Yasa...Padişahım çok yaşa

6222 sayılı kanunda değişiklik için geri sayım başladı.Aylarca uğraşılarak çıkartılan bir yasayı, 6-7 ay sonra değiştiren tek ülke olacağız dünyada.Efendim,şike ve teşvik için çok ağır cezalar varmış.Bunun meali şudur “Efendiler!Biz bütün kulüp yöneticileri bu haltı yiyoruz.Onun için cezalar az olsun”... Ne demiş atalar “Yarası olan gocunur” Şikeye değil 12, 122 yıl verseler umrumda bile olmaz.Neden?Çünkü benim o işlerde bezim yok.Eğer ki bu cezaların fazlalığından şikayetçi olan varsa,bilin ki o kişi/kurum bu halta fazlasıyla bulaşmıştır ve hatta bundan sonra da bulaşacağının sinyallarini vermiştir.

Açıkcası yasanın değişip değişmemesi fazla umrumda değil.Önemli olan Futbol Disiplin Talimatnamesi'dir ki buraya(58.madde) dokunup dokunmayacaklarını merak ediyorum.Bir ara kulüplerin bir çoğu,özellikle de anadolu kulüpleri, küme düşme cezasının kaldırılmasını savunuyordu.Bu fikriyatla gerçekten de “küçük kulüp” olduklarını tescilleyen söz konusu kulüpler,acaba şu sıralarda ne düşünürler bilemiyorum.Lakin TFF'den her halt beklenir.Bir sabah kalktığınızda,TFF'nin resmi sitesinde “58.maddede bazı değişiklikler yapılmıştır.Küme düşme cezası yerine puan silme cezası getirilmiştir...” tarzında bir haber görürseniz şaşırmayın.Hatta o andan itibaren derhal UEFA'nın resmi internet sitesine odaklanın.Zira orada da çok geçmeden şöyle bir haber göreceksiniz “Türkiye, UEFA ve FIFA'nın düzenlediği tüm müsabakalardan 3 yıl süre ile men edilmiştir”

Bir de şike soruşturması kapsamında iddianame açıklanması var ki sormayın gitsin!Herkes kısa bir zaman içinde bu açıklamanın yapılacağını belirtiyor.İddianame açıklandıktan sonra, TFF yine kararsızlıkta ısrar eder/topu yargıya atarsa yani sportif cezaları vermekten imtina ederse,yine UEFA'nın resmi sitesine odaklanın derim ben.

Apo Mourinho...”etmeyin eylemeyin lo”

Basınımızın güzide insanları(!) yine aynı kafadalar maalesef.Bir teknik adam,daha ülkemize gelmeden yorumlar birbirini kovalar “Bu hoca süper,takımı uçurur,falan takımı Avrupa'da bilmem ne yaptı,zaten feşmekan sistemi bulan adam bu, v.s”.Şimdi de Abdullah Avcı'yı yere göğe sığdıramıyorlar.Beni geçmişten tanıyanlar bilir.Her transfer için(özellikle de teknik adam) “önce malı bir görelim,.5-6 maç sonra fikir beyan ederiz”derim.Ne demek bu?Şu demek...Adam İstanbul Büyükşehir Belediyespor'da 5-6 yıl görev yapmış.Bu zaman zarfında da özelllikle büyük takımlara karşı aldığı başarılı sonuçlarla adından bahsettirmiş.İBB'de şunu yapmış bunu yapmış...İyi de dostlar orası İBB burası Milli Takım.İBB'de ne taraftar baskısı var,ne medya baskısı var,ne yönetim baskısı var,ne kaprisli(şöhretli) futbolcu var!Yok yok yok!Bu kadar “yok”ların içinde hocalık yapmak çok da zor olmasa gerek.Bunu söylerken “Avcı Milli Takım'da başarısız olur“ demiyorum.Lakin elma ile armutları karıştırmamak gerek.Elbette ki Avcı'nın başarılı olmasını isteriz.Lakin daha adam göreve başlamadan “mourinho” yakıştırması yapmak da nedir?Bu,ne denli yanlışsa “hadi canım sen de,Avcı da kim?”demek de aynı oranda yanlıştır.Hülasa bekleyip göreceğiz.Heee bu bekleme süresi de asla öyle aman aman bir süre değil tabi ki!5 maç son derece yeterlidir.

Elma dersem çık,armut dersem çıkma!

Şike soruşturması aşamasında,öyle veya böyle takımımızı da pisliğin içine çekmeye çalışanlar oldu.Şu 1 milyon $ hikayesini bilmeyen yoktur.Heh işte o gün bugündür,bizim Bülent Tulun'dan ne ses var ne de seda!Bu durumdan rahatsız olmadığımı söylersem yalan olur.Geçmiş dönemlerden bildiğimiz sayın Tulun,her zaman olmasa da belli aralıklarla medyanın karşısına çıkardı lakin kendisini görene aşk olsun.”Acaba gerçekten de sıkıntılı bir durum mu var” demekten kendimi alamıyorum.Lütfen çıkın ve bir iki kelam edin de,en azından mide bulantımıza nane limon olun sayın Tulun!.Bu ahval ve şerait içinde size sesleniyorum “Elmaaaaaaaaaaaaaa”

Bol bol basketbol

Şike,teşvik,yasa,talimatname,hakem,play-off,milli takım,misafir takım taraftarı v.s sebeplerden dolayı;bir çok kişi gibi ben de futboldan soğudum.Hazır havalarda soğumuşken salonlara akmak en mantıklı yol gibi görünüyor.Zira Mahmuti önderliğindeki Galatasaray zevk veriyor umud vadediyor.İlle de her maç kazanılacak diye bir kural yok.İşte son iki maçımız Efes ve Barcelona.Yenildik ama oynadık be kardeşim.Bu sene futboldan ziyade basketbolla ilgilenmek en doğru seçim vesselam...

Uzun bir süre sonra yeniden klavyenin başına geçince yazacak çook konu var.Fatih hoca,futbolcular,yönetim ve taraftarlarımız için de kelam edeceğim.Pek tabi ki sizlerin kaleme aldığı yazılara dair söyleyeceklerim olacak lakin şimdilik bu kadar kafi.

Not (1) Bu platformun eskilerinden sayılırım.Bir ara (belki bir yıl kadar önce) site yenilendi ve “taraftarın sesi”bölümü inkıtaya uğradı.Araya zaman girince pek buralara uğramadım.Şükrü Melek abimizin bilgilendirmesi sonucu yeniden aranıza geldim.Başta Şükrü abi olmak üzere herkese sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Not (2) Bu yazıyı klavyeye dökmeden önce, en son yorumu gönderen renktaşın(Scorpion) yazdıklarını okudum.Milli Takım hocalığı için en ideal seçim olarak Rıdvan Dilmen'i göstermiş.Peh yani!Olur da bu kadar olur!Rıdvan'ın yorumculuğunda ne buldun ki hocalığında bulasın be renktaş?Eski tarihlerde Fedex rumuzlu bir arkadaşımız vardı(kulakları çınlasın) ve ancak o böyle bir görüşü savunabilirdi.Yoksa bu Scorpion eski Fedex mi? İnanın hiç şaşırmam!