Dün devre arasında soyunma odasına 1-0 mağlup giderken, aynen 2000li yıllarda olduğu gibi, biz bu maçı çeviririz hissi hakimdi hepimizde. Onikinci adamın Galatasaraylılığımıza yakışır duruşuyla, Ultraslan'ın rakiplere nispet yaparcasına mükemmel şovuyla sahada mükemmel bir takım oyunu sergiledi 11 aslan. Ancak takım oyununu sezon başından beri hakkıyla yerine getirirken, ezeli rakibinin kalesine 29 şut çekiyorsan, ikisini üçünü atacaksın. Bu futbolun cilvesi değil, hırsımızın sonucudur.

Fenerbahçe'ye karşı yıllardır süregelen şanssızlığımızı son 2 yıldır sarsmaya başladığımızın altını çizerken, yazıma bu maçın ışığında kalan son 4 haftayı değerlendirmek istiyorum.  Fatih hoca doğru diyor, ben futbol şansı diye bir bahane kabul edemem derken. Bahanelerin altına sığınmak, kurban rolünü oynamak bize yakışmaz renkdaşlarım. Fenerlilerin 3 Temmuz'dan beri medyayı, TFFyi ve Digiturk'ü arkasına alarak oynadığı kurban rolü, Galatasaray'ın oyun planı içinde olmamalıdır, olamaz da. Kendilerini gönüllerin şampiyonu olarak ilan edip, haklılıkları kanıtlanmamışken yapılan sözde haksızlıklarla her fırsatta ajitasyon yapan ve bizi kendi seviyelerine çekmeye yeltenerek bu çirkin oyunun içine dahil etmek isteyenlerin karşısında bir yürek, bir yumruk durmalıyız. TFF, MAA, medya, Yıldırım koalisyonu vs gibi sistemin parçası piyonların tahriklerine kapılıp bize yapılan haksızlıklar üzerinde durursak kaybeden biz oluruz. Bazen büyük resmi görmek zordur. Bu bağlamda deplasmanda oynadığımız Beşiktaş derbisi üzerinden küçük resmi özetleyen bir tablo çizmek istiyorum. Mükemmel takım oyunu ile sahada olan Galatasaray'ın karşısında her pozisyonda hakeme ağlayan, hakemle oynayan bir Beşiktaş vardı. Eğer ki Beşiktaş takımı, taraftarı ve teknik heyetiyle beraber maça konsantre olup oyununu oynasaydı, yani kurban rolünden bir dakikalığına sıyrılabilseydi, (benim için) yeterince gergin geçen derbinin sonucu böyle de olmayabilirdi. İşte bu yüzden Galatasaray olarak, takım, teknik heyet, yönetim ve en önemlisi biz taraftarların vereceği mesajın satır aralarında gizli gizli TFF'ye Playoff'a vs haykırışlar olmamalıdır. Tarih kendine güvenenleri, kendine inananları ön plana çıkarmıştır, her fırsatta ağlayanları değil. 

Beklediğimden de uzun paragrafa girerken, Fenerbahçe karşısındaki şansızlığımızı son 2 yılda artçı depremlerle sarstığımızdan bahsetmiştim. Kalan 4 haftada iki takım da 3er derbi oynayıp son maçta kozlarınız paylaşacaklar. Ancak, karşınızda Galatasaray'a karşı gerek oyun, gerekse skor üstünlüğünün verdiği güveni kaybetmiş bir Fenerbahçe olacak. Karşınızda son bir kaç yılda 2 kere kendini şampiyon zannetmiş bir Fenerbahçe olacak. Artçı sarsıntılar büyük depremlerin habercisidir.  Ne Denizli faciası, ne de timsahın gözyaşları.. Diliyorum ki 12 Mayıs'ta Galatasaray'ımız Kadıköy'de kupayı kaldırarak Fenerbahçe'ye tarihinin en büyük yıkımını yaşatacaktır kendi taraftarı önünde. 

Sarı-kırmızı sevgiyle,