24
2015
Yeni yönetimin göreve başlamasından itibaren başkanımız Dursun Özbek, Cüneyt Tanman ve Hamza Hamzaoğlu tarafından medyaya yapılan açıklamalara baktığımızda çok yanlış bir transfer politikası izlendiğini hepimiz rahatlıkla görebiliyoruz. Galatasaray'a gönül vermiş bir taraftar olarak bu konudaki fikirlerimi belki yönetimden birileri duyar umuduyla paylaşmak istedim.
Alınan iki kupanın yönetim ve teknik kadroyu rehavete soktuğu açıkça ortadadır. Mevcut kadronun Şampiyonlar Ligi için yeterli olduğu söylenmiş, bir iki transferden fazlasına gerek olmadığı, hatta bunların da kampta geri dönen kiralıklar denendikten sonra yapılması kararlaştırılmıştır. Süper Lig şampiyonu olmamızda Fenerbahçe'nin yaşlı kadrosunun sonlara doğru fizik gücü olarak düşüşe geçmesi, Beşiktaş'ın ise genç kadrosunun mental olarak sonlara doğru baskıyı kaldıramamasının etkileri unutulmamalıdır. Türkiye Kupası'nda ilk maçta 4-1 üstünlüğümüz olmasına rağmen Sivas'a elenmekten kıl payı kurtulduğumuz gerçeği göz ardı edilmemelidir. Bütün bunların haricinde eğer önümüzdeki sezon Şampiyonlar Ligi'nde başarı hedefliyorsak, geçen sezon daha gruplar aşamasında tüm dünyaya rezil olduğumuz apaçık ortadadır. Bütün bunlar mevcut kadronun önümüzdeki sezon değil Şampiyonlar Ligi'nde başarı, lig şampiyonluğu için bile yeterli olamayabileceğinin kanıtlarıdır.
Söylediklerimin yanlış anlaşılmasını istemiyorum. Geçen sezonki başarılarımızın elbette ki hiç biri tesadüf değildir. Türkiye'nin en iyi orta saha iskeletine sahip olmamız, kalecimiz Fernando Muslera'nın katkıları, Hamza Hoca ve Abdurrahim Albayrak'ın gelmesinden sonra yakalanan takım bütünlüğü ve aile ortamı sayesinde bu başarılar elde edilmiştir. Ancak Yasin hariç kanatlarımız, beklerimiz ve yedeklerimiz yetersiz kalmıştır. Önümüzdeki sezon 3 kulvarda mücadele edebilmek istiyorsak, takımın bu eksikleri kapatılmalıdır. 1-2 süper yıldız, eski başkanımız Ünal Aysal'ın tabiriyle çilek transferi yerine 4-5 ideal transfer bu açıdan fikrimce daha doğru olacaktır. Bunları yaparken de önümüzde finansal fair play engeli olduğundan fazla harcama yapmadan en makul transferleri yapmaya çalışmak gerektiği de unutulmamalıdır.
