Yıldırım Demirören TFF Başkanlığı'na adaylığını açıkladı. Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız demem bu yüzden… Durup dururken, bir Yıldırım daha yarattık! Yıldırım Demirören'le durumu mu kurtaracağız, yasalara mı uyacağız? Şaşkına döndük!

Yıldırım Bey Beşiktaş'ın Başkanı. Orada yapacak daha çok işi var. Alacağı parası var, sorumlulukları var. Ne gerek TFF Başkanlığı?

Şimdi herkes bu işte bir bit yeniği arıyor.
Demirören Türk futbolunu kurtarmak için mi geliyor.,
Beşiktaş'tan ayrılmak için fırsat mı kolluyor?
Seçilemezse tekrar Beşiktaş Başkanlığı'na dönecekmiş söylemleri de bir başka garabet!...

M. Ali Aydınlar'dan sonra gidiş hayra alamet değil. Olduğumuz yerde sayıyoruz. Yine teşkilat yine dön baba dönelim.
Benim oğlum bina okur döner döner yine okur!
Böyle gidersek bir arpa boyu yol alamayız.

Medyaya bak notunu ver!

Her rüzgara boyun eğen bir medya varken doğruyu bulmamız mümkün değildir.
Ülkeleri uyandıran, onu doğrularla ikaz eden medyadır. Bizim medya görevini yapmıyor.
Nokta kadar menfaat için, bir ülkenin kaderini riske atmak pahasına virgül gibi eğilmek hoş değil.
Bunları üzülerek yazıyorum ama Yıldırım Demirören'in 'gerekirse 3-4 sene Avrupa'ya çıkmayalım' lafını da herkese hatırlatıyorum. Demirören daha gelirken ne yapacağını anons ediyor. Yeniden yapılanma yok, itibari değerleri koruma yok, aklı selim yok, bütün gaye kılıf aramak!...
Kimseden de ses yok!

21 adaylı TFF seçimi ne, altmış imza ne?

Bir yanda demokratik hakların sonsuz zenginliği. Öte yanda sınırlama…
Herkes özgürce aday olabiliyorken öte yandan seçime girebilmek için başkan adayının seçime katılacak delegelerden 60 imza toplaması şart koşuluyor. Ve de birine imza veren delege ötekine veremeyecek. Yani tavşana kaç tazıya tut!
303 delege var, 21 aday!
Adayların hepsi 60'şar imza toplarsa; 21x60=1260 delege olması gerekiyor. Nasıl olacak bu iş. Bu seçime demokratik bir seçim denilebilir mi? Bir delege birden fazla adaya imza verse -ki doğrusu budur- o zaman da; Seçilen 15 oyla seçilecek: Hesap edin!...

Buna da çare bulunmuş ancak 4 adaylı seçim yapılabiliyor. Çünkü 60 imza şartı olunca delege sayısı ancak ona yetiyor!
Traji komik bir durum.

Bitmedi;
Süper Lig Kulüpleri, Demirören üzerine kısmen ittifak kuruyor. Yani güdümlü bir seçim. O zaman seçim değil, işaret. Tek aday olsa anlarım. Konsensüs der geçerim. 21 adayın olduğu yerde neden bir isim avantajlı olarak seçime giriyor? Neden böyle bir yol demokratik yol olarak görülüyor.

Ayrıca bunu uygulamak da zor.
Seçimde sadece Süper Lig kulüplerinin oyları yok ki…
Taban birlikleri ve daha birçok temsil hakkına sahip oylar da var.
Süper Lig kulüplerinin oyları başkan seçmeye yetmez.
O zaman ittifak niye?
60 imza niye?
Kimler engellenmek isteniyor?
Kimlere avantaj sağlanıyor?

21 adaylı seçim demokratikse, şartlarla sınır koymak da antidemokratik!
Böyle seçim olmaz!
Talimatnameler böyle diyemezsiniz. Anayasal haklar önde gelir.

İtirazım şekledir şahıslara değil

UEFA bizi mercek altına almış izliyor.
Biz ise olaya kılıf aramak için yırtınıyoruz.
İtirazım şekledir, kişilere değil. Radikal kararlar, palyatif çözümlerle alınamaz!

