Başarıyı taşımak, bazen onu yakalamaktan daha zordur.

Fatih Terim olmak, ille de yalnız olmaktır.

Üzerinize yapışan etiket, sizi hep daha iyisini yapmaya yönlendiren pusuladır; bu bazen ruha iliştirilen bir kimlik, bazen de sadece parıltılı bir imajın karşılığı olabilir.

İnsanların sizden mucizeler beklediği günlerde, elinizdeki imkanlarla baş başa kaldığınızda yalnızlığı yaşarsınız. Öylesine derin bir tekliğe denkliktir ki bu, tüm o sizinle beraber başarıları alkışlayanlar, aniden sağırlaşır. Eksilirsiniz...

Ülkemizde başarı, sadece kısa bir süre için yürütür sizi. Yine isterler...Ve yine, bir kez daha, bir daha, daha...

Öylesine acımasız bir baskının altında Fatih Terim olmak, ne sosyal medya malzemesi Arda Turan olmaya benzer, ne de talihsiz Mustafa Sarplaşmaya...

Arda'nın da Sarp'ın da çözümü basittir; biraz zaman ya da yeni bir forma rengi. Başka bir kalabalıkta duvar pası yapılabilir...

Ama Galatasaray'da Fatih Terim olmak, bir hesaplaşmanın başlangıcıdır aslında; tıpkı önceleri yaşandığı gibi. Pas yapılacak tek yüzey, aynadaki aksinizdir...

Fatih Terim'in öyküsü Adana'dan Milano'ya dek uzanır. Hep tek başına...

Parken Stadı'nda dizlerinin bağı çözülüp yere çömeldiğinde, etrafında kimsenin olmaması gibi. Çünkü başarıyı yakalarken, bazen etrafınızı kırabilir, incitebilirsiniz... Sonuçta bahsettiğimiz oyun, erkek oyunu. Acımasız, güce dayalı ve yalnızca ayakta kalanın kazandığı bir sahne burası.

Ve her başarıda biraz daha eksilerek devam eder Terim'in öyküsü.. Şimdi ise yeni satırlar için bir kez daha sarı ile kırmızının buluştuğu yerde. Artık yeni cümleler söylenecek.

Kıyas denilen şey, çabuk yapılması ve hemen sonuca varıldığına inanılması açısından epeyce rağbet görür. Fakat kıyım, kıyasın da önünde bir merak.

Kalabalıkları etkilemeye bayılanlar, kıyım için çoktan yerlerini aldı bile. Terim, kabul edelim ki her başarılı insanın olduğu gibi çok sayıda çekemeyene sahip. Ancak, bu oyunun adam gibi oynanmasına gösterilecek en Galatasaraylı örneklerden biri. Bu yüzdendir ki, Fenerbahçe'nin milyonlarca dolarlık teklifini tereddütsüz reddetmiş, bu yüzden teferruat listesi kalabalık, sözünün konusu Galatasaray olan bir futbol adamıdır.

Takıma yaptığı etkiyi Almanya kampı dönüşü havalimanında bile hissedebiliyorsunuz. Oyuncular free shop tarafına doğru hızlı adımlarla ilerlerken hoca, Ayhan ile haber gönderip alışverişi başlamadan bitiriyor ve takım gelir gelmez antrenman yapıyor.

Öyle ki, Skibbe ve Rijkaard'ın mizacına sığınıp kendi hayatlarının teknik direktörü olmaya çalışan bazı isimler, Terim'in gelişiyle farkındalıklarını bir anda yükseltip, performanslarını zorlamaya başladı. Bu, sezon başı yapılan efor testlerine dahi yansıdı nedense...

Bugünlerde Florya Metin Oktay Tesisleri'nde amatör bir sevgi, profesyonel bir iş disiplini ile yeniden barışma çabasında. Galatasaray için sabır vakti. Ancak kısa sürede beklenen başarı ile tahammül çizgileri birbirine çok yakın. Yine de Milano'daki Terim, aynadaki aksinde kendisine kararlı bir ifade ile bakan Adanalı Fatih'ten o gücü alacaktır, bundan kimsenin şüphesi olmasın.

www.twitter.com/evrngz


Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın