Bütün Türkiye'nin bildiği birşey vardır ki Galatasaray Mekteb-i Sultanî'den çıkmıştır.Fransızca eğitim vermesi özellikle Fenerbahçeli taraftarların "Fransızlar kurdu Fransızsınız" ithamında bulunmasına yetmiştir ki bir çok örnek ile saptırmaların ne denli yanlış olduğunu göstereceğim..Askeri ocak ve hastane olarak kullanılması itibariyle aslen kökü 15 yy. sonundan itibaren başlayan Mekteb-i Sultanî 1 Eylül 1868 yılında Sultan Abdülaziz tarafından kurulan, ilk kuruluş sebebine yakın bir sebeple, yine devletin önemli kademelerindeki eğitimli eleman açığını kapamak amacıyla hizmete başlamıştır.(Kaynak:Galatasaray Lisesi resmi sitesi)Fransızca eğitim verilmesi o dönem güç sahibi ve yakın ilişkiler içerisinde olan Fransa ile daha kuvvetli bağlar kurmamız için fransızca bilen devlet kademelerinde görev alabilecek bürokratlar yetiştirme amaçlı Osmanlı Padişahı tarafından kurulmuştur Fransa tarafından değil!!Mekteb-i Sultanî mezun veremedği senede şehit olan öğrencilerini de unutmamak gerekir..

"Bu arada Mekteb-i Sultani’de hedef haline gelmişti. Okulun önce İngilizler tarafından sonra da İtalyanlar tarafından işgal edileceğini öğrenen dönemin müdürü Salih Arif Bey soluğu Fransız Sefaretinde almış ve zaten var olan iyi ilişkilerine dayanarak işgallerin önlenmesini istemiştir. Fransız sefareti, Paris’ten aldığı talimatla tüm işgal komutanlıklarına okulun Fransa tarafından işgal edildiğini, orasının artık Fransa toprağı olduğunu hatırlatmış ve okul böylelikle koruma altına alınmıştır!" (1868’den 1923’e Mekteb-i Sultani, Galatasaraylılar Derneği,Prof Dr Vahdettin Engin–Galatasaray Lisesi Tarihçesi)İşgal sırasında okul müdürünün yağmalanmasına Galatasaray Kültürünün yok olmasına mani olmak amacıyla bu işe girişmiştir..Ve en meşhur komutan Jean-Pierre DUMOULİN bakalım neymiş bu;Fransa bayrağının mağlup Türk topraklari üzerinde gururla dalgalanmasınısağlayan‚ nam-ı diğer ´Küçük Fransa´‚ Galatasaray camiasına ve ordumuz ileri gelenlerini en güzel şekilde ağırlayan Galatasaray Lisesi öğretmen vegörevlilerine teşekkürü bir borç bilirim" 20.3.1915Fransa İşgal Orduları Kumandanı Jean-Pierre DUMOULIN Birincisi böyle bir işgal komutanı yoktur.İkincisi o tarihte İstanbul işgal edilmemiştir.Üçüncüsü böyle bir yazı da mevcut değildir...--------------------------------------------------------------Gelelim Atatürk ile ilgili ithamlara;

"Tekrar ediyorum, aleyhimizde serdedilen mütalaat yanlıştır. Bu hakikat tarihen ve mantıkan sabittir. Bu hususu yalnız garba değil, hatta vatandaşlarımıza da ehemmiyetli bir surette ihtar etmek lüzumunu hissediyorum. Çünkü nadirattan olmakla beraber teessüfle işitiyoruz ki, milletin tarihini okumamış veya hiss-i milliden mahrum kalmış olması lazım gelen bazı şahıslar, ecnebilerin aleyhimizde serdettikleri ithamatı reddetmedikten başka vatanlarını, milletlerini kabahatli göstermekten çekinmiyorlar. Hala bugün, sultani mektebinin salonlarını aleyhimizde konferans verdirmek için ecnebilere küşade bulunduranlar var, bu gibilere lanet...” (Büyük Nutuk, 220. Vesika – Mustafa Kemal ATATÜRK)Atatürk burada kuruma değil kişilere lanet okumuştur ki o kişiler Galatasaray mensubu kişiler değildir..

Atatürk; 1930, 1932 ve 1933 yıllarında Galatasaray Lisesi'ni ziyaret etmiştir. Bunlardan ilkinin haberi Cumhuriyet Gazetesi'nde manşetten şöyle verilmişti: 'Reisicumhur dün Harp Akademi'sini, Mülkiye'yi, Harbiye'yi ve Galatasaray'ı ziyaret etti.' İlk ziyaret sırasında lisenin müdürü olan Fethi İsfendiyaroğlu o günün 'perde arkasını' yıllar sonra bana şöyle anlatmıştı: ‘... Müdür odasındayız. Reisicumhur, ‘lütfen masamı şereflendirmeleri' önerimi ‘Hayır müdür bey! Herkes kendi yerinde oturmalı ve oturduğu yeri de haketmelidir!...' sözleriyle reddettiğinden ben de yanlarında ve ayakta durmayı yeğlemiştim. Okul ve öğrenimle ilgili sorularını yanıtlıyorum. Kahveler içilirken, İçişleri Bakanı, yakın arkadaşı ve okulun eski öğrencilerinden Şükrü Kaya Bey, Gazi'nin kulağına eğilerek: Harp Akademisi, Harbiye, Mülkiye anladım da niçin Galatasaray, Paşam, diye soruyor; yoksa siz de bizden misiniz? - O da ne demek, çocuk? - Yani Galatasaray'ı mı tutuyorsunuz? - Ben kulüp tutmam, çocuk... Çünkü hepsi benimdir. Hem; sivil veya asker toplumun tamamına hizmet veya kumanda edenler bir kulübü tutsalar bile -görev sırasında- bunu açıklamazlarsa isabet ederler. Aksi halde, otoriteleri sarsılır ve tartışılır. Tefrika (ayrımcılık, nifak) yaratmış olurlar. O nedenle dikkatli olmalarını tavsiye ederim.(KAYNAK:Tevfik Fikret ve Haluk Gerçeği)Buradan gözüküyor ki Atatürk ne Galatasaraylı ne Beşiktaşlı ne de Fenerbahçelidir.Keza Atatürk'ün sözlerini örnek almamışlardır ki 1943-1946 arası Başbakanlık 1934-1950 arasında Fenerbahçe Başkanlığı yapan Şükrü Saraçoğlu'nun o dönemde Fenerbahçe için bürokratik ve siyasi gücü kullanarak ne kadar çok yardım ettiğinin göstergesi Papazın Çayırı olarak adlandırılan yere inşaa edilen stadın adını Şükrü Saraçoğlu Stadyumu yazarak minnettarlığını göstermişlerdir.Hem aktif siyaset içerisinde bulunarak hemde Fenerbahçe Başkanlığı yaparak kime nasıl ne şekilde yarar sağladığı kamuoyu önünde apaçık bellidir.Ve son olarak Dr. Nazım Bey  1916-1918 yılları arasında, Fenerbahçe Kulübü Başkanlığını yürüttü. Devletin yenilgisi ile biten I. Dünya Savaşı’ndan sonra çoğu ittihatçı gibi Avrupa’ya kaçtı ve 1922’de yurda dönebildi ve İzmire yerleşti. Çeşitli siyasi etkinlikleri nedeniyle daha önce üç kez idam cezası alan Doktor Nazım, son olarak 1926’da Atatürk’e karşı düzenlen İzmir Suikastı’ndan ötürü yargılandı ve Ankara'da idam edildi.  Şimdi soruyorum Galatasaray Fransız toprağı mıdır? Atatürk hangi takımlıdır? Savunmasında Atatürkçülük'ten dem vuran Aziz Yıldırım'ın çınar olarak nitelendirdiği Fenerbahçe'nin başkanlığını yapmış olan Dr. Nazım Bey kimdir ve o çınarın büyümesine emek harcayan o şahıs ne ile itham edilip idam cezası almıştır?Sonuç olarak kimse kimseye çamur atmaya kalkışmasın nefret ile düşmanlık yaratarak bu ülkede neler yaşandığı ortada Galatasaray-Fenerbahçe gerilimi yaratmak isteyenler ithamlarının altında ezilecektir.Saygılarımla...