Arka mahalleden gelip ringe çıkmak
Derbilerde favori olanın yaşadığı baskı, oyuncuların üzerinde fazlasıyla hissedildi. Galatasaray, bu sezon kalan maçların neredeyse tamamına favori olarak çıkacağı için bu baskıya alışarak yoluna devam etmeli.
Webaslan.com
evrengoz@yirmidort.tv
Galatasaray, Beşiktaş derbisine neredeyse 1-0 önde başlıyordu. Henüz ilk dakikada Umut Bulut'un boş kaleye kaçırdığı gol girmiş olsa bambaşka bir maçtan bahsediyor olacaktık.
Fakat futbolun değişkenleri, şans faktörü ve oyunun kendine has büyüsü Dolmabahçe'de Beşiktaş lehineydi. Galatasaray, kendine yakışmayan goller yedi. Özellikle Hakan Balta'nın hatası, Şampiyonlar Ligi'nde mücadele verecek sarı kırmızılılar için uyarı niteliğindeydi.
İlk yarı her ne kadar geriye düşse de oyunun kontrolü yine Galatasaray'daydı. Hamit'in ve Melo'nun takım arkadaşlarının gerisinde olmaları zaman zaman kopmalara yol açtı. Beşiktaş, formda ve son şampiyon Galatasaray karşısına büyük bir motivasyonla çıktı. İştahlılardı ve ellerinden geleni yaptılar. Ancak Galatasaray gerek oyuncu kalitesi gerekse futbol anlayışı olarak Beşiktaş'ın çok önünde. Bunu da sezonun ilerleyen haftalarında görmek mümkün olacaktır.
Maçın en kritik anı Burak Yılmaz'ın Beşiktaş ceza sahasında kendini yere bırakmasıydı. Hakem Bülent Yıldırım, talihsiz bir maç yönetti. Pozisyonları kartsız geçiştirdi, ikinci yarı dengeyi sağlamak isterken o pozisyona penaltı çalması futbol adına kötüydü. Galatasaray, zorlu İnönü deplasmanından 1 puanla ayrılsa da, rahat kazanabileceği bir maçı geride bıraktı.
Derbilerde favori olanın yaşadığı baskı, oyuncuların üzerinde fazlasıyla hissedildi. Galatasaray, bu sezon kalan maçların neredeyse tamamına favori olarak çıkacağı için bu baskıya alışarak yoluna devam etmeli. Geçen sezonun genel fotoğrafında Galatasaraylı oyuncular mahalle kavgası yapıyor gibiydi, bu sezon ise ringde ve profesyonel gibi dövüşecekler. Futbol, bu açıdan boksa benziyor, unvanı korumak elde etmekten daha zor. Şampiyon unvanı ve üzerine eklediği yıldızlarla dolu kadro, Galatasaray'ı bu sezon diğer takımlar için hedef haline getirecek. Örneğin Galatasaray'a karşı oynanacak maçtan bir önceki hafta, özellikle Anadolu takımlarındaki oyuncuların çok fazla riske gireceklerini düşünmüyorum. Galatasaray maçlarına hazırlanırken ise antrenmanlarda çok daha ciddi davranacakları fikrindeyim. Çünkü Galatasaray'ı yenmek, tüm sezon övünülecek bir durum olacaktır ve prim sebebidir.
Yeni transferlerden Amrabat ve Burak Yılmaz için yorum yapmak yanlış olur. İkisinin de takıma dahil oldukça yapacağı katkılar ortaya çıkacak. Hamit konusunda ise endişeler devam ediyor. Hamit transfer olduğunda taraflı tarafsız herkes takımı bir anda sürükleyeceğini, goller atıp asistler yapacağını bekledi. Ancak Altıntop, geçen sezon Real Madrid ile yalnızca 5 lig maçında oynadı ve 1 kez 90 dakika sahada kaldı. Diğer 4 maçta ise dakikaları, 14, 5, 9 ve 45 olarak sıralanıyor. Kral Kupası çeyrek finalinde Barcelona karşısında 90 dakika forma giydi, ki bu tek ciddi maçı, onun dışında 2 Kral Kupası maçı ve Şampiyonlar Ligi'nde de 3'ü grup (hepsinde de sonradan oyuna girdi) ve 1'i çeyrek final olmak üzere 4 maçı var. Kısaca Hamit Altıntop futbol oynayarak kendini bulacak. Saha içinde çıplak gözle kendisine bakınca ne kadar istekli olduğunu gözlemlemek mümkün. O da istiyor ve farkında sırtında yazan ismin, o ismin bugüne kadar yaptığı işlerin de farkında. Zamanla kendini bulacak ve Galatasaray taraftarını özellikle Şampiyonlar Ligi maçlarında çok mutlu edecektir.
Umut, her zamanki gibi deli doluydu İnönü'de. Hava toplarında yüklenerek yaptığı faulleri saymayı bıraktım, o hala faul yapmaya devam etti. İyi niyetli, yürekli ve çalışkan…Galatasaray ruhuna çok iyi uyum sağladı ancak gol yollarında müsait anlarda yapacağı ilginç vuruşlar, sezon boyu sarı kırmızılı taraftarları çileden çıkarabilir. Umut Bulut, budur. Kaçırır, sonra yine kaçırır ama bakarsınız 30 metreden gol atar. Arkadaşlarına yardım eder, yürekten oynar ve formasının hakkını sonuna kadar verir. Elmander de geçen yıla oranla biraz geriden başlasa da, sakatlığının etkisini yavaş yavaş üzerinden atacak ve temposuna kavuşacak. Attığı gol tam bir zeka ürünüydü. Bekletmeden kaleyi düşünmesi oldukça akılcıydı.
Maç sonunda düzenlenen basın toplantısında Terim'in gerginliği, çok rahat kazanılabilecek bir maçı oyuncularının kendi eliyle az daha rakibe verecek olmasındandı. Bu, iyi bir ders oldu ve eminim Terim yarın Florya'da pozisyonları analiz edip haftaiçi takım toplantılarında teker teker bir öğretmen gibi takıma yanlışlarını anlatacaktır.
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Diğer Haberler
En çok okunan haberler
AVRUPA'DAN FUTBOL