20
2014
***
Jupp Derwall...Türk futbolu'nun kaderini değiştiren bir Alman...Galatasaray'a, Galatasaray'ın 14 yıl sonra gelen şampiyonluğunda doğrudan, şampiyon kulüpler kupası'nda yarı finale çıkmasında, Uefa kupasının kazanılmasında, 2002 Dünya Kupasın'da Türkiye'nin 3. olmasında, hatta kendisinin ayrıldığı dönemden sonra Türk ve Galatasaray futbolunda kazanılan bütün başarılarda dolaylı şekilde katkısı olan, koca yürekli adam.
***
Jupp Derwall'in Türkiye'deki günlerini anlattığı çok güzel bir anı kitabı var.Kitabın Adı "Türkiye Anıları".İlk basımı 1993 yılında yapılmış olması lazım.Şuan çok bulunabilen bir kitap değil.Tüm Galatasaray taraftarı kitabı okumalı.Kitabı bulamıyorsanız internetten pdf haline indirebilirisiniz.Kitabı okurken bazı bölümlerimde Tüylerim diken diken olmuştu.14 yıl sonra gelen şampiyonluktan sonra Galatasaray taraftarının durumunu çok güzel betimlemiş Jupp Derwall.Eminim sizinde tüyleriniz diken diken olacaktır.
***
Bir sözlükte bu kitabı okuyan birisi kitabın bir kısmında yıllar öncesinden Cesare Prandelli'yi işaret ettiğini ve Prandelli'nin yaptığı hareketlerin, Jupp Derwall'in başarılı olmak için yapılması gerekenlere paralel olduğunu belirtmişti.Şimdi bende sizle kitaptan o kısmı paylaşmak istiyorum.
"Antrenörler arasındaki en büyük ustalar bile, sahip oldukları büyük deneyimin işlerini kolaylaştıracağına inandıkları için yurtdışında başarısız olmuştur.Ülkeyle, insanlarla, mevcut zihniyetle zamanında ilgilenmeyen, kültürü dili özellikle de o ülkede geçerli olan antreman yöntemlerini ve futboldaki oyun anlayışını iyice tetkik etmeyenler iyi bir başlangıç yapmakta zorlanacaktır."
***
Prandelli'nin Türkçe'ye Türk Kültürü'ne ve Türk Tarihi'ne merakı, öğrencileriyle arasındaki iletişimi, oruç tutması ve oruç tutanlara sonsuz saygı göstermesi hatta söyleyenenlere göre antreman saatlarini buna göre ayarlaması Derwall'in söylemine göre doğru olduğunu gösterir.Aslında kitabı okursanız Derwall'in karakteristik yapısı ile Prandelli'nin yapısı arasında bir çok benzerlik göreceksiniz.
Bence Mancini'nin başarısız olmasının ana sebebide buydu.Türk Kültürüne ve futbol kültürüne alışkanlık sağlayamaması, öğrencileriyle arasında bir mesafe olması, yine söylenenlere göre yabancı futbolculara tölerans göstermesi Mancini'nin başarısız olmasının ana sebepleri.
***
Bunları yazmamın sebebi Prandelli'nin Derwall gibi efsane bir hoca olacağını söylemek değil, ki bu bence mümkün gözükmüyor.Bunları yazmamdaki ana sebep takımın kötü gidişinden dolayı taraftarların umudunu kaybetmesi ve karamsarlığa düşmesiydi.
Hazırlık maçlarındaki kötü oynamamızın ana sebebi Prandelli'nin sistemine uyan oyuncuların azlığı ve bazı oyuncuların formsuzluğu.
1-Kanat oyuncuları hızlı değil ve kolay adam eksiltemiyorlar.
