Taşlar yerine oturmaya başladı

Eskişehir karşısında sezonun açık ara en iyi topunu oynadı Cim bom. Daha  önümüzde alınacak çok yolun olduğu aşikar fakat bireysel ve kolektif anlamda "iyiye giden" bir tabloyu başarılı bir şekilde ortaya koydu Aslanlar bu gece.

Söze "en gelişme gösteren oyuncumuz" olduğuna inandığım Engin'den başlayalım. Terim'in orta üçlüsünün solunda gayet başarılı ve efektif bir oyun ortaya çıkardı Engin. Hem çizgiyi verimli kullandı hem de orta sahada mücadele dozunun arttırarak hem ortanın ortasındaki Melo'yu hem de ardında oynadığı Riera'yı rahatlattı.

Topla driplinglerinde başarılı idi ve bu sayede adam eksilterek rakibin orta sahasının bilhassa ikinci yarının ortalarında çökmesine neden oldu. Eğer Engin bu performansını sürdürür ve oyuna yedekten giren Yekta da formayı kapma konusunda bu kadar istekli kalırsa geçtiğimiz seneye kıyasla orta sahada bir kişi daha fazla oynarız sevgili okurlar.

Görünen Terim'in 2-7-1'e de dönüşen 4-3-3'te ısrarcı olacağı. Bunu göz önünde bulundurduğumuzda Melo'nun sağında Sabri solunda Selçuk oynayacağına sağında Selçuk'un solunda ise Engin'in oynuyor olması topa daha çok hükmetmemizi sağlaması açısından bize avantaj sağlayacaktır.

Eskişehir maçında bireysel olarak Engin'in parıldamasının yanı sıra başta Hakan olmak üzere Gökhan, Selçuk, Kazım, Aykut  ve Riera'nın önceki maçlara nazaran daha derli toplu ve istekli oyun ortaya koymaları takımımızın genel olarak direncini arttırdı. Melo ve Ufjalusi takımın en iyileri olarak göze çarparken Sabri ve Elmander de kendi standartlarına göre fena sayılmayacak bir oyun ortaya koydular..

Elmander demişken ortada hala dolaşan "devre arası Drogba" söylemlerinin bize katkı yapacağı görüşünde olmadığımızı belirtelim. Terim devre arasında 31 olacak olan Baros'u gönderip 34 olacak Drogba'yı kadrosuna katmak istiyorsa bunu bir kez daha düşünmeli. Zira daha sezonun ikinci maçından "Sercan, Elmander, Baros beni devre arasına kadar idare eder" diyerek Çek futbolcuyu geri plana attı ve ligin 3 maçının hiçbirinde 90 dakika oynatmayıp Eskişehir maçında hiç sahaya sürmedi.

Baros'un sahada olmasi gereken dakikaların çoğunu Kazım - Elmander - Sercan - Riera ve hatta Eskişehir maçında Emre'nin aldığını düşünürsek önümüzdeki 13+17+6 maçlık periyotta Baros'un bizim için be kadar önemli olacağını en unutmaması ve buna göre plan yapması gereken kişi olan Terim'in bu konuya bakışını değiştireceğine inancım tam.

Maçın bizim için artı değer taşıyan diğer bir tarafı Aykut'un güven veren bir 90 dakika sonunda kendi hatasından bile kaynaklanmayan bir gol yemeden maçı bitirmesi, Riera'nın ısrarla tek top oynayarak oyunun temposunu artırması, yıllardır aradığımız Brezilyalı olma yolunda ilerleyen Melo'nun Aykutvari bir kısmet ile yine gol atması idi..

TT Arena'da alınan bu net galibiyetin daha da anlam kazanması için Ankara deplasmanından da 3 puan ile dönmemiz şart. Görünen o ki Muslera -şu an için Aykut-, Ufjalusi, Melo, Elmander omurgasının tuttuğu yenilenmiş Cim Bom geçen seneyi mumla arayan Ankaragücü engelini de çok gollü net bir galibiyet ile aşacak güçte.

Geçtiğimiz sezon en önemli sıkıntımız olan "ardı ardına" maç kazanma alışkanlığını tekrar edinme yolunda takımımıza şimdiden başarılar diliyorum. Pazar akşamı yine keyifli bir galibiyet yazısında buluşmak üzere.

Saygı ve sevgilerimle.

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın