05
2017
Değerli Arkadaşlar,
Daha önce de yazımda belirttiğim üzere futbol üzerine profesyonel bir eğitim almış, almaya da devam edecek bir kimse olarak saha içi şeylerden bahsetmek istesem de gündem saha içi taktiklerden oldukça uzak.
27 Yaşında 5 yaşından beri etkin olarak Galatasaray'la yaşayan bir taraftar olarak burada yazılan bazı sığ ve altı dolu olmayan yazıları gördükçe çıldırmak üzereyim. Konun İgor Tudor'u veya Galatasaray tarihinin gördüğü en acınası yönetimi savunmak değil, peşinen söyleyeyim lütfen başka noktalara çekmeyiniz.
Öncelikle Fatih Terim'in Galatasaray'a katkıları asla inkar edilemez. Eden haksızlık eder. Ancak Galatasaray'ın da Fatih Terim'e katkıları azımsanmayacak kadardır( Hem maddi, hem manevi) Bu sebepten ötürü "kavalında delik olup habire aynı deliklere basan çoban" gibi her hoca problemin temcit pilavı gibi Fatih Terim yahut Lucescu gibi isimleri bıkmadan usanmadan gündeme getirmek 112 yıllık bir çınar, Türk Sporu'nun ve Futbolunun lokomotifi Galatasaray'a ihanet değil de nedir sorarım size?
Düzgün bir futbol aklı gelsin, belirli bir alt yapı sistemi oturtulsun, profesyonel bir Sportif direktörümüz olsun ( Tıpkı Roma'daki Monchi veya Leipzig'deki Ralph Ragnick gibi), belirli bir futbol ekolüne sahip olunsun, düzgün çalışan profesyonel ve geniş ağlara sahip bir scout ekibimiz olsun diyeceğinize, geçiçi bir çözüm olan 70'li yaşlarına doğru ilerleyen Terim'den medet ummak en basit tabirle kolaya kaçmak, 2000 sonrası ergen Galatasaraylı'lığı yapmaktır. Peki ya sonra? Hiç mi koca kulübün geleceği umrunuzda değil. Anlık alınan başarılar geçiçi çözümler... Fatih Terim günlük planlarla başarılı olan, anlık parlamalarla çözüm üreten bir teknik adam.
Ancak kurucumuz Ali Sami Yen "Türk olmayan takımları yemek" gibi bir vizyon ortaya koymuştur. Bu da onların sistemini kurmadan olanaksızdır