02
2015
Değerli Webaslan Okuyucular,
Bu yazımı, son dönemdeki Şampiyonlar Ligi başarısızlıkları üzerine yazma ihtiyacı hissettim.
Şampiyonlar liginde maç kazanamama serimiz devam ediyor. Bunu kendi kendime sorguladığımda malesef takım olamamanın buna neden olduğunu düşünüyorum.
Bunun bazı nedenleri egoları olan futbolcular;Örn:
1-Takım içi arkadaşlık sıfır. Sorun Melo değilmiş demekki. Kamplara ayrılmış bir takım olamaz.
2-Burak ve Selçuk vazgeçilemezi oynuyor.
3-Sabri hep hakkının yendiğini düşünüyor.
4-Sinan hep yedek, girdiğinde iyi işler yapmasına ve ilk 11'e göz kırpmasına rağmen.
5-Podolski ile Yasin arasında kanat kapma çabası var ve bu spekülasyonlarla oluyor. Futbol ile değil.
6-Yasin harikaları yaratan kişi olmak istiyor.
7-Sneider şutlardan sorumlu bakan.
Yukarıdaki nedenlerden dolayı oyun esnasında pas alışverişinden tutunda oyunun akıcılığıda etkileniyor.
Örn: Yasin hangi kanatta ise oyun o kanada aktarılıyor. Podolski'ye pas atılmıyor. Oda geri gelerek top almak için enerjisini gereksiz yere harcıyor.
Örn: Selçuk sürekli Burak için uzun top kolluyor. Başka kimseyi pozisyona sokmak aklına gelmiyor.
Örn: Sabri oyuna girdiğinde ofansta asist veya gol için çaba gösterip, göz boyama hırsına bürünüyor ve arkasına adam kaçırıyor. Defansif görevlerini yerine getiremiyor.
Örn: Hakan Balta gereksiz topla oynama nedeniyle kaybediyor.
Örn: Sneider pas atıp gol pozisyonuna sokabileceği uygun kişiler olsa bile şut çekiyor.
Peki bu tarz davranışlar olmasına rağmen nasıl şampiyon oluyoruz?
Cevabı: Türkiye ligi kolay, yıldızlar yetiyor. Ama uluslararası platformda yardımlaşma, sert ve fedakar oyun olmadığı için etkili olamıyoruz. Takım içi yardımlaşma diyorum çünkü Burak koşmaz, Sneider koşmaz, Podolski koşmaz gibi kesin yargılar futbolculara da sirayet ediyor. Real Madrid'de kim koşar o zaman. Böyle bir algı ve mantık aklıma yatmıyor.
Herkes topla oynamak istiyorda, önemli olan top rakipteyken ne yaptığımız?
Cevabı: Orta saha dahi bekleyip izliyor, acaba defans ne yapacak diye. Herkes kontradan gol atarım belki diyerek ileride film gibi izliyor. Defansımızın kötü gidişhatı Melo nedeniyle değil, kademeler arası kopukluk nedeniyledir. Barcelona gibi fiziği olmayan, kısa boylu orta sahası olan bir takım neden bizim zaafımızı yaşamıyor?
Peki bu sorunların çözülmesi için ne yapılmalıdır?
Özellikle kişisel gelişim hedeflenmelidir. Futbolcularımız kötü olduğu için değil, kötü niyetli olduğu için sonuca gidemiyoruz. Gerçekten takım başarısınımı düşünüyorlar sizce?
Acilen kişisel koçluk çalışması başlatılıp, egosuz davranma, yardımlaşma ve benzeri konularda futbolcuların bilinçsel eksiklikleri ortadan kaldırılmalıdır.
Teknik direktör kendi adamlarını oynatır. Algısı yıkılmalı ve istatistiklere bakılmalıdır. Bunlarda futbolcularla paylaşılmalıdır.
Geri bildirim mekanizması kurulmalı, her maç yukarıda belirttiğim davranışlardan gerçekleşen kayıplar üzerinde durulmalıdır.
Görüyorum ki takımda yaptığı hatalardan ders alan bir kaç kişi var. Onlarda bu sene gelen Denayer, Rodrigez, Carole ve Muslera. Gerisi ders almak bir yana, işler kötü gittikçe dahada bencilleşmekteler.
Saygılarımla;