09
2014
Tarihi boyunca önemli transferler yapan Galatasaray bu geleneğini Ünal Aysal döneminde de devam ettiriyor ve hatta üzerine koyuyor. Geçen sezon devre arasında da transfer pastasının üstündeki çilekler olarak nitelendirdiği Drogba ve Sneijder transferleri bunun en büyük örneklerinden. Bu yazımda bu çileklerden kendi şahsi favorim olan Sneijder hakkında görüşlerimi paylaşmak istiyorum arkadaşlar.
Geldiği sezon uzun süre oynamamış olmanın verdiği formsuzluk ve uygun olmayan taktik anlayıştan dolayı kalitesini çok fazla gösteremeyen Hollandalı, sezon sonuna kadar vasat bir performans sergiledi diyebiliriz. Her ne kadar fizik gücü takımın gerisinde olsa da, o sezonki performansının böyle olmasının asıl sebebini şahsen Fatih Terim’in taktik anlayışı olarak görüyorum. Başarılarla dolu bir kariyere sahip olan Fatih Hoca’yı burada eleştiri yağmuruna tutmak haddime değil tabi ki, ancak naçizane görüşüm bu yöndedir. Sneijder, oyuncu tarzı olarak tam bir 10 numara ve tam performans alınması için özgürlük verilmesi gerekiyor. Bu nedenle sol kanat oyuncusu olarak skora beklenen katkıyı sağlayamamıştır.
Sezon başı hazırlık kampında fizik kondisyonunu tekrar kazanan Hollandalı, hazırlık maçlarında kendini göstermiş; hem oyun olarak, hem de skor olarak üstüne düşen görevi yerine getirmiştir. Lig başladığında İmparator tarafından tekrar sol kanata hapsedilen Sneijder yine ortalama bir performansın üzerine çıkamadı maalesef. Ancak Fatih Terim’in apar topar gönderilmesinden sonra yerine getirilen İtalyan teknik direktör Roberto Mancini ile tekrar kendine gelmiştir. Mancini’nin Hollandalıya daha fazla özgürlük vermesi, O’na gerçek Sneijder’i seyrettirme fırsatı verdi ve haftalar ilerledikçe bunu taraftara gösterdi. Bunun en güzel örnekleri Arena’daki Bursaspor ve Akhisar maçlarıdır.
Hollandalının performansını kısıtlayan diğer önemli neden ise takım arkadaşlarıdır diye düşünüyorum. Onun futbol kalitesini ve oyun zekasını tartışmaya gerek yok sanırım. Kariyeri gerekli cevabı verecektir zaten. Ancak bana göre, Sneijder’in daha fazla özgürlük verilmesine rağmen hala eski Sneijder olarak görülmemesinin en büyük nedeni sahada takım arkadaşlarıyla aynı dili konuşmamasıdır. Aynı dilden kastım Türkçe, İngilizce vs. değil; futbol dilidir. Üzülerek söylüyorum ki Sneijder’in oyun zekası diğer oyuncuların çok üzerinde kalıyor ve Hollandalıya dezavantaj oluyor bu durum. Kendisiyle en yakın dili konuşan isim Drogba iken, O’nun da yaşlılığın getirdiği fiziksel yetersizliğ ile maalesef düşündüklerini uygulamaya koyamaması Hollandalı’yı iyice yalnız bırakıyor. Bir diğer forvet oyuncumuz Burak Yılmaz’ın ise Sneijder ile anlaşamadığını sanırım söylememe gerek yok. Öte yandan arkasında oynayan orta saha oyuncularına bakacak olursak, Hollandalıya en yakın oynayan isim Selçuk ama maalesef O da çok farklı telden çalıyor. Burada şöyle bir şey eklemek istiyorum. Doğruluğunu ispatlayamacağım bir iddia olsa da Selçuk’un Sneijder ile saha için sürekli bir problemi olduğunu düşünüyorum. Bu sezonki performansı sınıfta kalan Selçuk’un takım olarak oynamak yerine topu sürekli kankası Burak ile buluşturma çabasını anlayabilmiş değilim.
Sniper’ın bu sezonun ikinci yarısında yükselen grafiğini hem saha içinde hem de tabela da rahatlıkla görebilmek mümkünken; buna en büyük etkeni, devre arası transferlerinin en iyi olan Alex Telles’tir diye düşüyorum. Yıllardır süregelen sol bek sorunun çözen Brezilyalı, hem hücumda hem de savunmada kalitesini göstermeye devam ediyor. Tüm taraftarı mest eden Sambacının saha içindeki en büyük partnerinin Sneijder olduğunu belirtmeye gerek bile yok. Aynı futbol dilini konuşan bir takım arkdaşını sonunda bulan Hollandalı, son haftalarda performans grafiğini bir hayli yukarı çıkarmış durumda. Telles’in hücüm bindirmeleri, Sneijder ile olan ver-kaçları, doğru koşuları takımın sol tarafına dinamizm getirdi ve skora katkı sağlamaya başladı. Bu yazımda Sneijder hakkındaki görüşlerimi paylaştığım için Brezilyalı hakkında bu kadarlık övgüyle yetiniyorum şimdilik. Belki bir başka yazımı da sadece O’nun için yazarım.
Kısacası Sneijder’i sahada uçuran da düşüren de takım arkadaşlarıdır. Çünkü futbol bir takım oyunu ve bir oyuncudan tek başına maç kazanmasını beklemek mantıklı olmaz. Bunu yapabilecek oyuncu yok zaten. Bu nedenle şimdiye kadar Sneijder hakkında yapılan eleştirilerin büyük çoğunluğunu, hepsini diyemem, yersiz buluyorum. Zira Telles bize bunu çok iyi gösterdi. Sorun Hollandalıda değil, çevresindekilerde. Bu nedenle önümüzdeki sezon için Sneijder ile aynı dili konuşan üstü düzey bir forvet alınması gerektiğini düşünüyor; saygıları sunuyorum. Hepinize iyi günler!
Ali Can YIKAR