02
2014
Yazık, gerçekten yazık...
Daha dün gece yazdığım yazıda kadroda bir değişiklik var belki bu değişiklik ile deplasman karakterimiz değişir demiştim. Ama aynı tas aynı hamam.
Neden el sallayın şampiyonluğa diyorum çünkü bu Galatasaray sezon sonuna kadar deplasman galibiyeti alamaz. Her ne kadar Fenerbahçe daha puanlar kaybedecek olsa da bu şekilde Galatasaray şampiyon o-la-maz.
Artık o kadar klasik oldu ki şu yüzde yüz goller kaçınca ister istemez hissediyorsun saçma sapan bir gol yenileceğini.
Gelelim futbolculara...
Galatasarayın 11'ine bakarsak sahada aslında 7.5 kişi vardı. Umut için söylenecek hiç bir söz yok nasıl 90 dakika sabredildi hala şaşkınım.
Burak için her yazıda her yorumda aynı şeyi tekrarlamak istemiyorum ama kesinlikle ve kesinlikle Galatasaray futbolcusu değil. En başında bir golcü değil. Golcü insan düşünceli olur, egoist olmaz. En azından takımın stoperinden bile daha iyi top sürmesi gerekir. Paslarının %90'ının isabetsiz olmaması gerekir. Sorumsuz olmaması gerekir.
Selçuk ise 1.5 senedir hayal kırıklıkları ile dolu. Hadi özel bir sebep olur, ailevi bir problem olur anlarız ama 1.5 sene be kardeşim. Bu sene penaltı golleri dışında yaptığın tek iyi bir hareket yok. Bu kadar krediniz yok. Bile bile bu kadar kötü oynamaya hakkınız yok.
Maalesef bugün uğradığım hayal kırıklığını anlatabilecek kelimelerim yok.
Beceriksizlik, şanssızlık, kötü oyun, isteksizlik, ruhsuzluk...
Bunların hiç birini ne eyyam olsun ne de ortalık karışsın yada durum muhalefeti olsun diye söylemiyorum. Büyük hayal kırıklığı...
Anlaşılan o ki renktaşlarım bu sene bir çok maç hüsran. Bu takım daha karabük'e konya'ya sivas'a elazığ'a ve trabzon'a gidecek. Kaç tanesini kazanabileceğimizi düşünüyoruz. KOCA BİR HİÇ.
Daha da önemlisi chelsea maçı var.
İstediğinizi söyleyebilirsiniz renktaşlar, kötü gün bu günse bu gün de galatasaray diyebilirsiniz. Yıllardır aynı şeyi ben de söyledim binlercesi gibi. Ama bu gün ve saatten sonra en azından 2 kulvara şimdiden elveda diyebiliriz.
Hadi geçmiş olsun...