2-Topu rakip ceza sahasına taşımakta zorluk çekiyoruz.Bunun 4 tane sebebi var:
*Kanatların yavaş olması
*Selçuk'un hızlı bir şekilde ileriye pas atamaması
*İleride topu saklayan "kaliteli" santraforumuzun olmaması
*Sneijder'in yokluğu.(Artık geldiği için bun geçerliliğini yitirdi)
3-Tabiki transfer politikası.Takımın en çok ihtiyacı olan bölgelere transfer yapıl(a)madı ve yabancı oyuncular bir türlü göndilemedi.Takımdan Eboue, Dany ve Prandelli'nin kadro dışı bıraktığı oyuncularkısa zamanda gönderilmeliStoper transferi bence şuanlık yapılmamalı.Chedjou gönderilirse Doria veya Balanta güzel transfer olur.Elimizde patlama ihtimali vermiyorum.En kötü ihtimalle en fazla 1-2 milyon euro zarar ederiz.
Galatasaray'ın bütün başarılı döneminde 3 bölgedeki 3 isim olmazsa olmazlardan olmuştur.Jupp Derwall döneminde Simovic-Prekazi-Tanju(son sezonda olsada), UEFA Kupasını aldığımız Fatih Terim döneminde ise Taffarel-Hagi-Hakan Şükür üçlüsü.Aslında bu dönemlerde hep bir kemik hattı vardı değişmeyen ama özellikle göze çarpan üçlüler bunlardı.Şuan ise Muslera-Sneijder-Burak 3'lüsü var.Bence önceki başarılı olduğumuz dönemlere göre en kötü kısım santrafor kısmı.Burak gol atıyor evet ama Hakan Şükür ve Tanju ile kıyaslanması imkansız.Bu nedenle bir santrafor şart ama şuanki durumlarda Hakan ve Tanju ayarında futbolcu bulmamızın imkansıza yakın olduğu için, Hakan ve Tanju gibi olmasada Arsenal'den Joel Campell hem kanatlarda oynaması hem santrafor oynamasından dolayı şuan için bizim ihtiyacımız olan tipte bir futbolcu.
4-Selçuk İnan'ın formsuzluğu da bizi en çok etkileyen durumlardan.Birinci ve üçüncü bölge arasındaki köprüyü sağlayamıyoruz.Tabi bunun diğer sebepleride yine kanat oyuncuları ve santrafor.
***
Siz takımı eleştirebilirsiniz, hatta eleştirmeliyiz de.Ama ben takımın durumunu karamsar olarak tanımlamıyorum.Belki Süper Kupa'yı alamayabiliriz, 4. yıldızı takamayabiliriz, şampiyonlar liginde gruplardan sonuncu olarak elenebiliriz.Bunlar cidden kendi adıma önemli değil.Önemli olan bu yıl başarılı olmasakta diğer sezonlardaki başarıların istikrarlı bir biçimde gelişmesi.Önemli Şampiyonlar ligine gitmeyi alışkanlık edinmemiz, güzel futbol oynayan bir takım yaratmamız, önemli olan şampiyonluk sayılarının 20-19 olması değil, 30-20 üstünlük kurmamızı sağlayacak takım yaratmak ve istikrar sağlamak.
Tabii kendi adıma bu ilk yıldaki bütün başarısızlıkları en kötü ihtimali varsayarak yazdım.
Türk kültürüne ve futbol kültürüne hakim olmaya çalışan bir hocamız, genç, gelecek vaadeden, ayağa kafa uzatan bir stoperimiz, savaşçı orta sahamız, form tutarsa Türkiye'nin en iyisi olan iki yönlü kaptanımız, Dünya'nın en iyilerinden bir 10 numaramız, aramıza katılacak olan yeni futbolcular ve takımın Prandelli'nin istediklerini tam olarak vermesi için gerekli olan zaman var.
***
Diyeceğimiz o'dur ki, karamsarlığa kapılma Büyük Galatasaray Taraftarı.Galatasaray'ın olduğu yerde, taraftarlarının olduğu yerde Galatasaray karamsar olacak bir duruma düşmez.