Sevgili Galatasaray sevdalıları, sizlerinde malumu olduğu üzere; 12 mayıs perşembe günü özellikle son yıllarda aşina olduğumuz gerilimi yüksek, tribünlerde küfür ve öfkenin eksik olmadığı, maç öncesi ve sonrası tahrik edici demeçlerin birbirini kovaladığı, tek derdi reytingini arttırabilmek olan ağzı salyalı sözde gazeteci ve televizyoncu cemiyetinin beklentilerini boşa çıkarmayan bir derbiyi daha geride bıraktık.

    Bu derbiyi geçtiğimiz derbilerle benzeştiren olumsuzluklar hakkında birkaç kelam edebilmek isterdi gönül, lakin bu pazar yaşananlar ülkemizin alışılagelmiş futbol absürtlüklerini dahi gölgede bıraktı.Tam ülkece sahada oyuncuların birbirlerinin boğazına yapışmalarına,yöneticilerin birbirlerine atıp tutmalarına alışıyorduk ki; o da ne? Önce, çağdaş medeniyetin bir parçası olabilmekten çok uzak kimi insanımsı yaratıklar, kendi takımlarında hatta doğrudan ilk onbirlerinde 3 adet çikolata renkli futbolcu oynamıyormuşçasına, sanki ilk defa siyahi futbolcu görmüşçesine oyuncumuz Eboue'ye muz sallayıp fırlattılar.Sonrasında ise maçın beklenildiği üzere çirkinleştiği anlarda sahneye gerek karakter gerekse fiziksel çirkinliği ile nam salmış meireles adlı işaret dili uzmanı çıktı.

    Dolayısı ile bizim de tartışacak nur topu gibi yeni problemlerimiz oldu.Sevgili Galatasaraylılar gerek ihtiva ettiği önem gerekse muhattabında yarattığı sıkıntı sebebi ile TRİBÜNLERDE IRKÇILIK mevzuunu ilk olarak ele almak isterim.Hangi takımın taraftarının yaptığı hiç önemli olmayan ancak muhattaplarından birisi Dünya yıldızı DROGBA olduğundan önemi katlanarak artan bu olay, üzülerek belirtmek isterim ki Fenevbahçe spor klubünden ziyade TÜRKİYE'NİN prestijine ve marka değerine zarar vermektedir.Bu sebeple de, bu münferit olayı fenev camiasına yıkmadan kendi içimizde birlik olarak çözmemiz gereken bir problem olarak görüyorum.Evet belki bu kenetlenmeden fenev karlı çıkabilir ancak unutmayınız aksi takdirde herkes zararlı çıkacaktır.Kısacası içimizi doldurup taşan,tüm Dünyaya haykırmak istediğimiz, yapılan bu aptallığın Türkiye için,kendimiz için halının altına süpürmeden gerekli tartışmalar yapılarak kendi aramızda kalmasını sağlamlıyız.Bu hususu Bernard Shaw'ın şu özlü sözü ile noktalandırmak isterim ''Yalnızca dürüst insan her daim doğruları söyler, akıllı insan ise zamanında''

     Meireles konusunda ise söyleyecek fazla söz aslında yok değil var lakin ne bende o karekter mahrumu insan hakkında yazmaya istek ne de Galatasaray sevdalılarında buna dair bir talep olacağını zannetmiyorum.

    Makalemizin başlığını önceden anlatmış olduğum hususlar neticesinde bir sonuca vardırmak niyetindeyim.Demem o k; evet sahada oynana futbol kötü, evet tribünlerde şiddet var, evet tribünlerin dışında da şiddet var ama unutmayalım ki bu şiddet yalnızca futbola ait bir olgu değil, toplumun her alanına yansımış adeta milletçe benimsediğimiz nahoş bir durum haline gelmiştir.Dolayısı ile bütün bu sorunları tek bir klube ya da federasyona yıkmak ne denli doğru olur yorumu size bırakıyorum.Unutulmamalı ki Fenev olmadan Galatasaray,Galatasaray olmadan da Fenev olmaz olamaz.Ya barışı tahsis edeceğiz ya da birçok BURAKLAR yitireceğiz! BU MENFAAT HEPİMİZİN