Giden her sevgilinin ardından hep el sallayan Büyük Galatasaray Taraftarı bugünlerde doyamadigi evladını Arda`yi çok da ne olduğunu anlamadan yolculuyor. Arda ise bu yolculuğa çıkarken `Vicente Calderon'a gittiği ve terinin son damlasına kadar Athletico'nun başarısı için dökeceği için çok motive...

Terini Terim için değil Athletico için dökmeyi seçti Arda.. Hayatının yarısını Florya`da geçirdiğini söyleyen takımımızın kaptanı `biz imzayı 74`te attık diyen Hocaların Hocası` ile çalışma şansına eriştiği ilk sezonda aynı ücrete apar topar İspanya`ya transfer olmayı tercih etti... içime sınıyor mu diye sorarsanız, hayır dostlar..içime sinmiyor elbette bu ayrılık, hem de hiç sinmiyor..

Zamanı hiçte iyi ayarlanmamis bir ayrılık bu... Öylesine kötü bir zamanlama ki, öncesinde yaşanan güzelliklerin etkisini bile azaltabilecek nitelikte hem de...

2 sezon sonra sona erecek sözleşmesini uzatmak için menajeri ile irtibata geçen Galatasaray yönetimi kaptanının menajeri olan eski kalecisinden duyduğu `Oyuncum İspanya`da oynamak istiyor` cümlesi karşısında en doğrusunu yaptı...

19 Mayıs 2011 saat 20:45`de Ünal Aysal`in açıkladığı Fatih Hoca transferinden sonra saha kalkan, geçtiğimiz sezon yaşanan şike olaylarının ortaya çıkması ile ivmelenen, Selçuk İnan-Muslera-Ufjalusi-Elmander gibi transferler ile zirve yapan içimizdeki coşkuyu sanırım biraz eksik okudu Arda...

Daha doğrusu okumak istemedi.. İçimden `aşk olsun sana çocuk` demek geçiyor, aşkolsun.. Hepimizin hayali değil miydi peki Hoca`nin başında olduğu takımla Arena`da tarihi tekrar yazmak? Sozlesmeni çok değil sadece 1 sezon daha 2014 Mayıs`ına kadar uzatsan, bu sezonu tüm konsantrasyonunla Selçuk`la, Ceyhun`la, Yekta ile beraber geçirsen ve sakatlanmadan hem milli takımı hem de bizi başarıdan başarıya koşturup çok değil 1 sene sonra omuzlarda `25` yaşında kupa kaldırmış bir `altyapıdan yetişmiş kaptanımız` olarak ister Vicente Calderon`a ister Anfield Road`a yelken açsan..

Çok mu geç kalırdın?
Hiç zannetmem...

Zorla Necati`ye giydirilip yine zorla kendisinden alınarak alacele Lincoln`e verildikten sonra gerçek sahibi ile buluşan `parçalı 10 numarayı` bırakmak için 8. olunan bir sezonun ardını seçmen sence ne kadar doğru?

Fatih Hoca umarım yorulan Metin Oktay`in, Tanju`nun, Hagi`nin, 2003-04 sezonunda Hakan Şükür`un giydiği `10` numarayı bu sene birisine vermekte acelecei davranmaz. Zira `10` da yoruldu, biz de..Tarihinde gayet net yazdığı gibi `10`da kendini giyecek yeni prensini kendiliğinden ve kolaylıkla bulacaktır..

Son 3 yılda adı Arda konulan onbinlerce çocuk daha konuşmayı öğrenemedi Arda..Oğullarına `Arda` ismi veren onbinlerce babanın henüz bebek olan bu çocukları Arena`ya getirmediler.. Belki farkındasın, belki değilsin bilmiyorum ama 21 maçta 8 gol 5 asist yaptığın geçtiğimiz sezon sadece 6. hafta ilk 6 içindeydi Cimbom..

34 haftalık bir sezonun 33 haftasında 17.lik ile 7.lik arası gidip geldikten sonra 8. biten sezon sonunda gitmek senin içine siniyorsa, bize sana `güle güle` demek düşer.. Gittiğin yerde elbette tüm başarıların seninle birlikte olması için duacı olacağız..
Vicente Calderon`da tüm başarıların seninle olmasını ve parçalı ile 2007-10 arası tutturdugun sezonda 46 maç oynayıp 10 gol 19 asist olan ortalamalarını `66` numaralı formanla yaşamanı dilerim...

Eminim o zaman `66` numarayı giymenin esas nedeni olan `6` numaranın gerçek sahibi Arif Erdem Abin`de seninle de haklı bir gurur duyacaktır.. Yasattigin güzellikler, hissettirdiğin ve yarıda kaldığına yürekten inandığım başarılar için biz hakkımızı helal ettik sana, sende bize et...

Hoşçakal çocuk, hoşçakal.
Saygı ve sevgilerimle,
Ant İpek

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın