26
2013
Saygı değer hocam ben İzmir'den Ali Şahin. Yani Galatasaray'ı aristokrat kesimden alıp halk seviyesine taşıyan taraflı tarafsız tüm Türkiye'nin sevdiği Metin Oktay'ımızın memleketinden bu mektubu yazıyorum. Galatasaray geleneğinde şahıslar önemli değildir belki ama benim için Galatasaray tarihinde Türkiye'yi ve Türk futbolunu dünyaya tanıtan üç bayrak adam vardır. Klübümüzün kurucusu, Taçsız Kral ve imparator. Galatasarayımıza ilk geldiğin günü hatırlamıyorum doğal olarak ama antrenör olarak ilk geldiğin gün dün gibi aklımda. Akdeniz olimpiyatlarında genç milli takımla başarıların, sonrasında Rasim Kara hocayla Türkiyede kaleci yetişmesine ön ayak olman ve yaptıklarını dün gibi hatırlıyorum. Kaldırdığın onca başarılı kupaların ardından Mor menekşelere gidişini nasıl kabullenemiyorsam yine söz gelimi kurumsallaşma adına merhum Özhan Canaydın tarafından gönderilişini de kabullenemedim hiç, gözlerim dolmuştu. Gönderilişin Galatasaray'ı 5 sene geriye götürmüştü. Vefa gerçekten de bir semt adı olarak kalacaktı. Vefaya veda etmek zorunda kalmıştık. Sonra Milli takım dönemi başladı kariyerinde. Oradan da gönderilişinde pek etik olmayan durumlar vardı. Fazla ücret aldığın konuşulmuştu sonra yine bir kılıf uyduruldu ve gelinen nokta 24 eylülün kopyasıydı belki. Galatasarayda yokluğun hep hissediliyordu derinden. Boşluk dolmuyordu çünkü. Floryada varlığın ile bahçıvanından, malzemecisinden tut da teknik heyete kadar arkadaşlık ve aile ortamını yeniden sağlamıştın. Çünkü orası senin yuvandı. Şimdi ise bir kez daha gönderiliyorsun acemice kurgulanmış bir senaryoyla. Seni yalnız bırakmak için önce sana yakın isimleri uzaklaştırdılar. Sonra da Seni bizden uzaklaştırmak istediler. Gayelerine şimdilik ulaştılar ama şunu bilsinler ki Galatasaray taraftarı yapılanları UNUTMAZ!...Aslolan Galatasaray'dır dedin o sözle ayakta durabiliyoruz şimdi. Şunu bilsinler ki 'Bazen yürekli kayıplar, korkak zaferlerden daha önemlidir.' "Herkesin adaleti şaşar ama Allah'ın adaleti Asla!.."
Galatasaray tarihinde eylül ayının 13. ve 24. günlerini hiç sevemedim. Sonbaharda düşen yaprakları anımsatıyor bana. Tek tesellimiz doğduğun gün. Şimdi sen yoksun, sana oyuncuyu küstürmeden kazanmayı öğreten Metin Oktay da yok. Elbet bu günler geçecek sensiz, boğazımızda düğümlenen bir acıyla bekleyeceğiz, sabredeceğiz. Zor günlerin ardından baharda yeniden yeşerecek umutlarımız var ama. Bir gün tekrar bu kulübe döneceğini bekleyeceğimiz güzel günler var. Umudumuz var. Belki antrenör belki başkan olarak. Galatasaray'ın sana her zaman ihtiyacı olacaktır ve sen yine kıramayacaksın bizi. Son olarak önceki gün döktüğün gözyaşları gözyaşlarımızdır. Sen tribündeki biz, biz sahadaki sen!. Kariyerinde yaşayacağın başarılar gururumuz olacaktır. Yolun açık olsun.