Kontrolü kimde olduğu belli olmayan Türk futbolu, başta Galatasaray’ımıza korkunç bir şekilde zarar verecek olan 6+0+4 kuralını uygulamaya koyarak daha da gerileme yolunda bir emin adım daha attı.
Sen git yıllardır takımlarımıza yabancı oyuncu seçiminde dikkatli olmaları konusunda en ufak bir uyarı getirme, ülkemize gelen yabancı oyuncuların kaliteleri ile ilgili bir sınırlamaya oldukça mesafeli dur, yıllardır devşirme oyunculara göz yum ama bir anda sözleşme imzalanmış onca oyuncu üstüne üstlük EURO TL kuru 2.55 seviyesinde iken 4 yabancıyı yedek kulübesine bile değil tribüne çıkarmaktan bahset..
Dalga mı geçiyorsunuz beyler?
Düne kadar Dünya Kupası’nda ve Avrupa Şampiyonası’nda 3. olan bir ülkede bu kadar tepeden inme düzensizliklerle bir yere varılamayacağının farkında değil misiniz? 2 yıldır gerekli cezayı vermeyerek sonunu getirdiniz Fenerbahçe’nin..Trabzonspor’un hakkı olan kupayı yine 2 yıldır vermeyerek hala dolaylı yoldan tüm Anadolu kulüplerine ceza veriyorsunuz..Keza Beşiktaş’ın üzerinde dolaşan kara bulutların kalkması için kılınızı kıpırdatmadınız ve düzelmeleri için en ufak bir yardım eli uzatmıyorsunuz..
Peki ya bizden ne istiyorsunuz? Yıllardır hakkımız olan şampiyonlukları sezon içinde elimizden alabilmek için uydurduğunuz bunca saçmalık, yalan dolan, hakemlerin eyyam kokan yönetimi, oyuncularımıza ve teknik kadromuza verilen orantısızı cezalar yetmedi mi?
Elimizdeki 4 yabancıyı yedek kulübesine mahkum ettiğinizde Elmander-Culio-Dany-Riera’ya sahip vasat bir Anadolu takımının yükselen yıldızınız Kasımpaşa’dan çok daha iyi bir takım haline dönüşeceğinin farkında değil misiniz?
Nedir sizin gizli gündeminiz? Bıkmadınız mı yıllardır tribünlerin sadece 100’de 1’ini doldurabilen İstanbul Belediye gibi takımları hiç haketmedikleri Süper Lig’de tutmak için gösterdiğiniz çabadan? Bu ülkede yıllardır İstanbul içi maça gidilmiyor, gidilemiyor..Farkında mısınız? Bunu düzeltmek adına en ufak bir çabanız yok..Varınız yoğunuz akşam maçları 19.00’da oynatıp yayıncı kuruluşun sizin yaptığınız yanlış ve yanlı hesapları ile daha zengin olması..
Bu ülkede Milli takım maçlarını hangi statta oynar? Milli takım taraftarlığı için atılmış adım nedir? Sadece sponsorlara bilet dağıtıp (onbinlerce) ayyıldızlı forması ile maça gelmek isteyen taraftarları cezalandırmanız yetmedi mi? Elalem Wembley'in 10 yıllık kombinesini satıyor, üzerine “1863-2013, 150 yıldır gururla” yazan formalarla çıkıyor..Sizin yapmayı akıl ettiğiniz tek şey Osmanlı rengi diye “Turkuvaz” milli forma üretmek oluyor…
Bu ülkede yıllar öncesinden belli olan tek şey Galatasaray’ımızın Kadıköy’e kaçıncı hafta gideceği..Uslanmadınız mı hala? Play off diye uydurduğunuz sistemle Kadıköy’de kupa almamız yetmemişti önceki yıl, bu sene orada aklınız sıra bir maç daha koydunuz 33.haftaya..Ne oldu sonunda? Bütün sene yazdığımız gibi bu sefer Kadıköy’de şampiyon olmadı Cimbom, oraya Şampiyon gitti…Daha mı çok dekoder satıldı bu sayede? Soruyorum…
Futbolumuzun marka değerini artttıracaksınız diye yaptığınız onca saçmalık sonucu futbolumuzun marka değerini, etiklerini yerden yere vurdunuz…Her şehre ihtiyacı olmayan büyüklükte statlar yaptırarak futbolun “Boş tribünlerde” oynanan bir oyun haline gelmesi için elinizden geleni yaptınız..
En iyi zamanında Hakan Şükür’ü kaprisler ile oynatmadınız ama onsuz çıktığımız maçlarda doldur boşalttan vazgeçmeyerek Alpay’ı dakika 70’den sonra gol bulması için forvet oynattınız..Ümit Karan bizi yıllarca şampiyon yapan golleri leblebi gibi atarken 31 yaşında A milli olmasına izin verdiniz..Borussia Dortmund’da ilk 11 oynayacak kapasitedeki Türk futbolumuzun gözbebeği Selçuk İnan’ı olmayan sistemize uymuyor diye hala oynatmıyorsunuz direkt olarak Milli takımda…Milli takımın kaptanının edepli, aklı başında bir adam olmasını bırakın, ülkedeki en çirkef topçuya ısrarla teslim ediyorsunuz kaptanlık pazu bandını..Sonrasında çıkmış futbolun marka değeri diyorsunuz..Milyonlarca EURO’ları değil, zaten zarar verdiğniz yakın geleceğimizi de yeniden tehlike altında bırakarak…
Türk Futbolu’nun Şenes Erzik döneminde olduğu gib tam özerk ve bağımsız bir şekilde yönetilerek başarıların daim olduğu zamana olan inancım ve özlemimle yazımı nihayetlendiriyorum sevgili okurlar..
Futbolun iki taş arasına kurulan kaleler ile mahalle arasında, parklarda özgürce oynanan dünyanın en basit ama en güzel oyunu olduğunu hepimiz biliyoruz, umarım bu güzel idare etme şansına sahip olan yetkililer bunu adil bir şekilde yönetme yetisine tekrardan sahip olabilirler..
Saygı ve sevgilerimle
Ant İpek
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın