26
2016
Merhaba renkdaşlar,
JOR yönetiminde bu yıl iyiye giden oyunumuz, herkesin gözünde fazla fazla büyüttüğü hibrit çimlerin üstünde vodafone arena çatısının altında taçlandı. Beklentilerimizin üzerinde hızlı, baskılı ve soğukkanlı başlayan oyunumuz 5 net golün kaçtığı ilk yarı itibariyle 2-0 gibi güzel bir skorla bitti. Kendisini Kaf dağında gören BJK taraftarı bir anda buz gibi suyun altında duşa girmiş gibi hipotermi geçirirken biz de 2. Yarı oyunu nasıl tutabilirizin hesabını yapıyorduk.
Oyun tahmin edildiği gibi BJK baskısıyla başladı. Ama göbekten defansımızı yaramayan BJK kanatlardan boş boş yaptığı ortalarla ekmeğimize yağ sürerek rahat etmemizi sağladı. Önce Yasin’in çalışılmış ön direk pozisyonu sonrası gelen gol, sonra Bruma’nın rakip defansı rüzgârıyla Road Runner misali geçişi sonrasında attığımız goller takımı iyice havaya soktu.
Sporx gibi ortak spor kanallarında her ne kadar gollerden başka ne pozisyonları vardı şeklinde saçma sorular olsa da, hatırlatmak gerekirse, 1) Yasin’in şutunda Caner’e çarpıp sakatlayan şut, 2) Kaleci Fabri’nin boşa çıkması sonucu Eren’in arka direkte bomboş pozisyonda topu kaleye vuramayıp, 6pas içinde göndermesi ve 3) Sneijder’in kaleciyle karşı karşıya pozisyonda topu üzerinden tipleyememesi şeklinde sayarsak 3 tane de net pozisyonumuzun olduğunu söyleyebiliriz.
Buna ek olarak hakemin pozisyonları maç boyunca çok iyi süzmesine rağmen kartlar konusunda tribün tepkisini çekmemek için elini cebine götürmemesi beni maç boyunca çileden çıkartan başka bir detay. Maç içerisinde bir çırpıda sayılabilecek, Olcay’ın yan hakeme bağırması, Caner’in Yasine attığı tokat, Abubakar’ın Musleraya dalması (topu almasına imkan yokken), Marcelo’nun 45+2’de Eren’e dizle girmesi kartsız geçilen pozisyonlardan oldu.
Ayrı bir paragrafta belirtmek istediğim ise, geçen hafta arkadaşımla tartışma konusu olan Tosic konusu. Tamam BJK geçen hafta her türlü yenerdi Akhisar’ı fakat 80. Dk’da Tosic’in gole giden Rodallega’yı düşürmesine faul bile vermeyen hakemin atladığı kırmızı kart bu maçta bize döndü asist oldu. Geçen hafta beni küçük hesaplar yapmakla suçlayan arkadaşım bu hafta o görmedikleri kırmızı kartla stadın namusunu kurtardıklarını ve hiç de haketmediklerini hatırlar umarım.
Diğer taraftan BJK hep şerefli oyunla övünen bir takım. Cumartesi günü gördük Caner’in takımı nasıl çirkinleştirdiğini, Cenk ve Abubakar’ın ceza yayı çevresinden faul almak için Hollywood aktörlerine taş çıkarışlarını. Bunların da hakem tarafından görülmesine rağmen 1 kere bile hakemi aldatmaktan sarı kart olmaması gerçekten garip, gerçekten BJK’nin üzerine oyunlar oynanıyor (!)
Artık bu maçı bir şekilde geride bırakıp önümüzdeki maçlara bakmak, daha hırslı bir şekilde önümüzdeki maçlara asılmamız gerekiyor. İleriki maçlar için çıkarmamız gereken dersler, savunmada topu takip etmek, Chedjou’ya güvenmemek, JOR’un maçı seyirci gibi izlememesi ve rakip ceza sahası içinde tek pas değil YARIM PAS yapabilmek olmalıdır.
Sakat futbolcularımızın da artık bir an önce takıma katılması, milli maç arasından sonra takıma rekabet edebilecek seviyede katkı yapmaları gerekmektedir. Podolski’de biraz fazla rahatlık gördüğümü de söylemeden edemeyeceğim. Umarım ben yanlış görüyorumdur ve bu sakatlıktan başka bir sakatlık yaşamaz yıl boyunca. Çünkü Cumartesi günü o top Josue yerine Podolski’ye gelseydi, Quaresma son saniyede o pozisyona giremezdi. Santra yapmaya giderlerdi.
Son olarak renkdaşlar, takım bariz bir şekilde ileriye gidiyor ve bize düşen görev taraftar olarak ürün alımı ve maçlara daha fazla katılım sağlanmasıdır.
Hepimize Sarı-Kırmızı ve bol neşeli bir hafta diliyorum.