26
2014
Aslında yazılacak o kadar çok şey var ki.Hani mutlu başlayan filmlerin sonu hüzünlü biter veya film hep hüzünlü başladıysa sonu mutlu olur diye.Bizimkisi o hesap.Ünal Aysal ile her şey çok güzel başlamıştı.Belkide Galatasaray tarihinin en güçlü yönetimi kurulumuştu derin Galatasaraylılar tarafından her konuda işin uzmanları takımın başında idi.Futbolda Ali Dürüst,Abdulrahim Albayrak,Ergun Gürsoyun oğlu Ali Gürsoy ve en önemlisi Fatih Terim.Hatta ilk seçildiklerinde basketbol şubesini bile bir önceki yönetimin basketbol sorumlusu Hakan Üstünberk’e bırakmıştı Aysal.Ne kadar mütevazi diye düşünmüştüm.Camianın ağır topları Refik Arkan ve Semih Haznedaroğlu vardı.Ve gelecek vadeden başkan adaylarından Adnan Öztürk.Aslında kendi içlerinde anlaşamaz görünselerde birbirlerini tamamlayan takım gibiydiler.Sadece fazla hırslı idiler,çok fazla kazanmak istiyorlardı ve hepsinin bir fikri bir amacı vardı.Tabi ona göre bir takım kuruldu.Galatasarayın dinamiklerine uygun bir takım savaşçı,koşan,ileride basan(Fatih Hocanın deyimiyle) ve karanlıktan aydınlığa çıkan Galatasaray.
Üst üste 2 şampiyonluk,2 süper kupa,Şampiyonlar liginde çeyrek final ve mutlu başlayan filmin hüzünlü bir hikaye ye dönüşü.
Neden olduğunu anlamadan Başkanın seçime gitmesi.Yönetimden gereksiz bütün adamları temzileyeceği yerde en önemli adamları bertaraf etmesi.Hepimiz son 2 yılın verdiği rehavetle çok önemsemedik olayları belki yeterli tepkiyi gösteremedik.Ama şapka düştü ve kel göründü.
Bir kere şunu kabul etmek lazım.Başarı ekip işidir.Bu şirketlerde de aynıdır.Futbol takımlarında da,ama ekip derken sahada olan 11 den bahsetmiyorum.Onlara huzurlu ve sağlıklı çalışma ortamı sunan yönetimler ve başkanlarda bu ekibe dahildir.Tıpkı doktorlar,malzemeciler ve hizmetliler gibi.
Sayın Başkan sebebini henüz bile anlayamadığımız olaylardan dolayı Fatih Terim’i kovdu.Evet kovdu.Hatta onu kovmakla kalmadı,floryada ona yakın ne kadar adam varsa hepsini gönderdi.Ha Fatih Terim’de bana göre kendine yakışmayacak davranışlarda da bulundu.Basının önünde yönetime posta koydu,aklına ne gelirse söyledi belki kovulmak için ortam hazırladı.Tabi daha sonra yaptıkları,tüpçünün yanında saf tutması gibi şeylerde hepimizin gönlünde derin yaralar açtı oda ayrı bir gerçek.
Aradaki Mancını dönemine gelecek olursak.Mancını iyi bir hoca futbolu bilen hayatı boyunca iyi futbolcularla çalışmış bir adam.Karizmatik ve başarılı.Dünyada tanınan bilinen kendini ispatlamış birisi.Ama en büyük şansızlığı Fatih terimden sonra gelmesi oldu.Tıpkı Lucescu gibi.Fatih Hoca maalesef gittikten sonra geriden kalan futbolcular kendilerini onun etkisinden kurtaramıyor.Geçen senede Burak ve Selçuk bu etkinin kurbanı oldular.Bunu gören Ünal Aysal’ın ilk icraatı iki oyuncuyu bu etkiden kurtarmak için sözleşmelerini iyi oranda zam yaparak yenilemek oldu.Hatta bunun sözünü geçen senenin son 5 haftası vermiş olmalı ki iki oyuncuda takım şampiyonlar ligine direkt katılsın diye elinden geleni yaptı.
Ve gelelim Prandelli ve Fenerbahçe maçına.