Beşiktaş'ın konumu da nazik.
Şike olayında onun da yöneticileri var.
Ayrıca Demirören Beşiktaş'ın Başkanı. Bu durumda Demirören nasıl bir karar alacak?
Bu karar kimi tatmin edecek?
Yıldırım Demirören'de bu basiret var mı?
Var idiyse Beşiktaş neden bu kadar mali açmazda?
Lafım tüm takımları da kapsıyor. Hepsinde mali yapı yıkık. Aylardır yazıyorum;
Üç büyük kulübün borç toplamı bir trilyon TL.
Şike mike sonraya kalsın.
Durum vahim!
O zaman bırakalım şikeyi kulüpleri kurtarmaya uğraşalım.
Bunu da mertçe söyleyelim.
Biz battık!
Şike devede kulak.

Adam ölmüş, aile miras paylaşımında.
Durum resmen budur.
O zaman açık ve mertçe söyleyin;
Biz Türk futbolunun maddi değerini kurtarmaya uğraşıyoruz. Bütün takımlarımız batmış. Şike
ile bir darbe daha vurursak Türk futbolu hepten yıkılır.

Yani;
Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık!

Bir soru daha;
Türk futbolunu yıkanlar kimler?
Sorumsuzca kulüp yönetenler. Hırslarıyla para güçlerini birleştirip sonumuzu hazırlayanlar.
Peki, onlar mı kurtaracak şimdi Türk futbolunu?
Üç perdelik komedi,
İlk perde Mahmut Özgener'le oynanadı.
İkinci perde M. Ali Aydınlar'la,
Üçüncü perde Yıldırım Demirören'le oynanmaya çalışılıyor.
Yazık!
Türk futbolunun içine düştüğü kaosu biliyoruz ancak bu kaos başka bir kaosla aşılamaz.
Onu da biliyoruz.

Seçim kazanmak plan-program işidir

Hiç kimse seçime katılacak başkanların plan-programlarını bilmiyor.
Seçim günü delegeler bilmedikleri yönetimlere nasıl oy verecek?
Oylar;
İsimlere mi?
Yapacaklarını anons ettikleri işlere mi verilecek?

Şunun şurasında kalmış 6 gün!
Kim nasıl yönetim kuracak, kim programını açıklayacak.

4 aday seçime girse onların yönetimlerine nasıl ehil kişiler bulunacak?
Var mı o kadar bu işin ehli?
Kim kimi kandırıyor?

Demirören'e telkinler var;
M. Ali Aydınlar yönetimindeki isimlerin çoğunu al bir iki takviye ile başkan ol!
O zaman niye gitti M. Ali Aydınlar?
O mu başaramadı yoksa?
Yıldırım Demirören'in, M. Ali Aydınlar'dan farkı nedir ki o gelip kurtaracak?
TFF başkanlık sistemimi midir?,
Güçlü yönetimler kurumu mu?

Yani şu olacak;
Yıldırım Demirören herkesi ikna turlarına çıkacak ve yeni, bir kılıfın ağzını büzecek.
Bizim ağzımızı belki büzebilir ama UEFA'nın ağzı büzülmez.

Bu gidişten umutluyum diyen varsa beri gelsin.
UEFA tepemizde bekliyor.
Ya tepemize yıldırım düşecek
Ya UEFA tepemize binecek!

Ben; bütün takımların mali yönden batmış olmasını sineye çekerim. Kendim ettim kendim buldum derim ama, UEFA'nın cezasında onurum zedelenir.

Şikeyi mikeyi bir kenara bırakın.
Bu kötü sonda bütün kulüplerin genel kurullarının payı var.
Yıllardır bu gidişe oy verenler onlar.
En masum kesim de taraftar.
Onlar sadece sevgilerinin esiri, genel kurullar paranın…

Dip not;

Ata Aksu'ya el çektirilmezse(!) seçimde en kuvvetli adaydır.
Haluk Ulusoy da Yıldırım Demirören ailesinden, hısım bağları var.
Ulusoy'un kimin yanında yer alacak?
Kaderbirliği ettiği eski asbaşkanı Aksu'nun mu?
Demirörenlerin mi?

İşler çok karışık.
Hayrolsun.