Takımın en zayıf halkası olan kanatlara bir transfer, sağ beke bir transfer, forvete sistemi bozmayacak bir transfer ve son olarak stopere bir alternatif transferi takımımızı Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale kadar götürür. Sağ kanada Konoplyanka. Bizzat maçlarını seyrettim, bence alabileceğimiz en iyi kanat. Aatif Chahechoue benim gözümde Amrabat'tan daha iyi olmadığı için mantıksız bir transfer. Ona verilecek bonservis parası (3 milyon euro) Konoplyanka'ya imza parası olarak verilir. Bugün Konoplyanka'nın bonservisi elinde olmasaydı 10 milyon euro'ya zor alırdık. Haberlerde geçen 1.9, 2.2 milyon euro gibi yıllık ücretlere de bu futbolcuyu alamazsınız. Daha yüksek teklif yapılmalı. Sağ bek'e fiyatta anlaşılabilirse Rafael, olmazsa Glen Johnson. Forvete Podolski. Burada Huntelaar ve Llorente bence mantıklı transferler değil, çünkü bunlar çakılı forvetler ve ancak çift forvetli sistemde Burak'ın yanında oynarlarsa başarı getirebilirler. Ancak takımımız çift forvet oynadığında Sneijder sol içte oynamak zorunda kalıyor ve takıma fayda sağlayamıyor. Bu yüzden 4-2-3-1'e uygun forvet alınmalı. Oumar Niasse ise Galatasaray gibi büyük bir kulüp için çok yetersiz. Lokomotiv Moskova'da bile geçtiğimiz sezon ligde 13 maçta forma giyebilmiş. Üstelik buna rağmen 5 milyon gibi yüksek bonservis ücretlerinden bahsediliyor. Soldado için ise konuşulan rakamlar olması gerekenden çok daha yüksek, bu nedenle mantıklı bulmuyorum. Podolski ise Burak tipi bir golcü, bu yüzden hem tek forvetli sistemde oynayabilir, hem de Burak'a rekabet ortamı oluşturarak performansını yükseltir hatta Burak'ı yedek bile bırakabilir. Neredeyse her vurduğu gol. Eğer Burak daha iyi performans gösterirse Podolski sol açıkta da oynayabiliyor. Bonservis bedeli de diğerlerine göre çok daha düşük. Kendisi de Galatasaray'a gelmeye sıcak bakıyor. Yani her anlamda en mantıklı forvet transferi. Stopere ise bonservisleri elinde olan Zambrano ya da Ezequiel Munoz hem forma rekabetini arttıracak hem de rotasyon imkanı verecektir. Dede, Younes Kaboul ya da Doria daha iyi olur mutlaka, ama finansal fair play nedeniyle bunları yazmadım. Adı geçen bir başka isim Manoel'e bence hiç gerek yok, Chedjou ondan çok daha iyi. Kamil Glik de bedavaya Zambrano ya da Munoz varken bence mantıklı değil. Serdar Aziz takıntısından da vazgeçilmeli, bence burada yazdığım tüm stoperler Serdar'dan daha iyi. Bursa'nın istediği yüksek bonservis bedeli de bir başka vazgeçme sebebi olmalıdır.
Tavsiye ettiğim isimlerden Rafael ve Podolski hariç hepsinin bonservisi elinde, ufak imza paraları ile alınabilecek oyuncular. Ancak yönetimin ve teknik heyetin planladığı gibi kamp sonu beklenirse bu futbolcuların hepsi yeni takım bulmuş ya da sözleşme yenilemiş olacaklar, tıpkı Andre Ayew ve Micah Richards gibi. Bu noktadan sonra transferleri bonservis bedeli ödeyerek yapmak zorunda kalacağız ve finansal fair play yüzünden kadroyu Şampiyonlar Ligi için yeterli seviyeye getiremeyeceğiz. Hamza Hoca bir açıklamasında Melo giderse yerine transfere gerek olmayacağını söylemişti. Ama kadromuzda ne yazık ki Melo'nun yerini doldurabilecek bir futbolcu yok. Bu yüzden Melo ile bir an önce konuşulup 2 gün karar vermesi için süre tanınmalı, gitmeye karar verirse bir an önce De Jong ile sözleşme imzalanmalıdır. Yine aynı şekilde bonservisi elinde ve acele etmezsek birkaç güne yeni kulübüyle sözleşme imzalar. Yani Hamza Hoca'm, Cüneyt Ağabey'im, eğer bunları okursanız lütfen transfer politikanızı değiştirin, kampı beklemeyin ve acele edin.
Bir de satılacak ya da kiralanacak futbolcular konusu var. Aydın Yılmaz'la sözleşme yenilenmemeli. Yekta Kurtuluş, Tarık Çamdal, Sercan Yıldırım ve Dany kesinlikle gönderilmeli. Dzemaili, Amrabat, Bruma, Furkan kampta denenebilir. Eğer bahsettiğim transferler yapılırsa Bruma yedek kalacağından bir yıllığına oynayabileceği bir takıma kiralanması en uygunu olur diye düşünüyorum.
İnşallah önümüzdeki sezon Galatasaray için başarılarla dolu, Galatasaray'ın büyüklüğüne yakışacak Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna bir adım daha yaklaşacağımız bir sezon olur.