21
2013
Spor Toto Süper Lig 2013 - 2014 sezonunun fikstür çekimi bugün gerçekleştirildi ve puan hesapları resmen başladı. Ben de Galatasaray'ın sezon içindeki yoluna biraz göz gezdirdim. Son şampiyon, sezonu TT Arena'da Gaziantep sınavıyla açıyor. Geçen yıl Bülent Uygun yönetiminde ciddi çıkış yakalayıp ligde kalan Antep, transferde şu ana kadar sessiz kaldı ve Serdar Kurtuluş gibi önemli bir yerli oyuncusunu kaybetti. Önümüzdeki 1 aylık süreçte yapacakları hamleler onların geleceğini belirleyecek çünkü rakipleri ciddi anlamda güçlendi. Muhtemelen Galatasaray, her sezon olduğu gibi iç sahada açılışı yine bol gollü bir galibiyetle yapacaktır. Sami Yen'de sezonu farklı bir galibiyetle açmak, her zaman yaramıştır Sarı - Kırmızılılara. 2. haftada Bursa ve 3. haftada Eskişehir deplasmanlarına gidecek olan Galatasaray, bu virajları hasarsız dönerse daha ligin başında çok ciddi bir avantajı cebine koyar. Özellikle Frey, Civelli ve Taiwo takviyeleriyle Avrupa çapında bir savunma kurgusuna sahip olan ve Batalla - Belluschi gibi futbol sanatçısı oyuncularıyla Bursaspor deplasmanı çok zor geçecektir. Sonrasındaki Eskişehir deplasmanı da geçen senelere oranla biraz daha hafif geçecek gibi görünse de potansiyel puan kaybı niteliğini koruyor. Ertuğrul Sağlam, Eskişehir'e yine belli bir kimlik verecektir ama kadrolarına ekleme yapmaları şart. 4. haftada içerdeki Antalya maçını ciddi bir engel olarak görmeyenler olabilir ancak 5. haftadaki Beşiktaş derbisi çok önemli. Yeni bir hocayla, yeni bir statla ve yeni oyuncularıyla yeni bir anlayışı oturtmaya çalışan Beşiktaş hakkında şu ana kadar net bir izlenim edinemedik. Bilic, kafasındaki 11'i henüz belirleyemedi ve elindeki malzemeden neler çıkarabileceğini kestirmek zor. Olimpiyat Stadı'nda oynanacak derbinin, stadın yapısından dolayı bir favorisi yok ama kadrosu henüz oturmamış rakibine karşı Galatasaray orada daha şanslı taraf olacaktır. İnönü'deki seyirci baskısının orada olmayışından bahsetmeye gerek bile yok. Özetle ilk 5 hafta Galatasaray için çok kritik. Şampiyonlar Ligi'nin başladığı tarihlere denk gelen bu periyodun sonu, Floryalıların ligdeki geleceğini ciddi anlamda tayin edebilir. Bu saydığım deplasmanlardan, yarıştığı diğer takımların 3'er puanla çıkma ihtimalleri tartışılır ve ligin henüz başında bu avantajı ele geçirmek çok önemli. 6. haftadan itibaren sırasıyla Rize, Akhisar (D), Karabük ve Kayseri (D) sınavları, Galatasaray için 4 maçlık bir galibiyet serisi anlamına gelebilir. 11. haftadaki Fenerbahçe deplasmanı düşünüldüğünde, Fatih Terim de oyuncularını bu yönde motive edecektir. İlk 5 haftadaki zorlu deplasmanlar ve Şampiyonlar Ligi startı, Galatasaray'ın sert takım kimliğini daha çabuk yakalamasına yardımcı olabilir. Tabi Melo'nun form tutma süreci bunu belirleyen en önemli etkenlerden birisi olacak. Bu 10 haftadan alınacak minimum zarar, Fenerbahçe derbisinden alınacak muhtemel bir kötü skorun etkilerini de azaltacaktır. Daha sonra devre arasına kadar, dişe dokunur tek deplasman olarak gözüken Kasımpaşa ve içerideki Trabzonspor maçları dışında da Galatasaray için iyi bir fikstür söz konusu. En büyük dört rakibinden üçüyle (Fenerbahçe, Beşiktaş, Bursa) ilk yarıda deplasmanda oynayacak olan Galatasaray, ikinci yarıdaki maçlarda ciddi bir avantajın sahibi konumunda. Arena'da puan kaybetmesine pek ihtimal vermediğim (yine de futbol bu) Galatasaray, geçen yılın ikinci yarısındaki sert kimliğine bu yıl daha erken kavuşursa, ligin ilk yarısını ciddi bir puanla (38 - 40 civarı ) kapatabilir. Takımın kamp performansı, oyuncuların son durumlarıyla ilgili gelişmeleri de oynanacak hazırlık maçlarından sonra daha rahat değerlendirebiliriz. Galatasaray'ın işi bu yıl hem daha zor hem de daha kolay. Zorluğu, 2 yıldır kendisinde duran emaneti geri almaya istekli diğer takımlar; kolaylığı da hocasını ve kadrosunu büyük oranda koruyan tek takım olarak yeni sezona daha özgüvenli ve hazır girmeleri. Yeni sezonda bizi nelerin beklediğini hep birlikte bekleyip göreceğiz.