15
2011
İster inanın, ister inanmayın 3 yıldır bugünleri bekliyordum..Daha önceki “4-2-3-1 kabusu” adlı yazımda bazı detaylara değinmiştim ve sağ olsun Fatih Hoca benim gibi düşünenleri haklı çıkararak 4-4-2 ye döndü şimdi sonuçları hepimiz görüyoruz…Bu konuda muhtemel bir itiraz kadro kalitesi değişimi olabilir ama Rijkaard’ın kadrosu kötü müydü diye sorasım gelir. Elano, Keita, Neill, Baros, Arda...
90’larda da 3-5-2 Modası vardı...
İtalya 90 dünya kupasına Almanya damgasını vurunca oyun tarzı 3-5-2 de popüler olmuştu. Bu sistemi Türkiye’de ilk ve etkili uygulayan takım G.Saray olmuştur. Derwall’le temelleri atılan, Denizli ile devam edip Kalli ile zirve yapan Alman ekolü Türk futboluna ve G.Saray’a oldukça faydalı olmuştur. 3-5-2 Avrupa çapında yaygındı hatta bugün hepinizin sabahtan akşama izlediği Barca o zamanlar J.Cruyff’la bu sistemi uyguluyordu. Hollanda milli takımı keza 3-5-2’yi benimsemişti. O dönemlerde ülkemizde 3-5-2 nin dışına çıkan teknik direktörler kıyasıya eleştiriliyordu. Hiç unutmuyorum Souness G.Saray’a gelip 442 oynattığı için epey dalga konusu olmuştu. 442’li Milan’ın 352’li Barca’yı 4-0 la ezip geçmesi, Alman futbolunun gerilemesi ile birlikte 442 tahtını geri aldı bu arada 5-3-2 gibi ara formüller bulan takımlar da vardı.
En İyi Sistem Diye Bir Şey Yoktur, En Optimum Sistem Vardır...
Yüzlerce sayıda dizilim kombinasyonu üretilebilir 3-6-1, 4-2-4, 4-5-1, 4-2-3-1...Kağıt üstünde hepsi anlamlıdır ancak en önemli kısım takımın kadro yapısına, oyuncuların mantalitesine uygun olup olmamalarıdır. Eğer Barcelona gibi kadroya sahipseniz çok fazla bir şey fark etmez ancak 4-2-3-1 sistemi onlar açısından oldukça verimli duruyor. Bunu alıp aynen Copy-Paste yapmak hem de teknik-taktik kapasitesi kısıtlı Türk futboluna getirmek ayağına kurşun sıkmaktır. Hiddink’in başarısızlığında bu durumun önemli bir payı vardır.
Türk Futbolunun Ekol Sistemi: 4-4-2 Pres...
Türk futbol tarihinin en önemli başarıları (önemli payı Fatih Terim’indir) incelendiğinde genel oyun tarzımızın 4-4-2 dizilimli ve önde basan, saldıran takım oyunudur. Çok da mantıklıdır genel olarak defans oyuncularımız (yerli) teknik kapasiteleri sınırlı olduklarından topun kaleden uzak olması olmazsa olmazdır. 1-0’ın üstüne yatamamamızın en önemli nedeni de takım savunmasını bilmememizdir. Bu nedenle hücum pres bizim için aslında en iyi savunma şeklidir. En iyi savunma saldırıdır bizim için geçerlidir. Milli takımın ve G.Saray’ın başarıları bu mantaliteyle gelmiştir.
4-2-3-1 kabusu yazımda 4-4-2 ye acil dönüş olmasını temenni etmiştim ve oldu. 4-4-2 presin şu anda %30 unu uyguluyoruz. Fatih Terim yine de oyunu rölantiye alma konusunda ısrarcı haklı da aslında başarabilirse güzel olur ama başarması biraz zor olacak Hagi gibi ayağında topu tutup oyunu soğutacak oyuncumuz yok, bunun yerine pas trafiği yapmaya çalışıyoruz ancak top kaybetme riski yüksek. 4-4-2 pres için çok diri adamlar lazım zamanında H.Şükür , Arif, Ümit Karan ve komple orta saha oyuncularımız mükemmel pres yapıyorlardı önümüzdeki transfer döneminde bu mantıkla basacak, dikine oynayacak, diri orta saha oyuncuları, forvette ise Elmander’in daha üst versiyonu oyuncular alınması yönünde gidilmelidir. Son olarak gönlümdeki oyuncuları yazmak isterim; Olcan Adın, Hamit Altıntop, Ömer Toprak, Gökhan Töre ve Asamoah Gyan..