03
2013
F.Terimin sıkıntısını anlayabiliyorum. Devre arasında yapılan iki yüksek profilli transfer, taraftarı sevindirdiği kadar, bütün sistemin de baştan aşağı değişmesine sebep oldu. Presi ileriden başlatan, alan daraltan, orta sahaya yerleşip pas ile rakibi yoran takım gitti. Yerine ileride daha az koşan ancak daha verimli iki golcü, orta alanda defansı problemli, yan pas sevmeyen ancak daha bitirici bir orta saha oyuncusu geldi. Bunun üzerine Melo’nun bitmeyen formsuzluğu ve Yekta’nın o bölgede kendini tam anlamıyla gösterememesi, İmparatorun kendi oyunundan vazgeçmesine neden oldu. Ancak alışkanlıkların değişmesi hem hoca için hem de oyuncular için bu kadar kolay değil.Ben yine de bu geçiş sürecini çok kötü geçirmediğimizi düşünüyorum.
Dün akşam tartışmasız sezonun en kötü futboluyla, Eskişehirspor gibi zor bir deplasmandan yenilmeden dönmek bence iyidir. Bu beraberlik ile Fenerbahçeyle aramızdaki fark 7 puana çıktı. Bugünkü maça baktığımızda bu farkın kapanma imkanı da çok düşük.Durum böyleyken üzülüp olumsuz düşünmeye gerek yok. Önümüzde çok önemli maçlar ve ciddi bir avantaj var.Bana göre yapılması gereken, daha dikkatli rakip analizleri ve Drogba-Sneijer-Burak üçlüsünü defansif sıkıntı çekmeden oynatabilecek bir sistem yaratmaktır.Eskişehir maçında da görüldü ki takımımız orta sahada pas yapıp alan daraltan, topla mesafe kat eden orta saha oyuncularının bulunduğu takımlara karşı kötü oyun oynuyor. Dün Eskişehir’de Alper ve Tello ile kanatta Erkan’ın yaptıklarının aynısını Schalke maçında Draxler, Jones ve Farfan’dan gördük. İki takımın sistemlerine baktığımızda 4-2-3-1 oynadıklarını görüyoruz. Bu sistemi iyi uygulayan ve kompakt bir şekilde ofans ve defans yapan iki takıma da kötü oynayarak şansımızın yardımıyla berabere kaldık.Evet şu anki kadronun presi ileriden başlatmasını bekletmek, hatta pres yapmasını beklemek bence doğru değil.
Yapmaya çalıştığımız presin iki pasla çözüldüğünü ve en tehlikeli pozisyonların da bu yanlış pres sonucu kalemizde oluştuğunu dün bir kez daha gördük. Bu kadro belki pres yapamaz ama doğru bir alan savunması yaparak rakibin ortasaha üstünlüğünü kırabilir.Bir kere Burağın Drogbanın yanında değil önünde oynaması şart. Çünkü hiçbir şekilde Burak kaleden uzak bir yerde etkili olamıyor. Orta saha pozisyon bilgisi kötü, top kontrolü çok zayıf, ikili mücadelelerde adam kovalamak isterken sürekli ellerini kullanması nedeniyle faul yapıyor. Yani defansa yaptığı yardım yapmamasından daha kötü oluyor.Ancak Drogba pas oyununa daha yatkın ve her maçta adam markajı ile oynuyor. Onun biraz daha orta sahaya gelerek top yapması, hem beraberinde getirdiği defans oyuncusu nedeniyle rakip defansın dengesini bozar, bu sayede Burağa arka tarafta istediği ve çok etkili olduğu boş alanlar açılır hem de şu andaki en büyük sıkıntılarımızdan olan orta saha-forvet bağlantısı kurulmuş olur.Top rakipteyken Burağın top bizdeyken Drogbanın ortasahaya gelerek forveti kademelendirmesi de başka bir çözüm olabilir.
Ayrıca orta saha kurgusunu biraz değiştirerek, top kontrolü ve pas kabiliyeti yüksek oyuncularla oynamak etkili bir çözüm olabilir. Bu anlamda kadromuza baktığımızda bana göre Emre Çolak ve Hamit en iyi tercihler gibi duruyor. Amrabat, aydın gibi topu ayağında tutamayan geniş alan oyuncuları bu sistemde kaptırdıkları her topla kontra atak yememize neden oluyor. Ayrıca bu oyuncuların pas kabiliyetleri de oldukça sınırlı. Ancak kanatlarda Emre-Hamitin oynadığı sistem hem defans hem ofans açısından daha dengeli görünüyor. Bu oyuncular oyunu genişletmekte ve çizgiyi kullanmakta belki iyi değiller ama alan daraltma ve top tutup pozisyonu geliştirmekteki etkileri çok iyi. Ayrıca ikisi de pas yüzdesi yüksek oyuncular. Bu sayede orta sahayı kontrol edebileceğimizi düşünüyorum. Bu kontrol bize Drogba ve Burağın pozisyonlarını daha iyi almaları için zaman sağlayacağı gibi sağ ve sol beklerimiz ile Selçuğun fiziksel açıdan daha az yıpranmasını sağlayacak bir fayda sağlayacaktır.Ben Melonun mental açıdan kesinlikle takımla iplerini kopardığını düşünüyorum. Cezadan döndüğü ilk maçta sarı kart görerek cezalı duruma düşmesi ve yaptığı inanılmaz top kayıpları Brezilyalının kendi geleceğini bu takımda görmediğinin bir göstergesi. Kalan maçlarda ondan verim almamız mümkün görünmüyor. Onun yerine kadroya monte edilebilecek Yektanın yalnızca defansif açıdan mücadelesi ile Selçuğu rahatlatması bile bu takıma Melonun yaptığından büyük bir katkı demektir. Ayrıca temiz oyunuyla top kaptırma olasılığı da Melo’ya göre düşük bir oyuncu. Bunu geçen seneki kadro ve sistemde tenkit edebilirdik ancak bu sene dikine pas atsın diye alınan ancak bir türlü etkinliğini sağlayamadığımız Sneijder var.
Yektanın yalnızca dinamizmi bizim için yeterli olacaktır. Ancak buradaki tek sıkıntı Melo’nun yokluğunda takımın boyunun kısalacak olması ve zaten hava toplarında sıkıntı yaşayan takımın bu probleminin artması.Şu anda takım içinde yeteneklerinden faydalanamadığımız tek oyuncu Sneijder. Adam dünyanın en iyi pasörlerinden biri. Hollandalıyı her atağımızda mümkün olduğu kadar fazla sayıda topla buluşturacağımız bir sisteme ihtiyacımız var. Bu anlamda Selçuğun oyun kurmadaki rolü biraz ona verilmeli diye düşünüyorum. Onun pas verip alabileceği şekilde bir oyun atak varyasyonları açısından son derece zengin ve önlem alması güç olacaktır.