12
2015
Alman kulübü ekonomik krizden büyük bir yönetim başarısı ile çıkarak şampiyonluklara abone oldu.
BUNDESLIGA’nın son 2 yılına 2 şampiyonlukla damgasını vuran Dortmund’un peri masalı sürüyor. Çok değil daha birkaç yıl önce finansal anlamda tamamen çöken ve stadını bile satan bir takım nasıl oldu da bugünlere gelebildi? Hikaye nasıl başladı, nasıl çöküş yaşandı ve nasıl toparlandılar. Bu hikayeyi okurken Türkiye’den benzer durumda olan kulüpleri hatırlayacaksınız. Gelin hep birlikte göz atalım…
Hitzfeld’in anahtarı Önce başarı sonra transfer
DORTMUND denilince Hitzfeld ile başlamak gerekir. Alman futbolunun usta teknik adamı, 1991-92 sezonunda başarısız olan takımı zirveye taşıdı. 2. yılında UEFA Kupası’nda final oynadılar. Hitzfeld’in sistemindeki anahtar nokta, önce başarı ile kasaya para koyup ardından büyük transferlere girişmesiydi. Hitzfeld sonrası bu durum tersine döndü. Önce büyük transfer yapalım sonra başarı gelsin ile yıkılma süreci başladı. Stadını satan, yıldızlarını satan Dortmund için artık tek yol kalmıştı. Uzun vadeli bir plan yapmak ve hem borçlarından kurtulup hem de statlarına tekrar kavuşmaktı. Bakın onlar neler yaptı?
Statlarını geri aldılar
KRİZDEN kurtulmak için 15 yıl ödemeli 79 milyon Euro’luk kredi çektiler. Bu parayı ne borç ödemeye ne de transfere harcadılar. Önce Westfalen Stadı’nın yüzde 51’ini sonra da geri kalanını alarak büyük gelire kavuştular.
Marka değerini kullandılar
MARKA değerini kullanarak inanılmaz bir gelir elde ettiler. 39 milyon Euro sponsorluktan, 8 milyon Euro forma gelirinden, 20 milyon Euro televizyon gelirinden, 9 milyon stadyumdaki gıda satışlarından ve geri kalanı da stadyumun kiraya verilmesinden olmak üzere 111 milyon Euro’luk bir bütçeye ulaştılar. Deloitte Para Ligi’ne girmeyi başardılar. Giderlerini çok azalttılar.
Altyapıya dönüp gençleştiler
DORTMUND’un başarısında en büyük sırlardan biri de altyapıya ve gençlere güvenmeleri oldu. Özellikle kendi akademilerinden yetiştirdikleri Götze şu anda dünya çapında bir yıldız. Nuri Şahin’i de Real Madrid’e satmayı başardılar. Hummels, Kagawa, Lewandowski, Bender, Subotiç gibi genç oyuncuları sıfırdan alıp dünya çapında yıldız haline getirdiler. Bu genç takımın değeri şu anda 191 milyon Euro.
Ve inanılmaz taraftar
ALMAN futbolunu yakından takip etmeyenler için bile Dortmund taraftarı dikkat çekicidir. Maç başına 75 bin ortalama ile oynuyorlar ve karşılaşmaları ayakta izliyorlar. Dortmund kulübü mali krizin en tepe noktaya ulaştığı anlarda bile bilet fiyatlarına zam yapmadı. Kale arkası biletleri hala 12 Euro. Kulüplerinin en kötü döneminde “we are Borussia” adlı bir kampanya ile mali direniş başlattılar.
Doğru teknik direktör
TAKIMIN teknik direktörü Jürgen Klopp özenle seçilmiş bir isim. Mainz’ı 2. Lig’de düşme potasından alıp Avrupa Kupalarına götürdükten sonra Dortmund’un başına geldi. 2008’den beri süren yükselişin en büyük mimarı olan Klopp yaş ortalaması 25’lerde gezinen takımını şimdiden efsane hale getirmiş durumda.
PEKİ YA BEŞİKTAŞ?
Beşiktaşta 3 yıl önce borç içindeydi. Ve 45 milyon dolarlık kredi ile bu borcu temizlemeye çalışıyorlardı.
Beşiktaş bu borç ile kaç oyuncu aldı? Nasıl Oyuncular aldı? Bunlar tartışılmalı. Çünkü şu anda 2015 Yılı kadrosuna baktığımızda
Gomez, Gökhan Töre, Oğuzhan, Sosa, Atiba vs... Oturmuş bir kadro vardı hep 2 yıldır beşiktaşın. Ve şuan gökhan töreyi satsan 20ye satarsın.