Bana göre alınabilecek en iyi hocayı aldı Galatasaray.Prandelli bizim yapımıza uygun ekip olarak iyi çalışan,bulunduğu takımlarda yardımcılarıyla beraber önemli işlere imza atmış bir adam.Zaten Türkiyeye geldiğinden beri kendisini belli eden,her cemiyete katılan iftarından tutun,cenaze namazında saf tutmaya kadar buraya kalıcı olamaya geldiğini gösteren bir adam.Yanında ki ekibinde hepsi önemli isimler.Ama şansızlıları var.Bir kere kötü bir hazırlık dönemi geçirdiler.Doğru düzgün bir hazırlık maçı yapamadılar.Ve geçen sene şampiyonluğu kaybetmiş olmanın verdiği baskıyla Fener maçına çiktilar.Eksiklerini göremediler.Selçuk inanılmaz kötü idi.İnanın normal futbolunu oynasa akşamki maç çok farklı olabilirdi.Gs tvden izlediğimiz kadarıyla iyide çalıştılar aslında,ben kondisyon yönünden fenerbahçenin çok önünde olacağımızı umuyordum ama beklediğim gibi olmadı.İyi hücüm yapamayınca iyi defansta yapamadık.Orta sahada Selçuk ve Snajdere baskı yapıp top kullanmasını engelledikleri için organize olamadık.Sağ ve sol beklerimiz kötü gününde oldukları için kanat akınlarını organize edemedik.Forvette Burak yanlız kaldığı için saçma sapan işler yapmak zorunda kaldı.Defans hattımız bana göre iyi idi.Orta sahadan yeterli desteği alamasalar bile elinden geleni yaptılar ve gol yemediler.Sadece şunun için eleştiriyorum.İlk yarıda Mehmet Topal’ın kornerden gelen topa vurduğu bir kafa var.İyi defans oyuncuları kornerlere hakim olmalılar bana göre.
Peki bundan sonra ne olur? Ümit var mı?
Tabi ki var.İlk olarak Selçuk ve Burak’ın üzerindeki baskıdan kurtulması lazım.Geçen sene taraftar onların üzerindeki Fatih Terim’in etkisini gördü ve o öfke hala bitmedi.Yaptıkları en küçük bir hatada yuhalanıyorlar,eleştiriliyorlar. Taraftarın şunu bilmesi lazım.Bazı oyuncular duygusaldır ve hocası için oynar,bazıları başkanı için oynar(fenerdeki gibi)taraftara düşen görev onları kazanmaktır.Galatasarayda başarılı olan oyuncular hep taraftarı için oynayan oyuncular olmuştur.(Melo,Muslera,Elmander,vakti zamanında Hakan Şükür veya Metin OKTAY)
İkinci olarak yönetim kurulu veya sadece Başkan diyelim.Çünkü ben bir yönetim kurulu göremedim.Bu takıma gerekli takviyeleri yapmak zorundadır.Nedir bu takviyeler 1)Yerli solbek 2)Yerli stoper(Defansımız kötü olduğu için söylemiyorum yabancı sınırlaması olduğu için söylüyorum)3)Duvar olabilecek bir santrafor(Drogba tarzı Arsenalli Campell tarzı kesinlikle değil.)4)Selçuk ve Melo’yu yedek bırakabilecek tarzda bir yerli orta saha.
Tabi yazması kolay ama kim olabilir bu isimler.1)Tarık Çamdal 2)Kaan Ayhan(aslında Balanta tipi bir oyuncudur hızlı çevik) 3)Mevlüt Erdinç 4)Nuri Şahin,Gökhan İnler
Bunların maliyetleri yüksek olur tabi.Bu oyuncuları hele bu saatten sonra Başkanın alabileceğini düşünmüyorum.Ama alırsa Galatasaray Şampiyon olur.Bir ihtimal daha var.Alt yapıdan gelen Emre Tosun,Birhan Vatansever,Berk İsmail Ünsal gibi genç oyuncular,Amrabat gibi Galatasaraya gelmek için eski kulübünden olan alacağını silen bir oyuncu,Bruma gibi genç bir yetenek Prandelli tarafından kazanılırsa,açık söylüyorum Prandelli efsane olur.
Zaman doğruyu gösterecek,okuduğunuz için teşekkürler.