27
2014
Öncelikle süreç mühendislıği ile başlayıp Galatasarayımızı etüt etmek istedim;
Mancini ayrıldı ve teknik direktör arayışları başlandı.Peki yeni gelecek olan ekibin kriterleri ne olmalıydı..Düşünüldü tartışıldı başlarda bir Alman ekolü veya Hollanda ekolü üzerinde yoğunlaşıldı.Sonra bir baktık ki bir İtalyan olan Cesare Prandelli Florya da barbekü partisinde! sürekli Galatasarayın organizasyon yeteneğinin ne kadar ileri seviyede olduğundan bahsetti durdu ve devam etti Galatasarayın hücum futbolunu göze hoş gelen futbolunu günümüzün taktik ,teknik ,sistem ve stratejileriyle cilalayıp parlatıp sizlere sunacağım !
Hazırlık kampı, birkaç yerli transfer,yeni oluşum ve Süper kupa maçı ile başlangıç..
Eveet sessiz kaldık, izledik, destek verdik ve gelinen nokta..
Öncelikle Ne Alman ekolü ne Hollanda ekolü baz alınması gereken Galatasaray ekolüydü ee yani; Hucum pres,cesur futbol,golü düşünmek,pozitif hırs ve inanç ,bol gol ve en önemlisi çok gol kaçırmak.Evet evet gol kaçırmak! Bu yönde bir teknik ekip ve kadro oluşturulmalıydı.Taktik,teknik,stratejiden önce mantalite bilişlere kodlanmalıydı.Mantalite mi ne ; Fatih Terim !
Hemen hemen bütün basın toplantılarını ve söyleşilerini okuduk, izledik ve dinledik Cesare Prandelli’nin.Hoşumuza da gitti hani tavrı ,inanmaya başladık ve görmek istedik neresinde acaba Galatasarayımız Maslow’un hiyerarşi piramidinin..Ama ne yazık ki göremedik, çok kötü planlanmış bir hazırlık kampı ve süreci, baştan savma hazırlık maçları v.s v.s.
Neyse ki lig başlamadan süper kupa maçında görebildik Galatasarayımızı ,ama bir daha böyle görmeyelim!