26
2013
İmparator,
aslında bu kelime insanlara soğuk gelir. Otoriteyi, tek elden yönetimi, söz sahibi olmamayı anlatır. İmparatorlar genelde sevilmez, sadece korkulur. İnsanlık tarihinde bir daha açılmamak üzere kapatılan bir döndemden kopup gelen bir kelimedir. Uzun lafın kısası, bir topluluğun, bir kişiye kolay kolay vereceği bir lakap değildir. Anla kalbimizdeki yerini, gönlümüzdeki değerini.
Sana imparator dedik. Yeteneklerin karşısında, önünde eğildik. Tek elden yönetimi hiç sevmedik, ama takımı bir tek sen yönet istedik.
Bir tarafta, Adana'dan kopup gelen, Galatasaray'ı kışın soğuğunda, yağmurun ıslaklığında, güneşin yakıcılığında, toprak sahalarında, yorucu antremandan sonra gecenin karanlığında eve dönüş yolunda yaşamış bir emektar ... diğer tarafta sıcak locasında viskisini yudumlayarak ahkam kesen bir sahtekar ...
Birkaç gündür moda olan bir cümle var; "Önemli olan Galatasaray". Tabiki önemli olan Galatasaray. Ama bir kurumu, bir kulübü var eden, ona kişilik ve kimlik kazandıran, bünyesinde barındırdığı şahsiyetlerdir. Madem önemli olan Galatasaray, çıkarın bakalım, Galatasaraydan Ali Sami Yen'i, Metin Oktay'ı, Metin Kurt'u, Cüneyt Tanman'ı, Bülent Korkmaz'ı ... ne kaldı geriye ... Simoviç, Prekazi, Hagi, Popescu ... çıkarın onları da ... ne kaldı geriye ... evet aslolan Galatasaraydır, ama kurumlar içindekiler kadardır.
Fatih hocam, belki yokluğun Galatasaray'dan hiçbir şey eksiltmez, ama varlığın çok şey katar. Şu anda, kulüp binasında yoksun, ama unutma ki, Galatasaray geçmişiyle, başımızı dik tutan sporcularıyla, kenetlenmiş taraftarıyla, binalara sığmaz, liselerde öğrenilmez. Sen, Galatasaray'ı Galatasaray yapan taraftarın kalbindesin, ve hep öyle kalacaksın.
Seni seven 30 milyon kişiden biri.