Terim Hagi'siz yapamıyor! Cim Bom'un kötü gidişatı zihinlerde "İşin sırrı Hagi miydi?" sorusunu gündeme getirdi

Karpatların Maradonası Galatasaray'a 1996'da geldiğinde 31 yaşını bitirmiş, 32'sini sürüyordu.. 6 yıldır Avrupa'da top koşturuyordu. Real Madrid ve Barcelona'da oynamış, arada da Brescia'da İtalya Ligi deneyimi yaşamıştı. Yine de Galatasaray'a transfer olduğunda Türkiye'de iki farklı görüş vardı.
"Hem yaşlandı, hem de dikbaşlılığıyla sorun yaratabilir" diyenler de vardı, "O bir yıldız. Futbol zekası, tekniği, klasıyla her maçı çevirebilir" görüşünü savunanlar da... İlk maçında 10 Ağustos 1996'da Van deplasmanında iki gol attı, takımı 2-1 kazandı. 7 gün sonra ilk kez Ali Sami Yen'e çıktı. Trabzonspor ağlarını frikikten havalandırdı. Bu maçın tek golü idi.
Hagi efsanesi 2 maçta 6 puanla başlamıştı. 5 sezonda 4 şampiyonluk, bir ikincilik, bir UEFA Kupası, bir Süper Kupa gördü. Ligde sezon başına 26 maç oynadı, 11.8 gol attı, 10.2 asist yaptı. Ama asıl başarısı bu rakamların ötesinde attığı, attırdığı gollerin rakibi ve maçı çözen kritik goller olmasıydı. Oyun kilitlendiği anlarda ortaya çıkar ve işi bitirirdi.
Bugün Galatasaray'ın Hagi gibi bir ustayı aradığı ortada. Çünkü iyi mücadele ettiği maçlarda bile zorlanıyor, hatta bazen kazanamıyor sarı-kırmızılılar. Son örnek Real Sociedad maçı.. Topla oynama oranında rakibine yüzde 60 - yüzde 40 üstünlük sağlayan Galatasaray bunu tabelaya yansıtamamıştı. Bu maçın tam 5 yıl öncesinde Sociedad'ın ezeli rakibi Athletic Bilbao ile oynanan Şampiyonlar Ligi maçı akıllara geliyordu ister istemez. İspanyol ekibi, 1-1 ile Ali Sami Yen'den istediği puanı çıkarmak üzereyken Hagi'nin inanılmaz gollerinden biriyle kazanan Galatasaray olmuştu.
Hagi, Galatasaray'ın başarılarında çok önemli bir isimdi. En kritik anlarda ortaya çıkıp rakibi indiren öldürücü yumruğuydu sarı-kırmızılıların. Ama en parlak günlerinde bile tartışılırdı. Galatasaray, 26 Ekim 1999'da Hertha Berlin'i deplasmanda 4-1 devirip UEFA Kupası zaferiyle bitecek yolculuğun ilk adımını atarken kadroda Hagi yoktu. Ve o maçın ardından "Galatasaray Hagi ile mi daha iyi oynuyor, Hagi'siz mi?" tartışması başlamıştı.
Hagi'nin yer aldığı 127 resmi maçta Galatasaray'ın galibiyet oranı yüzde 65 (Hagi'siz yüzde 56), maç başına yediği gol de Hagi ile 1.06, Hagi yokken 1.24 idi. İlginçtir atılan gol ortalaması Hagi'siz daha yüksek çıkıyordu (2.32 / 2.26).
Tartışmanın çıkışının ardında Hagi'nin savunmaya pek yardım etmemesi yatıyordu. Yine de otoriteler "Galatasaray Hagi'siz olmaz. Onun yerine diğerleri daha fazla koşsun" görüşünde birleşiyordu.
Fatih Terim de, Hagi gibi bir değeri kullanabilmek için diğerlerinin onun yaratabileceği savunma zaafını kapatmalarını istiyordu. Bu başarıldığında UEFA zaferi de gelecekti.
Bugün Hagi gibi bir ustanın eksikliğini hisseden Galatasaray'da teknik direktör Terim, sıkıntıyı takımın içinde çözmenin peşinde. Tıpkı Hagi'nin defansif zaafını çözdüğü gibi.. İşi bireyselliğe dökmeme arzusu basın toplantılarında açıkça görülüyor. "Golü bir kişi atmaz, bir kişi yemez. Atılan golde bütün takımın emeği, yenen golde de herkesin hatası" diyor Terim.
Aslında bir kişi bir golü atabilir de, yedirebilir de.. Ender olarak bir maçı alması veya kaybettirmesi de mümkündür. Ama şampiyonluklar ekip işidir. O lezzetli şampiyonluk çorbasında herkesin tuzu vardır.
O unutulmaz başarılarda elbette Hagi'nin katkısı büyüktü. Ama Hagi'nin bu katkıyı yapabilmesini sağlayan, ona bu rahatlığı veren kişi de Fatih Terim idi.
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın

Heidenheim, deplasmanda hasreti bitirdi!

Ryan Giggs: "Amorim'in, bir United oyuncusunu anlamaya ihtiyacı var"

Gary Neville: "Bu, büyük paralar harcayan kulüpler için bir sorun"

Barcelona'yı sevindiren haber: Ter Stegen geri döndü

Juventus'un büyük korkusu: Osimhen, Kenan Yıldız!

Thomas Müller'den o teklife ret cevabı!

Kim Min-Jae transferinde Fenerbahçe'ye dev bir rakip daha!

Atletico Madrid'den evinde net galibiyet

Real Betis, Valladolid'i 5 golle küme düşürdü

Florentino Perez'in hedefi, Vinicius ayrılırsa Haaland
