EVREN GÖZ YAZIYOR...
evrengoz@yirmidort.tv

Fenerbahçe'nin ve Türk futbolunun en değerli isimlerinden biri olan Lefter Küçükandonyadis'i saygıyla anıyoruz. Galatasaray için Metin Oktay ne demekse, Fenerbahçe için de Lefter O'dur...Böyle zamanlarda renklerin kardeşliği esastır. Türk futbolu, çok büyük bir insanını kaybetti. Toprağı bol olsun...

Galatasaray'a gelecek olursak, sarı kırmızılılar farkı açmaya başladı. Sadece puan olarak değil, oyun olarak da ligdeki rakiplerinin şu an çok uzağında oynuyorlar.

Kardemir Karabükspor maçında bir kez daha görüldü ki Baros-Elmander ikilisi bu takım için müthiş bir güç. Özellikle takım savunmasına yaptıkları katkı ve ikisinin de sürekli golü düşünmesi sistemin önemli parçalarından birini oluşturuyor. Terim'in Ujfalusi tercihi de yerindeydi, ancak  Sabri'nin bir an önce eski formuna dönmesi gerekiyor. Semih-Ujfalusi ikilisini bozmamak lazım.

Baros'un sakatlığı muhakkak takımın hücum gücüne yansıyacaktır. Yerine oynaması muhtemel Sercan Yıldırım'ın ise hala tam hazır olmaması, kafalarda soru işaretleri yaratıyor...

Muslera her geçen gün takıma uyum sağlıyor. Böylesine zorluk derecesi düşük maçlarda bile konsantresini üst seviyede tutması, maçın sürekli içinde olması gerçekten gelecek açısından oldukça umut verici gelişmeler...

Ligin genel yapısına baktığımızda Galatasaray'ın performansı aldatıcı olabilir. Çünkü play-off'un varlığı ve sezonun orta yerinde form grafiğinin üst seviyeye çıkması Mayıs ayı için sıkıntı yaratabilir. Kazanan 11'in bozulmadığı bir ortamda yaşanabilecek sakatlıklar, yedek kulübesindeki isimlerin ilk 11'dekilerden çok geride olması Galatasaray için düşündürücü. Arka arkaya gelen galibiyetlerin rüzgarına kapılıp şu an için şampiyonluk şarkıları söylemek için çok erken. Çünkü asıl mücadelenin sergileneceği bir Play-off var orada. Elbette ki bu oyun ile devam edilirse puan avantajıyla girilebilir Play-off'a ancak rakiplerin form durumu da çok önemli.

Play-off, dünya kupaları gibi dönemsel performansların belirleyici olacağı bir sistem. Maalesef Galatasaray'ın aldığı bu galibiyetler, üst üste yaşanabilecek iki mağlubiyet ile sadece istatistik olarak kalabilir. Böylesine adaletsiz ve çağdışı bir sistemi futbola kazandıranlar bugünlerde Ankara'daki stresli toplantılarda hesap üstüne hesap yapıyor ve oyunun ne yöne gideceği de belirsizliğini koruyor. Mehmet Ali Aydınlar'ın göreve devam edip etmeyeceğinin sonuçlanması ve 58.maddenin akıbeti yakın zamanda futbolumuzda bazı dinamiklerin netleşmesine sebep olacaktır.

Türk futbolu büyük bir kaosun içinde sürüklenirken böyle güzel rekorların heba olma ihtimali gerçekten üzüntü verici. Oysa normal sezonlu bir lig içinde olunsaydı bu galibiyetler daha anlamlı ve yararlı olabilirdi.

Galatasaray, sezon başlamadan önce değindiğimiz üzere bu ligin çok üstünde bir kaliteye sahip. Sadece kadro yapısı olarak değil, kulübedeki Terim faktörü, yeni stadını bayram yerine çeviren coşkulu ve arzulu taraftarı, başarıya odaklı yönetim kadrosu ile şampiyonluğun en güçlü adayı olduğunu her hafta bir kez daha ispatlıyor.

Şimdi sistemi de yenmek gerekiyor. Toz duman olan futbol düzeninde Galatasaray, var olan tüm zorlukları aşıp şampiyonluğa ulaştığı gün, yine bir ilki başarmış olacak. Fakat adım adım, temkinli ve kadroyu koruyarak ilerlemek gerekiyor. Lig tarihi, ocak ayında formunun zirvesine çıkıp mayıs ayında hayal kırıklığı yaratan ekiplerle dolu, aman dikkat!

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın