15
2012
Ülkemizde kaptanlik konusu büyük takimlarda önemlidir. Özellikle avrupa maclarinda iyi bir ismin kaptanlik yapmasi, takimi temsil etmesi acisindan önemlidir.
Peki nedir bu kaptanlik? Bir kaptan ne yapar, ne yapmali? Kaptanlar nasil secilir?
Bir kaptan takimi temsil etmeli. Takimda ki oyuncularin cogunlugu kaptan secimini desteklemeleri lazim. Bir kaptan takim arkadaslariyla iyi anlasmali, sözü gecmeli. Tüm takimin sevdigi, iyi anlastigi, saygi duydugu, güvendigi ve sorunu oldugunda cekinmeden anlatabilecegi biri olmali.
Takim kaptani iyi ingilizce konusabilmeli bence. Sadece avrupa maclarinda hakemlerle anlasabilmek icin degil, ayni zaman da kendi takiminda ki yabanci oyuncularla anlasabilmeli. Bu sadece Türkler icin gecerli degil. Eger kaptan bir yabanci oyuncu ise, oda iyi derecede ingilizce bilmeli ve takim arkadaslariyla anlasabilmeli.
Kaptan sakin olmali, agresif olmamali. Bence bir kaptani takim arkadaslari secmeli. Taraftar veya yönetim karari ile secilmemeli. Ayni zamanda cok genc biri kaptan olmamali, cünkü kaptan olmak tecrübe gerektirir. Kendini kanitlamis biri kaptan olursa yükü agir olmaz ve rahat oynar. Ancak genc bir oyuncunun hem daha cok sey ögrenmesi gerekir hemde kendini daha fazla kanitlamasi gerekir. Birde kaptanlik verilirse yükü cok agir olur.
Peki bu kriterler Türkiyede uygulaniyormu?
Türkiyede kaptanlar aslinda daha cok futbolcunun kac sene bir takimda oynadigina bakilarak seciliyor. Yani takimda en uzun süre kalanlar ve en yasli oyuncular kaptan oluyor. Aslinda sadece uzun süre oynayanlara kaptanlik vermek zorundayiz, cünkü yeni gelenlere verilirse medyanin baskisindan kurtulmak zor olur. "Gelir gelmez kaptan yapilirmi", "o kadar süre oynayan oyuncular dururken ona kaptanlik verilirmi" vs. vs.
Peki Galatasarayda Arda Turan'a kaptanlik verilmesi dogrumuydu?
Bence degildi. Arda'nin üstüne cok geliyorlardi, beklentiler büyüktü. Üstüne bir de kaptanlik verilince yükün altinda kaldi. Takimda da Arda'nin kaptan olmasi istenmiyordu sanki. Kendi yaptigi baskiyla aldi o kaptanlik bandini. O bant ona verilmek zorundaydi, cünkü Arda o bandi almasaydi Galatasarayda oynamazdi, birakir giderdi. Kaptanligi aldigi halde gecenlerde yaptigi aciklamalari dinledik. Ya bandi alamasaydi? O zaman neler olurdu?
Bir ara Lincoln'de kaptanlik bandini takiyordu. O zamanlar desteklemistim ama simdi cok büyük bir hata oldugunu anliyorum. Biliyorsunuz Lincoln'ü kimse sevmiyordu takimda, Lincoln'de zaten hic bir seyi umursamayan, ilgilenmeyen biriydi. O zamanlar Sabri cok kiziyordu "beni niye kaptan yapmiyorlar" diye. "Ben kac senedir burdayim, Galatasarayliyim, takimda seviliyorum, Lincoln'den ne eksigim var" diye düsünüyordu. Suan Sabri'nin kaptan olmasi bu nedenler yüzünden. Arda ve Lincoln gibi isimlerin kaptanlik yaptigi icin Sabri'yi mecburen kaptan yaptilar. Bence iyi de oldu cünkü Sabri kaptan olmasaydi cok üzülürdü hakli olarak. Sabri‘nin bu sartlar altinda kaptan olmasini dogru buluyorum. Kendisi takimda seviliyor ama sözü geciyormu ondan emin degilim. Melo ve Ujfalusi'nin sözü daha cok geciyor gibi. Sabri keske kaptan oldugu icin futbolunada dikkat etse biraz.. Agresif olup olmadigina karar veremedim Sabri'nin. Itiraz etmeden bitirdigi maclar var ama aklima birden derbide Emre B. ile ettigi kavga geldi. Biz Galatasaray Taraftari her ne kadar Sabri'yi bu konuda desteklesekde, cok büyük bir hata yaptigini kabul etmek lazim.
Hatasiz bir oyuncu ararsak bulamayiz, cünkü her insanin kötü yanlari vardir. Hatasiz kul olmaz!
2-3 sene öncesinde Galatasarayda her gün kaptanlik konusu vardi gündemde. Simdi böyle bir seyin olmamasina seviniyorum. Galatasaray ruhunun geri dönmesinin bir nedenide bu bence. Demek ki Sabrinin kaptanligindan kimse sikayetci degil ki bu konular gündemde yok.
Birazda Futboldan bahsedelim;
Necati'nin faydali olacagini ne yalan söyleyeyim beklemiyordum. Ama iyi ki almisiz! Oynadigi 2 macta cok güzel bir performans ortaya koydu. Baros'un cezasi bittiginde bile devam oynamali bence.
Hatirlarsaniz güzel futbolumuz Besiktas-Galatasaray macindan itibaren baslamisti. Umarim önümüzde ki derbiyi kazanir, tekrar güzel futbol ile galibiyet serileri yakalariz. Yapilmasi gereken tek bir sey var; o'da INANMAK! Hani o güzel bestemizde ki gibi:
inandık biz sizlere.. Cimbom yüzümüzü güldür bu sene.. şampiyonluk şarkısı, düşmesin dillerden tribünlerde.. haykırıyoruz yine, tek bir dileğimiz var cimbombomum.. şampiyon ol!
Bir sey daha paylasmak istiyorum;
Maalesef söylemeden gecemeyecegim cünkü bu olay beni cok üzdü. Ben kalecimiz Fernando Muslera'nin cok büyük bir hayraniydim. Hem basarisi olsun, hem insanligi olsun, cok örnek bir insandi. Ufuk Ceylan ile basket maclarimizi izlemeye gittigini görünce daha da bir sevmistim bu adami. Ama o an icimden sunu dedim: "Insallah Ufuk Muslera'yi kendine benzetmez!”
Maalesef benzetti. Kalecilerimiz Fernando Muslera ve Ufuk Ceylan saat 12:00'de antrenmanlari oldugu halde sabah 06:00'da bayan arkadaslariyla beraber kacamak yaparken yakalandilar. Bunu Muslera'dan hic beklemezdim. Acaba eglenmenin yolu sadece bu mu? Baska türlü eglenemiyor mu insan?
Aslinda benim bu konu hakkinda yorum yapmaya yetkim yok. Herkes istedigini yapar. Kimse, hele ki ben, buna asla karisamaz ve yorum yapamaz. Ama keske böyle seyler olmasaydi ve Muslera benim gözümde bir "Melek" olarak kalsaydi..
Seda Açık