen sene de bunları konuştum ama o zamanki psikolojik şartlarda karşımızda bizi yanlış algılayan bir medya ordusu vardı. Keşke o günlerde de, bugünkü gibi olayları çözümleyebilseydik... Belki daha dolu bir sezon geçirebilirdik.

* Peki 100. yıl stresi var mı?
Bu kadar hırslı olmamızda mutlaka 100. yılın da etkisi var. Ortada büyük hayaller var. Bu hayallere ortak olmak istiyoruz. Gerek başkanımızın, gerekse seyircimizin hayallerini gerçekleştirmek için çok çalışmalıyız. Üstümüze düşeni yapacağız. Rakiplerimiz büyük transferler yaptılar, oturmuş kadroları var. Moralleri de yerinde. Herşeyin olabileceği bir sezon geçireceğiz. Ama mevcut kadromuzla şampiyonluğun en büyük adayı olduğumuza inanıyoruz. Biz finali görmek istiyoruz. Hayallerimizdeki finali her gün yaşamak zorundayız...

‘Geçmişle yaşayamazsınız’
* Ne zaman başarısızlık gelse hemen eskiler suçlanıyor. Gerçekten suçlu musunuz?
Oturduğunuz yerden bir sürü senaryo üretebilirsiniz. Galatasaray’ı başka takımlarla karıştırmak ya da kaos ortamına çekmek pek doğru olmaz. Bu tip düşünceler Galatasaray’a zarar vermek isteyen insanların düşünceleri. Bu insanlar (takım arkadaşlarını kastediyor) Türk Futbolu’na damga vurdu, devrim yaptı. Ancak geçmişte yapılanları söyleyerek, bugün ayakta kalamazsınız. Bugün için de bir şeyler üretmek gerekiyor. Bizde bunun için burada varız.

* Hagi genç bir hoca. Ama içinizden birisi. Bu sizi nasıl etkiliyor?
Hagi bize hala futbolcuymuş gibi geliyor. Aramızdan birisi. Çok tez canlı ve herşeyin bir an önce olmasını isteyen bir yapıya sahip. Kaybedecek zamanı yok. Onu yakından tanıdığımız için anlayabiliyoruz. Çok hırslı ve karakteri oturmuş bir insan. Futbol bilgisine çok inanıyorum. Sosyal olarak da iyi bir insan. Futbolcuya nasıl davranacağını çok iyi biliyor. Katı olsa da bazı kurallar koymaya çalışıyor. Ama başarıya giden yolda, bu disiplini sağlamak gerekiyor.

‘Hagi bize arkasını dönüyor!’
* Hagi futbolcuyken koşmayı sevmezdi. Ama sizi şimdi çok koşturuyor galiba...
Zaman zaman oturup konuşuyoruz, espri yapıyoruz. Hagi futbolcuyken kızdığı şeyleri antrenörken yapıyor. Hagi futbolcuyken “Biz atlet miyiz? Neden bu kadar koşuyoruz” derdi. Şimdi ise o günkü davranışları aklımıza gelince kendisiyle birlikte gülüyoruz. Biz kondisyonerle koşu antrenmanı yaparken, Hagi arkasını dönüyor. Bize bakamıyor. O duyguyu içinde yaşıyor mutlaka.

* Peki sen hoca olacak mısın?
Jübile yaptıktan sonra antrenörlük yapmayı pek düşünmediğimi söylemiştim. Futboldan biraz ayrı kalmayı düşünüyordum. Şimdi bakıyorum da futbolda çok önemli isimlerle çalışmışım. Başımda sahalardan kopup gelen bir Hagi var. Futboldan uzaklaşmak pek kolay olmayacak. Dünya Kupası’ndan sonra diploma da aldım. Belki oynadığım takımlarda antrenörlük yapabilirim. Ama onu geliştirmek ve işi bazı püf noktalarını kitabından da öğrenmek gerekiyor.

‘Ümit’le maziyi unuttuk’
* Ümit Karan’ın ‘9’ numaralı forma jesti seni etkiledi mi?
Güzel bir jest yaptı. Değişiklik olsun istedi. Kendisi vermeyi teklif etti. Kendisine teşekkür ettim. Geçmişi unuttuk. Bundan sonra güzel bir tablo çizeceğiz.

* Geçen sezon Van Hooijdonk vardı. Şimdi Carew de geldi. Yarış iyice zorlaşacak galiba...
Türkiye’de forvet tipi artık değişti. Diğer takımlar büyük takımlara karşı çok kapanırlar. Böyle olunca hava hakimiyeti önemli bir hal alır. Bu olay diğer takımlara mesaj oldu. Bu önlemi en zor alınan sistem. Yeni sezonda güzel bir çekişme ve muhteşem bir hava savaşı olacak.

* Peki en çok kimi beğeniyorsun?
Hooijdonk’u... Çok yönlü ve bir çok özelliği bünyesinde barındırabilen bir futbolcu. Zekasıyla oynuyor. Belki çok çabuk ve süratli değil. Duran topları kullanması, asistleri, pasları en önemli özellikler. Onunla bir arada oynamak güzel olurdu. ~Topun istediğin yere gelmesini çok arzu edersin. İşte o pası verebilmek yarı gol sayılır. Van Hooijdonk bunu çok iyi yapıyor. Gerçekten akıllı bir futbolcu.



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
En çok okunan haberler